~~ Sivri Kulak Günceleri serisinin ikinci kitabıdır. Kurgu bütünlüğü açısından öncelikle 'İçimdeki Sihir' adlı kitabın okunması önerilir. ~~
Gerçek ile büyünün raksı başladı.
Unutulan fısıltılar, silinen anılar, kayıp yoldaşlar ve acımasız görüler e...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Sana hiçbir şey anlatmak zorunda değilim." Rahatlığını belirten yüz ifadesini korumak Gliondel için gittikçe zorlaşmaya başlamıştı. Şakağına akan teri hızlıca sildi; neyse ki gülümsemesi hala sabitti. "Genç elflerden biri bana şaka yapmış olmalı, pelerinime takılı bir sis bombasıyla gezdiğimi bilemezdim herhalde, öyle değil mi?"
"Bunun bir şaka olmadığının ikimiz de farkındayız... Gliondel." Torga oğlunu baştan aşağı süzdü; dikkatle inceliyordu. "Şimdi beni aptal yerine koymayı bırak ve neler çevirdiğini anlatmaya başla."
Emir kipi Gliondel'in tüylerini dikensi bir hale getirmişti. Misar ağaçlarına benzedim, diye düşündü Prens Feylanord tuhaf bir hazla. Bana dokunmaya cüret ettin baba ve canın oldukça yanacak. Gliondel tehditleri sevmezdi, emir almaktan ise nefret ederdi. Bu zamana kadar Torga'nın suyuna gitmiş olabilirdi ama an itibarı ile masaya yatırdıkları konu Gliondel için kırmızı çizgiydi. Ağaç elfleri ile olan anlaşmasını kimse bilmeyecekti, her şey doğal seyrinde ilerlemiş gibi görünecekti. Ne var ki Torga sınırını aşmıştı ve Gliondel özenle oluşturduğu bu dengeyi korumak zorundaydı. "Dediğim gibi özel meselelerimi sana anlatma zaruretim yok... Baba." Son kelimeyi telaffuz ederken yüzünü bariz bir şekilde ekşitti ve tekrar gülümsedi.
Torga hiddetle ayaklandı; oturağı geriye doğru kayıp gürültüyle duvara çarptı, öfkesi yüzünden büyü gücü kontrolden çıkıyordu. "Bu senin özel meselen olmaktan çıktı; ağaç elfleri ile yaptığın anlaşma her ne ise bu, diyar için hiç iyi sonuçlanmayacak."
"Sen en güçlü yerleşkelerden birinin başısın ve o bataklık canavarlarından gerçekten korkuyor musun?" Gliondel çiçek haline getirdiği kağıtlardan birini parmakları arasında çevirmeye başladı, nihayet koltuğa rahatça yaslanabilmişti.
"Onlarla yaptığın anlaşmaya uymak zorundasın bunu biliyorsun değil mi?" diye sordu Torga.
"Diyelim ki onlarla işbirliği yaptım." Öne doğru eğilen Gliondel alaycı bir şekilde hızla ekledi. "Ama tabii ki bu bir varsayım. Diyelim ki yaptım böyle bir durumda onları sadece oyalarım."
"Demek senden ilerisi için söz aldılar." Torga'nın beyaz teni sararmıştı.
"Zekice bir yorum." Gliondel tekrar geriye doğru yaslandı. "Sanırım bu varsayımımızda isteklerini henüz dillendirmediklerini söyleyebilirim."
Torga uzunca bir süre sessiz kaldı. Nihayet konuştuğunda sesi pürüzlenmişti. "Senden istedikleri ne olursa olsun yapmak zorundasın. Kadim çağlardan beri süregelen bir büyüdür bu, onların kokusu anlaşma yapan kişiyi yeminiyle bağlar ve eğer talepleri yerine getirilmezse..." Torga devamını getiremedi.
"En fazla ne olur ki? Ölür müyüm?" Gliondel babasının söylediklerini bir türlü ciddiye alamıyordu. Orman elflerinin gücü muazzamdı ve yerleşkelerin tümü, tüm ırklar onlara biat etmişti. Bu kadar muazzam bir gücü elinde bulundururken korku Gliondel'i sadece teğet geçerdi.
