Ölü ve Canlı -Aramir-

160 21 9
                                    

Saldırıdan sonra engebeli ve kayalık bir bölgeye çekilmişlerdi, burada mağara benzeri girintili bir kısma kurdukları çadırları Aramir ve yoldaşlarına sığınak olmuştu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Saldırıdan sonra engebeli ve kayalık bir bölgeye çekilmişlerdi, burada mağara benzeri girintili bir kısma kurdukları çadırları Aramir ve yoldaşlarına sığınak olmuştu. Aynı zamanda ele geçirilen birkaç düşman elfi de burada tutsak ediyorlardı. Ekin de bu çadırlardan birindeydi ve bilincini kaybettiği andan beri onunla Şifacı Hardibak ilgileniyordu. Ama bu ilgi yeterli gelmemişti, Ekin nöbet geçiriyordu.

"Kollarını tutun!" diye bağırdı Aramir ve Arzo kızın kollarını, Hardibak ise bacaklarını sabitlerken kızın yüzüne doğru eğildi. Ekin'in gözleri açıktı ama bebekler yoktu. Tıpkı etraflarındaki beyaz örtü gibi kızın gözleri de karlara gömülmüştü. Ne kadar saydam, diye düşündü Aramir. Sanki ruhu artık bu Diyar'da değil.

Derken Ekin konuştu. Hayır, hayır, bağırdı demek daha doğru olurdu. "Lütfen! Yapmış olamam. Olamam. Lütfen!" Peşi sıra ağzından köpükler çıkmaya başladı, başta beyaz, sonra kanla kızıllaşan köpükler.

"Ona ne oluyor?" Aramir korkuyla Hardibak'a yönelmişti. "Ölüyor mu?"

"Zihni onu tutsak etmiş, bedeni zihin dünyasından çıkmaya çalışıyor ama bunu bir türlü beceremiyor. Gücü tükenmiş." Arzo bir deneyin ortasındaymışçasına duygusuz bir tonda söylemişti tespitini. Artık kızın kollarını bırakmıştı, çünkü Ekin eskisi gibi titremiyordu. Köpükler bir şeyleri sona erdirmişti. "Ekin'in en büyük zaafı duygularını hep uç noktada hissetmesi. Muhtemelen arkadaşına yaptıklarını öğrendi ve bunu baskılamak adına zihnine saklanmayı seçti."

"Onu kurtarmamız gerekiyor."

Hardibak kızın damarlarına bir şey zerk etmişti. "Bu onu sakinleştirecek, en azından bir süreliğine. Sakin uyku halini koruyabilirsek ona zaman da tanımış oluruz. Amaçlarımıza öncelik vermeliyiz. Kıraska'yı bulduğumuzda bir zihinsarı devreye sokarız. Ekin'in zihin haritasını ortaya çıkartır ve bozulan kısmı onarırız."

"İtiraz etme Aramir en mantıklı çözüm bu gibi görünüyor." Arzo yine dumanlarla çevrelenmişti, Ekin'e dair bir şeyler görmeyi amaçlıyor olmalıydı.

"Tek çözümün bu olduğunu ben de görebiliyorum. İtiraz edecek halim yok." Aramir yıkılmış görünüyordu, omuzları çökmüştü ve parmak uçlarından istemsiz kıvılcımlar fırlıyordu.

"Öfken büyüyle taşıyor, bilgin olsun." Arzo elleri işaret etti.

Aramir kıvılcımları fark ettiğinde parmaklarını avucuna sakladı. "Kendime öfkeliyim. Saldırı anında bir ağacın tepesine zıplamak çok mantıklı görünmüştü gözüme."

"Mantıklıydı da." Arzo bu apaçık bir olguymuş gibi sdöylemişti bunu. "Bu sayede kaç kii'fayı hakladın haberin var mı senin? Tipi çok sertti, göz gözü görmüyordu ve sen bu adımınla hem tehlikeden korundun hem de saldırıyı püskürtmemizi sağladın."

"Ama onu koruyamadım." Ekin'i işaret ediyordu Aramir'in hüzünlü gözleri.

"Onu her zaman koruyamazsın. Biliyor musun, saldırı anında bana yardım etti. Onu hissettim. Görülerim ve düşüncelerim iç içe geçmişti. Ekin benim zihnimi berraklaştırdı. Bunu diğerleri için de sağladı. O olmasa belki çoktan nalları dikmiştim."

