Dizekihalar -Gliondel-

744 108 65
                                    

Dizekiha kraliçesi Rihen

Tuz Denizi'ni mesken tutan Dizekihalar kara düzlemindeki yönetimlerden bağımsız olduklarını dillendirerek ayrı bir krallık oluşturmuştu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tuz Denizi'ni mesken tutan Dizekihalar kara düzlemindeki yönetimlerden bağımsız olduklarını dillendirerek ayrı bir krallık oluşturmuştu. Suyun dışındayken ortak dili konuşabiliyorlardı ancak denizin sıvı molekülleri içinde kullandıkları dil, diğer ırklar için tiz ve kısık çığlıklardan ibaretti. Büyülü midyelerden yapılma tarakları sayesinde suyla bağlantısı olan her noktaya gidebilirlerdi. Büyülerindeki en güçlü nokta belki de buydu; biçim değişiminde efsaneydiler.

Formları da değişkenlik gösteriyordu; Mithari gibi savaşçı ve muhafız olanlar, onlara Uva da denirdi, belli başlı özellikleri taşırdı: Yılanları andıran kalın boğumlu, yosun şeklindeki saçlar, şeffaf bir ten ve mor gözler. Keskin dişleri, denize girme gafletinde bulunan herhangi bir kara elfini ısırdığı anda nefessiz bırakırdı. Düşmanlarına verdikleri en büyük gözdağıydı bu; nefessiz ve bilinçsiz bir şekilde denizin dipsiz karanlıklarında yok olma tehdidi. Hızları ise belki bir cheethadan bile fazlaydı.

Gündelik işleri yapanlar vardı bir de, Şinler; temizlik ve yemek yapmak,  evcil yosunları ve diğer hayvanları beslemek, devasa deniz atlarını tımarlamak onların sorumluluğundaydı. Güçlü bir bedenleri, sivri dişleri veyahut sihirleri yoktu. Hayır, hayır. Belki de vardı, diye düşündü Gliondel. Tuz Denizi yerleşkesini ev hissiyatıyla donatan onlardı; bu en güçlü sihirleri bile alt edebilen bir özellikti. Saçlarındaki ufak çıkıntılar dışında tamamen gösterişsizdiler. Şeffaf bedenleri mavi pırıltılıydı ve denizin içinde kolayca görünmez olabiliyorlardı. Bu sayede hiçbir vakit ayak altında dolaşmazlardı.

Ve İzekler. Dizekiha'nın büyünün her çeşit dalıyla uğraşan, zengin veya soylu tabakası. Şeffaf kuyruk ve yüzgeçleri dışında Finrol elflerini aratmayan görünümlerini vardı. Güzel ve yakışıklıydılar. Rengarenk gözleri deniz yansımalarının onlara bir lütfuydu. Yemeyi, içmeyi kısacası her türlü zevki en uç noktalarda yaşarlardı. Okulları Uspanta'nın eğitimiyle övünür çoğu zaman ise Rahifel'i yererlerdi. Finrol'ün gösterişi ve herkese hükmeden bir krallık oluşu onları Tearin ile müttefik olmaya itelemişti. Şimdi ise kralları Okhinas, Finrol prensi Gliondel'den yardım dilenmekteydi.

Gliondel tepelerinde oluşan yuvarlakları görünce toprak zemine dokunarak mırıldandı; tozları ait oldukları yere, toprağa çağırıyordu. Devasa çamur toplar davete icabet edercesine zemine doğru süzüldü ve süzülürken çıkıntıları hızla baş verdi. Toz adamların oluştuğunu gören Gliondel işaret parmağını dudağının üzerine koyarak Nesraka'ya sessiz olmasını işaret etti. Garabet bir görünümleri olan toz adamlar Okhinas'ı gelişigüzel tutarak hızla merkeze doğru yol aldı.

"Kii'faların beslendikleri tabağa pisleyecekleri belliydi." Gliondel alaycı sözlerini keyifli bir gülümsemeyle tamamladı.

"O şeytani yaratıklar Tearin'den çıkıyor." Nesraka'nın boynu gerilmiş, damarları gözle görülür biçimde şişmişti.

RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Where stories live. Discover now