İmam Hatipler, Neden istenmiyor?!

190 32 2
                                    

Kurcaladıkça kanayan, önemsemedikçe iltihaplanan yaralarımız imam hatipler, İmam hatiplerimiz. Gerçekten bazı aydın kesimler tarafından neden istenmiyor imam hatip okullarının çoğalması, gelişmesi ve toplumda önemli yerlere gelmesi? Hiç düşündük mü bir imam hatiplinin sokakta yürürken hissettiklerini, utanıp utanmadığını, huzurlu olup olmadığını hiç düşündük mü? Bence düşünmedik. Gelin düşünmemiz gereken duyguların geçmişteki varlığına bakalım.

Yaklaşık 30 yıl önceki imam hatipli genç profilini inceleyelim; derslerine bağlı, insanları düşmüş oldukları manevi bataklıktan kurtarmaya çalışan, toplumun sevdiği, örnek, öz güvenli, topluma kazandırılmış bir genç profiliyle karşılaşırız. Peki 10 yıl önceki imam hatipli genç profiline bakalım; derslerle alakası olmayan, toplumun sevmediği, toplumun yüz karası ve başarı durumunun en düşük olduğu kesimden bir gençle karşılaşırız. Peki ne oldu da 20 yılda aynı başlık altında tanımladığımız bir genç profili bu kadar zıtlaştı ve bozuldu? Çünkü imam hatiplere 30 yıl önceki muamele ile 10 yıl önceki muamele çok farklıydı. 30 yıl önce Celalettin Ökten , onlarca engelin üstesinden gelip, gerekirse tuvaletlerini temizlediği İmam Hatip okullarını kurduğunda, tabiri caizse ülkede ölü yıkayacak imamın dahi kalmamış, insanların din adamlarına muhtaç olduğu dönemlerdi. O zamanlarda insanların imam hatiplilere muhtaç olduğu ortadaydı. Muhafazakar kesim bu okulların açılmasından mutluluk duyarak çocuklarını gönderdi ve çocukları büyük başarılar elde etti.

Zaman değiştikçe hükümetin ve ülkenin yönetim şekli değişti. İmam hatipli gençlerden bir şey beklemeyen, onları küçümseyen öğretmenler, yeri gelince "Ne yani, ölü yıkayıcısının fiziğe matematiğe ne ihtiyacı olacak canım!" deyip 4 yıl boyunca aynı konuyu işlediler. Peki sonuca bakalım; her sınıftan 10'ar tane tıp öğrencisi! Evet şaşırmamak gerek Müslümanın azmi ve başarısı tartışılamaz. Peki bu başarıları neden son 10 yılda göremiyoruz? Çünkü son 10 yılda imam hatip öğrencileri okula başörtülü alınmadı, İlahiyat fakültesi dışında fakültelere girişleri engellendi ve son olarak liselerin taban puanları aşağılara çekildi. Durum böyle olunca imam hatip okullarına ortaokullardan başarısız mezun olan öğrenciler puanı düşük olan imam hatiplere nakledildi. Ve geçmişteki imam hatipli genç profili yerini ahlaksız, başarısız, şuursuz bir genç profiline bıraktı. Türkiye sosyal alanda ilerledikçe imam hatipler çoğaltıldı, puanları adil şekilde artırıldı ve öğrencileri 30 yıl önceki profili tekrar kazandı.

Şimdi hukuk, tıp, mühendislik vb. fakültelerine baktığımızda büyük çoğunluğun imam hatip kesiminden olduğunu görürüz. Fakat sözde aydın kesim geçmişteki gibi imam hatiplileri hala aynı olduğunu düşünüp, ahlaksız, başarısız ve 'örümcek kafalı' olarak tanımlıyor. Onların tanımladığı gibi olmadığımızı biliyoruz. Bizler eski profilimize kavuştukça, ülkenin toplum bilinci ve ahlakı yerine gelecektir. Ve eminiz ki bu millet terk ettiği değerleriyle barıştıkça eski doğallığına dönecek ve belki de ataları gibi teknolojisiyle, hoşgörüsüyle ve manevi gücüyle dünyaya hükmedecek. Ülkeler, yönetim şekilleri ve milletler değişir, ama biz masumiyetimizi ve imanımınızı muhafaza ettikçe Allah bizimledir.

İREM NUR ARVAS

Gençler YazıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin