DİKKAT! YENİ ÜNİVERSİTELİ KARDEŞİM

52 7 2
                                    

Es-Selamu Aleyküm Değerli Kardeşlerim,

Bismillâh..

Hamd Âlemlerin Rabbine,

Salat ve selam Efendimiz Aleyhisselatu vesselam'a, al ve ashabına, Salihlere, Şehidlere ve İslam davasının izzetli yolunu takip edenlerin üzerine olsun..

"Oku, yaratan Rabbinin adıyla. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin en üstün kerem sahibidir. Ki o, kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmediğini öğretti."(Alak Suresi, 1-5)

Okumak; ilim yolunda emek sarf etmek, bu yolda giderken Allah'ı hatırlamak ve tabiki de Rıza-i İlahi'yi gözetip adım atmak Yüce Rabbimizin bizlere bir emridir.

Bu hafta ilim almak için mücadele eden kardeşlere hasseten yeni üniversiteli olanlara yönelik bir yazı yazmak istedim.

Öncelikle bir yıl çalışıp emeklerinin karşılığını az ya da çok alan ve üniversiteli olan kardeşlerimi tebrik eder Yüce Mevladan kendilerine muvaffakiyetler dilerim.

Yeterli sonuç elde edemeyen veya gönlündeki hedefe ulaşamayıp bir yıl daha bekleyen kardeşlere de sabır gayret ve başarılar diliyorum..

Kardeşlerim!

Üniversite, lise yıllarında sınav stresi altında olan ve kendilerine göre aile baskısı hissettiklerini söyleyen bazıları için özgürlüğe geçişin ve aileden kurtuluşun yegane çaresi olarak görülmekte ve maalesef öyle anlatılagelmekte zihinlere böyle yerleştirilmektedir. Buram buram tehlike kokan bu anlayış ne yazık ki bugün islami hassasiyet sahibi gençlerimizde dahi görülebiliyor.

Bende bu söylemlerin etkisiyle 2013 senesinde Üniversiteye gittiğim ilk yıl açıkçası biraz korkmuş ve çekinmiştim. Acaba ne olacak? Kötü ortamlara girip bozulur muyum? Çok sevdiğim dinimin emrettiklerini yerine getirebilir miyim? Aksar mı ibadetlerim? Vs.. bu böyle uzar gider.. bu endişelerle gitmiştim taa uzak diyarlara..

İlk zamanlar mescit arkadaşlarım olmuş MaşaAllah herkes namaz kılıyor hiçte anlatıldığı gibi değilmiş diyordum. Anadolu'nun İslam kokan hanelerinden okumak için çıkıp gelen bu temiz gençler daha sonra nasıl olduysa(!) namaz kılmaz hala gelmiştiler.. Nasıl olurda bir anda böyle oluverirler diyebilirsiniz ama Allah nasip ederse işin bu boyutunu başka zaman farklı bir yazı ile dile getiririm.

Evet, aileden kopuk bir iki kitap okuyarak özgürlüğü yakaladım edasıyla salınan gençler kendini partilerde, eğlence merkezlerinde ve tabiki dolayısıyla küfrün kucağında buluyordu..

Bir kereden birşey olmaz dedikleri herşey gün be gün hiç tahmin edilmeyecek tavizlere ve yanlışlara götürüyordu.

Müslüman gençler olarak bizler en değerlimiz olan İslâm'ın emirlerini her zaman ve her yerde yerine getirmekle ve tebliğ etmekle mükellefiz. Gireceğimiz sıradan muhabbetlerin konuşulduğu hiçbir ortama uymamalı, mümkünse değerlerimizden taviz vermemeli ve ortamı güzel ve hayırlı şeylerin konuşulduğu bir sohbet halkası haline getirmeliyiz. Verilecek olan her tavizin hassasiyetlerimizi gözümüzde bitireceğini unutmamalıyız.

Günde en az 1-2 sayfa Kur'an'ı mealiyle beraber okumalı, namazlarımızı asla aksatmamalıyız. Rabbimizin ve ailemizin bizden beklentilerinin olduğunu ve bu beklentilere mutlaka cevap vermeliyim bilinci ile hem ibadetlerimizi hemde derslerimizi ihmal etmemeliyiz. Mümkün mertebe harama sebep olacak ortam ve muhabbetlerden kaçınmalı, islâmi sohbet ve söylemlerin konuşulduğu kişilerle hasbihal içinde olmalıyız.

Bir rengimizin olduğunu(İslâm) ilk günden belli etmeli ve en basitinden bundan sonra karşı cinsle yaşanabilecek bir selamlaşma faslına dahi kapıları ilk anda kapatmalı ve karşıdaki bireylerin buna cesaretlenmesine dahi izin ve sebebiyet vermemeliyiz.

Müslüman bireyler olarak bu ismin hakkını en güzel şekilde hangi ortamda olursa olsun vermeliyiz. Yurtta veya evde ortak yaşamak zorunda olduğumuz arkadaşlarımızla muhabbetimizi güzelleştirmeye yani islamileştirmeye gayret etmeli bunu hayatımızın bir ahengi olarak görmeliyiz.

Kalabalığın akışına kapılmamalı, kapılan arkadaşlarımızı uyarmalı ve hayırlı ortamlara götürüp bu işin yanlış olduğunu anlamasını sağlamalıyız.

İslâmi Tebliğ görevimizin hayatımızın her alanında devam ettiğini unutmamalıyız. Ona göre hareket etmeli, sürekli kardeşlerimiz ile bağlantı içinde olup sohbet halkaları oluşturmalı, Asr-ı Saadet kokan evler inşa etmeliyiz.

İslâmi bilinç, İslâmi uyanışa vesile olacaktır. Yanan bir mumun sadece etrafını değil, çevresindeki tüm sönük mumları tutuşturarak, yeniden doğacak olan İslâmi güneşin habercisi olduğunu aklımızdan asla çıkarmamalıyız.

Bu vesileyle tekrardan kazandığınız bölümlerin başta Alemi İslâm olmak üzere ailenize, size ve coğrafyamıza hayırlar getirmesini Yüce Allah'tan temenni ediyorum.

Kapanışı Yunus Emre'nin şu düşündüren sözleriyle yapmak istiyorum:

''Okudum bildim deme

Çok taat kıldım deme

Eğer Hak bilmez isen

Abes yere gelmektir''

Bilinçli Müslüman gençlik olarak sizler daima dualarımdasınız ve sizlerden de dua istirham ediyorum.

Vesselam..

Davamızın sonu Allah'a hamd etmektir.

Mehmet Şirin ŞENKUL

Gençler YazıyorWhere stories live. Discover now