Ağaç Elfleri

5.5K 199 128
                                    

- Altı ay önce -

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

- Altı ay önce -

Gür Orman Bataklığı olarak da bilinen Yaekor yerleşkesi, çamurlu zemini ve yosunlaşmış gövdeli Misar ağaçları ile dolu semasıyla  göz alabildiğine uzayıp gidiyordu. Çay ve ırmakların yakınında, akarsuların terk ettiği vadi kesimlerinde toplanan balçık kıvamındaki bataklıklar, tüm zemini kaplamak yerine küçük parçacıklara bölünmüş ve böylece elflerin binek koşturabilecekleri boyutta yahut sadece oturulabilecek ebatta küçük adacıklara önayak olmuştu. Bu adacıklarda çeşit çeşit yeşil yapraklı ve gövdeleri yosun tutmuş ağaçlar üremiş ve iç içe geçerek devasa boyutlara ulaşmıştı.

Gliondel Feylanord bir an için acıyla yüzünü buruşturdu; sağ kolunda derin bir kesik oluşmuştu. Dikkatle kenara çekilerek adacığın üzerinde sabit kalmaya çalıştı. Testere dişine benzer keskin yaprakları olan Misar ağaçları Yaekor'un özgün bitki örtüsünü oluşturuyordu ve Gley'in acıyla tecrübe ettiği üzere yabancılar için ise korkutucu birer tehditti.

Derin kesik hızlı hücre bölünmesiyle kendini onarır ve kan içerisinde gezinen dirençleri koruma altına alırken Gliondel'in aklı da yaradan uzaklaştı. Misar'lar her yerdeydi. Bazıları yetmiş metreyi bulan devasa gövdelere saz ve dal parçalarından kulübeler inşa edilmiş ve evler arasına esnek dallardan köprüler kurulmuştu. Bazı köprülerden sadece tırmanarak geçilebilirdi ve minik evlerin en yükseğine nasıl çıkıldığını Gliondel düşünmek bile istemiyordu.

Adacığın üzerinde bir süre daha oyalandı; kahinin hazırladığı şişe pelerin cebinde, güvendeydi. Bu kadar uzun yolu, daha önce hiç görmediği Yaekor'a turistik bir gezi yapmak için gelmemişti; gerçekleşeceğini ümit ettiği bir arzusu vardı ve bunun için ağaç elfleri tek umuduydu. Kıvrımlı bir dalın önüne geldiğinde durdu; dalın beyaz saçakları rüzgarda sallanıyordu ve ortalıkta Gliondel'den başka tek bir canlı bile görünmüyordu. Yutkunarak bekledi; bu yosun kokulu, uğursuz yerden hiç hoşlanmamıştı.

Derken Gliondel'in önündeki dal hareket etti ve kahveye yakın renkteki dişlerini sergileyerek gülümseyen ağaç elfi, asıl dala tutunur vaziyette görünür hale geldi. "Bizden olmayan biri." Melodik sesi dallar arasında çınlarken onu tasdik eden mırıltılar eşliğinde Gliondel'in Misar dalı sandığı diğer ağaç elfleri de ortaya çıktı. Sayıları yüzlerceydi ve bu sadece görünen kısımdı. Yeşil gövdeleri ve iri ayaklarıyla hepsi birbirinin kopyası gibiydi. Göğüs kısmında hafif çıkıntı olanlar dişi olmalıydı onun dışında cinsiyet ayrımı yapılamayacak kadar birbirlerine benziyorlardı. Beyaz renkteki saçları bir boydu; omuzlarına kadar uzamış ve sanki sonrasında saç telleri uzamaktan yorulmuştu. Melodik sesle konuşana bakınca gördüğü üzere bu elflerin gözleri de tamamen beyazdı ve bebek hareketleri olmadan nereye baktıkları ve ne düşündükleri tam olarak kestirilemiyordu. Kamuflaj ustaları, diye düşündü Gliondel hayranlıkla.

