Gençler Yazıyor

ZAMANIN TEMAŞASI

بِسْـــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Allah’ın Rahmeti ve bereketi üzerinize olsun kardeşlerim.

Zaman; günümüzde bulunmadığını ifade ettiğimiz fakat bulunduğunda da telefonla tükettiğimiz, bu vakitlere kömür sürüp ışığı kapattığımız lahzalar bütünüdür. Saygı değer kardeşlerim yaşamdaki zaman ise sonsuzluğa açılan kapının anahtarıdır ki bu anahtarı üretebilmek için çaba sarf etmemiz gerekir. Doğru ilimleri bilip eyleme dökebilmesi gereklidir. Yanlış ilimleri  eyleme dökersen kapıyı açamayan anahtarın sahibi olursun veya doğru ilimlere sahip olup bu ilimleri eyleme dökmez isen bu anahtara sahip olamazsın. İkisini yerine getirdikten sonra huzuru bulursun. Bunun için ne yapılmalı sorusu karşımıza çıkacaktır. İlk olarak bu konu üzerinde Mevlana mesnevide der ki; ” Neyi unutursan unut bir şeyi unutma bu dünyada , bu dünyaya niçin geldiğini. Bu dünyaya niçin geldiğini unutursan diğer şeyleri bilsen de bir şey olmaz. Ama bu dünyaya niçin geldiğini hatırlarsan diğer şeyleri unutmanda mahsur olmadığı gibi esas ilmi tahsil edersin.” Anahtar sahibi olmanın şifrelerinden birini ise  Hz. Ömer (r.a) şöyle söylemiştir; ” Akşama erdin mi sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalıklı halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap.”  Her bir an’ı değerlendirmeliyiz. Değerlendirmek fiilinde gerçekleştirilecek eylemler şudur ki malayani işlerden uzak durmak, rıza-ı şerifi kazanabilmeyi gaye edinmek.

Göz kapaklarımızda saklı niyaz ve edep ile süzülmüş dimağ ilim kapısını tıklatıyor. Sabır; beklemeyi bilmeniz gerekli diyor. Birden beklemek kıvılcımı nefsi alevlendiriyor. Rabbenâ efriğ aleynâ sabran (Rabbim üstüme gürül gürül sabır yağdır.) diye dua ediyor kişi ve birden kapı açılıyor. İçeride toprak bağdaş kurmuş seviniyor. Bunun üzerine hemen Abdurrahim Karakoç diyor ki ; “TEMİZLEN DE GİR MEZARA TOPRAK SENDEN İNCİNMESİN…”

Ümit KÖKSAL