"Bu da yaptığı şeyi açıklıyor." Hardibak kollarını kenetlemişti. "Zihni size yardım etmek için birden fazla parçaya bölünmüş ve gücünü kontrol etmeyi henüz öğrenmediği için denge bozulmuş. Zihin gücü, Ekin'in iradesini ele geçirmiş ve ona arkadaşını katletmesini emretmiş."

"Muhtemelen Öykü'yü Öykü olarak görmüyordu. Zaten artık Öykü gibi değildi ama ne demek istediğimi anladınız işte." Arzo omuz silkerek konuşmasına devam etti. "Onu bir düşman, yok edilmesi gereken kötü bir varlık olarak algıladı. Zihni ona oyun oynadı. İçindeki kötülük baskın hale geldi."

"İşte tam da bu yüzden toparlanması zaman alacak ama toparlandığında çok daha kontrollü bir Ekin haline gelecek." Hardibak noktayı koyarcasına iç çekti ve çantasını toparlamaya girişti. "İznin olursa Gohva'yla bir keşif gezisi yapmak istiyorum. En yakındaki iskeleleri tarayacağız ve Kıraska'ya dair bir iz görürsek hemen size haber vereceğiz."

"İzin sizin." Aramir düşünceli görünüyordu. Hardibak'la konuşsa da gözleri Ekin'deydi ve kızın kırılgan zihni onu artık korkutuyordu. O kapı tam anlamıyla kırılırsa kötülük dörtnala Diyar'a koşacaktı. Kötülük Ekin'di, Ekin'in ilkel ve kontrol edilemez dürtüleri. Başını iki yana sallayıp derin bir nefes aldı. Gözleri kapalıydı ve orada Ekin'in çikolata rengi gözlerine hapsoldu. Kıza inanıyordu. Böylesi bir sıcaklık, kötülüğü mutlaka devre dışı bırakırdı.

**

Arzoveyhn, Öykü zaten artık Öykü gibi değildi derken doğruyu söylemişti. Bir benzetme yapmıyordu. Suvilla'nın şeytani deneylerine alet ettiği masum canlardan biri olmuştu kız ve sonunda da canından olmuştu. Kii'faları haklamak kolaydı, onlar cansız dokulardan oluşan, biçimsiz vücutlu yaratıklardı. Ekin onların da kurtarılması gerektiğine inansa da Aramir gerçeği biliyordu. Zaten ölü olan bir şey kurtulamazdı. Ama sonradan ortaya çıkan Öykü ve onun gibilerin formu bambaşka bir boyuttu. Yaşayan bir şey başkalaşım geçiriyordu ve onları yok etmek Aramir'in içindeki ilkelere oldukça tersti. Yine de tuhaflık işte burada devreye giriyordu. Ekin, o naif güzellik; ölü kii'falar için herkese umut aşılarken işte bu yaşarken değişim geçiren arkadaşını safi bir kötülük olarak görmüş ve yok etmek istemişti. Zihin ne garipti. Titreşimler boyutu tam bir gizemdi ve Aramir olan şeylerin tamamen algısının üstünde olduğunu fark etti.

Ama bir sorgusu vardı ve düşüncelerine ara verdi. Yiğit kıvama gelmiş olmalıydı. Kandria bunu sağlardı. Kandria her tür düşmanı konuşturmasını iyi bilirdi. Onun içinde Ekin'in tam tersine bir gaddarlık yatıyordu. Bazen orman tonlarındaki bakışları çok ürkütücü olurdu ama bazen de muazzam bir kontrol sergilerdi. Ekin içgüdüyse, Kandria otokontroldü. Ekin duygularsa, Kandria mantıktı. Ekin beklenmedik anlarda boka batsa da Kandria'nın batışı bile planlıydı. Ona güveniyordu ama güvenmediği tek bir kısmı vardı. Kandria'nın Aramir'e karşı duyguları vardı ve Kandria duygular konusunda asla başarılı biri olmamıştı.

Ya bu duygular ona yanlış yaptırırsa, diye düşündü endişeyle. Yiğit'in bekletildiği çadıra girerken bu endişe yüzünden alnında derin çizgiler oluşmuştu. Kandria ayak seslerini duyunca Aramir'e göz attı. Onun alnındaki çizgilerse Kandria'ya bir zamk gibi yapışmıştı.

 Onun alnındaki çizgilerse Kandria'ya bir zamk gibi yapışmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Where stories live. Discover now