"Uzun zamandır başka bir tür görmemiştik, hayvanlar dışında." Bu sefer ilk konuşanın yanındaki söz almıştı; biraz daha tiz olması dışında sesteki melodi ortaktı. Göğüs çıkıntısı vardı ve elindeki mızrak benzeri sapı bırakmadan ilk konuşanın elini tuttu; gözlerinin içine baktıktan sonra ona biraz daha sokuldu.

"Ben Finrol yerleşkesinden Prens Gliondel Feylanord." Tedirginliğini gizleyerek kalabalık güruhu tarttı; ses çıkarmadan söyleyeceklerini bekliyorlardı. "Meşru Prensiniz olarak..." Öfkeli mırıltılar yükseldiğinde geriye doğru birkaç adım attı. Bu yosun tutmuş ormanda onlara karşı tek başınayken biraz daha uysal olmalıydı. İlk konuşan elfe dönerek cümlesinde biraz yama yaptı ve "Yaekor'un meşru prensi olan sizden bu aciz dostunuzu şereflendirebileceğiniz bir ricam olacak," dedi kendini zorlayarak; cümleler gururunu iğnelemişti. Gliondel ortaya bir zar atmıştı ve tacı bile olmayan bu ağaç elfinin lider olması tek çıkış kapısı gibi görünüyordu.

İlk konuşan elf yanındaki eşliğinde birkaç dal üste çevik hareketlerle tırmandı ve diğerleri de onu takip etti; şimdi hepsi Gliondel'e tepeden bakıyorlardı. Bu üstünlük çabası karşısında içinde yükselen öfkeyi gerisin geri yuttu; istediğini almadan buradan ayrılamazdı. "Ne diyorsunuz, ricam olabilir mi?" diye tekrar sordu nazikçe.

"Rica bize ne kazandırır ki?" dedi ilk konuşan ağaç elfi; hızla yan ağaca atlamıştı.

"Rica size benim dostluğumu ve Finrol'daki tahtı aldığımda ise güç ve servet kazandıracak."

"Adım Estepar sayın elf ve gördüğünüz üzere servete lüzum olmayan bir yaşam içindeyiz."  Tekrar ağaçla bütünleşti; Gliondel nerede olduğunu bilmesine rağmen elfin hatlarını seçemiyordu. "Gizlilik ustası ve müthiş gölge dövüşçüleriyken hem, güce neden ihtiyaç duyalım?" Tekrar görünür olduğunda açıkça gülüyordu, teklifler onu eğlendirmişe benziyordu.

"Buraya ne için geldiğimi biliyor musunuz ki?" Gliondel iyice öfkelenmişti ve artık duygularını zorlukla bastırıyordu.

"Buraya elfler ve insanlar tek bir şey için gelirler; yaydığımız koku için." Beyaz gözlerini kırptı ve tam Gliondel'in önüne atladı; upuzun bacakları esnek ve kıvrık duruyordu. "Vücut özünüzle kokumuzu karıştırmak istiyorsunuz ve bunu bizim elimizle doğru kişiye ulaştırmayı." Sesi ağır bir melodiye kavuşmuştu. "Ricanızın karşılığı, günü gelince söylenecek bir istek gibi görünüyor sayın Finrol elfi. Şimdi pelerininizde gizlediğiniz şişeyi bana verin lütfen; esansı dünya yolculuğu için hazırlamamız gerekiyor."

Çatık kaşları ve tereddütlü gözleri Estepar'ı tartarken Gliondel şişeyi çıkarıp uzattı. "İsteğiniz..." diye söze başladı. "Neyle bağlı tutulduğumu genel hatlarıyla bilmek isterim."

"Bildiğiniz takdirde pek yapmak istemeyeceğiniz şeyler diyelim," dedi Estepar soğuk bir gülümsemeyle. "Rena size kalmak için bir kulübe hazırlayabilir ama buradan koşarak kaçmak istediğinizi gözlerinizden okuyabiliyorum Prens Gliondel."


(Heyecanla eller birbirine sürtülür) Yazar ikinci kitapla koşarak geldi. Bölümü giriş niteliğinde olduğu için kısa tuttum umarım seversiniz ve umuyorum ki karakterleri özlemişsinizdir. *-*

RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Where stories live. Discover now