Tehlikeli Değer -Aramir-

472 81 123
                                    

Kelebek, tozları ile tek bir kelimeyi taşımıştı Aramir'e: Görüler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kelebek, tozları ile tek bir kelimeyi taşımıştı Aramir'e: Görüler.

Çoğul ekine takılı kalmıştı Aramir; Arzo gerçekten de görüler ile çevrelenmişti. Yoğun duman istilasının anlamı da açıklığa kavuşmuştu böylece. Gri Görücü'nün neler söyleyeceğini, gördüklerini, yadsınamaz bir şekilde merak ediyordu ama elinde koordinatlar ile dolu bir parşömen de vardı. Gölge'nin yeri işaretlenmişti onda ve Aramir önceliğinin bu parşömen olduğunu biliyordu.

Ya kandırılıyorsan, diye huzursuz edici bir düşünce geçti aklından. Hennali daima Suvilla'nın yanındaydı. Sana kendini asla lider gibi hissettirmedi ama şimdi senin izinde olduğunu söylüyor. Buna ne kadar inanabilirsin?

Kaşları çatılırken kayanın üzerine tekrar oturdu; pelerinini geriye doğru attırarak ellerini açığa çıkardı. Parşömenleri yırtıp atabilirdi; vücut ısısından dönüşecek olan minik bir ateşle onları yakabilirdi ama Aramir bunu gerçekten ister miydi? Olasılıkların ucu Gölge'ye dayanıyordu ve sonu ne olursa olsun Aramir'in seçeceği yol belliydi. Ekibi onu biraz daha bekleyecekti.

Parşömeni bacaklarının üzerine koyup kıvrılan köşelerini eli ile sabitledi. Aramir gölün batı kısmındaydı; kale ise gölün doğusunda kalıyordu. Ağaçlık alana yakındı ve Kulaklı Patika'yı takip edip Hako ağaçlarına ulaştığında suların aktığı yönün tersine yönelmeliydi. Engebeli bir yola ulaştırıyordu bu güzergah onu ve kayaların yoğunlaştığı yerden giderse eğer Gölge'nin saklandığı mağaraya ulaşıyordu. Uzun bir yürüyüş olacağı belliydi ve şu an hız tılsımı işlenmiş bir ayakkabı giymiş olmak için Aramir pek sevdiği pelerininden bile vazgeçebilirdi. Herkes hazırlıklı gelmişti; çantalar dolusu eşyaları vardı ama kaçış, Aramir'i hazırlıksız yakalamıştı. Gidecekleri yerleşkede mutlaka merkezi alanlara uğramalı ve pazar yerlerini gezmeliydi. Lithlealı bir elf olarak büyüsünü tılsım, iksir ve envai çeşit envanter ile tamamlamak isterdi. Bunu aklının bir köşesine not etti.

Parşömeni kıvırdı, pelerinin iç cebine koydu ve ayaklanarak ufka bakmaya başladı. Keskin elf gözlerine sahipti evet ama bu gözler bile Gölge'nin saklandığı o uzak yeri görmeye yetmezdi.

**

Yorgunluk vücudunu her zaman teğet geçerdi; elf geni insan geni karşısında daima baskın olurdu ve Aramir buna ancak minnet edebilirdi. Yürüyüşün sonlarına yaklaşmıştı; Hakoları gördüğünde soluklanmış, yüzünü buz gibi suda yıkamış ve az ilerde yetişen iri babkalardan yemişti. Babka nemli toprağı seven bir sebzeydi ve oldukça sulu olurdu. Büyük çekirdekleri vardı ve turuncu renk dış kabuğu rahat bir şekilde yenecek kadar inceydi. Karnı doymasa da babkalar yol boyunca Aramir'i idare ederdi.

Yalnızlığın keyifli ama biraz irdelendiği takdirde hüzünlü bir tınısı vardı Aramir'e göre. Küçükken gördüğü her sebze ve meyveyi tatmak isterdi; ona eşlik edenler ise buna şiddetle karşı çıkardı. Kral babasının kesin emriydi çünkü bu; prensler sadece saray mutfağından çıkan yiyecekler ile beslenebilirdi. Hem güvenlik önlemiydi bu hem de Aramir ve Gliondel'i sıradan elf çocuklarından ayıran görünmez bir çizgi.

RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Where stories live. Discover now