İLMİN KAPISI ALİ B. EBİ TALİB

36 1 0
                                    

ALİ BİN EBİ TALİB

Bismillah.

Allah adına, Allah namına.

Hamd daima Allah'a, salat ve selam Rasulüne.

Pek kıymetli ashabın içerisinden "İLMİN KAPISI" olarak lakaplandırılmış olan Hz. Ali'nin genel olarak hayatına dair bilgiler, katıldığı gazalar, halifeliği ve bu esnada gerçekleşen siyasi karışıklığı, Sünni-Şii ayrışmasını ele alan bir yazı olup asla hikaye gibi okunmamasını, ashabın izini sürercesine bir hayat için okunmasını hassaten rica ediyorum.

Künyesi Ebul Hasan ve Ebul Hüseyin. Bir diğer künyesi de Haydar ve Ebu Turab'tır (Toprak babası). Rasulullah (ص) onu toz toprak içinde görünce bu şekilde seslenmiştir.

Rasulullah (ص) tarafından Tebuk gazasında vekil sıfatıyla Medine'ye bırakılacağı ve böylece peygamber rızasına ereceği için ileride "Murtaza" lakabını alacaktır.

Hz. Ali eşlerinden ve cariyelerinden olma 14 erkek çocuk, 18 kız çocuk sahibiydi. Fakat nesli, Hasan, Hüseyin, Muhammed (İbn-i Hanefiyye), Abbas ve Ömer adındaki oğullarından türemiştir. Oğullarından çoğu Hicretin 61. yılında Kerbela Savaşı'nda hayatını kaybetmiştir.

Sünni İslam'a göre Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii İslam'a göre ise imamların ilki ve Muhammed'in hak vârisidir. Şii ve Sünni İslam arasındaki farklılaşmanın ana nedeni Muhammed'in gerçek vârisinin kim olduğu konusundaki görüş farklılığından ileri gelmektedir.

Hz. Ali'nin ismi anıldığında hürmeten "kerramAllahu Vecheh" (Allah'ın yüzünü keremlendirdiği) denilir. Bunun nedeni hicret­ten 23 yıl önce doğmuş ve bi'setin ikinci günü imân etmiş, hiç putlara tapmamış, çocukluğundan beri Allah'a secde etmiştir.

Rasulullah (ص) onun hakkında "Ben ilim şehriyim. Ali de onun kapısıdır. İlim isteyen kapıya gelsin" buyurmuştur.

Bedr gazasında küfür safı "er istiyoruz" deyip kozlarını paylaşmak isteyince Nebi ص) 3) kişiyi çıkarmıştır. Hz. Ali, Hz. Hamza, Hz. Ebû Ubeyde. Kılıçlar parladı. Ve Allah'ın yardımı ile kâfirlerin işini bitirdiler.

Peygamberin diliyle peygamber evinin has kadrosu (ehli beyt) çizilmiştir. Bu baş kadronun bir ismi de "ÂL-İ ABÂ"dır.

İslâm'ın ilk mescidi olan "temeli takva üzerine atılan" Mescid-i Kuba 'da Hz. Ali imamlığında Rasulullah'ın ilk safta olduğu ashabı ile namazı kılmışlardır.

Medine döneminde başlayan ilk küçük çaplı savaşlardan başlayarak neredeyse katılmadığı hiçbir savaş olmaması hasebiyle bizler halifelik döneminden ve bu dönemdeki savaşlardan bahsedelim.

Nebi'nin vefatının ardından halifelinin kim olacağı gündeme gelmiştir. Hilafet Sıddık Ebu Bekr'in ardından hakkı batıldan kuvvetle ayıran Faruk Ömer'e onun da ardından meleklerin haya ettiği Osman'a geçmiştir. Tüm bu hilafet süreçlerinde Hz. Ali'nin halife olmasını isteyen bir grup olmuştur. Ömer döneminde şeytanın bile korktuğu rivayetlerde belirtilirken fitneleri kontrol altına almamış olması düşünülemez. Allah ondan razı olsun.

Hz. Ömer namaz esnasında yaralanması ile talimat vermiştir. "Aşere-i mübeşşere" (Dünya'dayken Cennet'le müjdelenmiş on sahabe) den aralarında Osman ve Ali'nin de bulunduğu altı sahabeden birinin halife olması için aralarında görüşmelerini istemiş, eşitliği bozması için de oğlu İbn Ömer'i göndermiştir.

Osman halife seçilmiştir.

Osman dönemi 2'ye ayrılır. Biri seferlerle geçen, fevc fevc Müslüman olan topraklar, artan ganimetler ve başarılarla dolu dönem ve ardından gelen fitne dönemi. Osman'ın yumuşaklığı, valiliklere akrabalarını tayin ettiği ve onlara aşırı düşkün olduğu iddiaları, taraftarların halifeye karşı tavır takınmasına sebep oldu. Osman'ın halifeliğini kabul etmeyen isyancılar, Osman'ın evinin yakınlarına kadar gelerek Osman'dan ya halifelikten ayrılmasını ya da kendilerine komplo hazırlayan Mervan'ın kendilerine teslim edilmesini istediler. Halifenin her iki teklifi de kabul etmemesi üzerine evini kuşattılar.

Gençler YazıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin