5.BÖLÜM:《BİR UFAK MESELE》

53.2K 2.3K 323
                                    

Dakikalardır ürkütücü sessizliği dinliyorduk. Dilan ben ve Gökhan salonda öylece oturmuş, Orhan abi ve Arden'in odadan çıkmasını beklemekten strese girmiştik

Yine delirmişti. Ne olduğunu bilmiyordum. Onu bu kadar sinirlendiren, kendini kaybetmesine sebep olan şey neydi bilmiyordum. Orhan abi zar zor yukarı çıkarmıştı onu. Sıkılmışcasına ayağa kalktım ve salonda bir sağ bir sol yürümeye başladım. O sırada orhan abiyi bize doğru gelirken gördüm.

Yanında Arden yoktu.

Gözüm merakla onu ararken Orhan abi anlamış olacak ki söze girdi.
"Biraz tek kalsın.." Sesi yorgun çıkmıştı.

"Ne oluyor?" Sessiz kaldı. Koltuğa oturdu ve Dilan'a baktı. Dilan'ın ise yüzünden düşen bin parçaydı.

Korktuğunu biliyordum. Korkmakta haklıydı zaten. Böyle bir olayın içinde hedef olmak berbat birşeydi. Dilan'ın yanına oturup elimi tereddüt ederek omuzuna koydum. "Biz yanındayız biliyorsun değil mi?"dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı ve yutkundu.

"Biz de annemin yanındaydık bir zamanlar.. Ama bak şimdi yok." Kalbime giren ağrıyla gözlerimi kırptım ve öylece bakakaldım.

Bu ciddi bir savaştı. Ortasında kanlar dökülen ve iki taraftan biri yok olmadan bitmeyecek bir savaş.
Annesini onlar öldürmüştü ve sıra kendisindeydi. Acısını en derinimde hissedebiliyordum. Bir şey diyemedim. Ne denirdi ki zaten böyle bir zalimliğe.

Orhan abi yerinden kalktığında bende ayaklandım ne yaptığımı bilmeyerek.

"Benim bir emniyete gitmem gerekiyor. Sabaha karşı gelirim. Arden'in dışarıya çıkmasına izin vermeyin," deyip salondan çıktığında bende peşinden gittim. Kapıyı açıp çıkacağı sırada önüne geçtim.

"Orhan abi...bu adamların derdi ne? Neyin kinini güdüyorlar böyle?"
Bakışlarını bir süre kaçırıp derin nefes aldı.

"Çok eskiye dayanıyor Ecmel...Boşver.." dedi, garip bir endişeyle. Ardından kapıyı kapatıp çıktı. Sırtımı kapıya yaslayıp derin bir of çektim. Ne işim vardı burada? Cidden ne yapıyordum?

Acaba benim babamda böyle bir sebepten mi öldürülmüştü. Ama o böyle biri değildi ki. Düşmanlık nedir bilmezdi. Kendi halimizde bir yaşam sürerken ne olmuştu da onun canına kıymışlardı. Kafamın içinde dolaşan binlerce soruyu yine ve yine cevapsız bırakarak odama doğru geçtim ve kapıyı kilitleyip çantama yöneldim. İçinden fotoğrafları ve dosyaları çıkartıp yatağın üstüne yaydım.

Yedi sene. Tam yedi sene boyunca girmediğim delik kalmamıştı. Ulaşmıştım ona. Katilini biliyordum evet ama yanına henüz yaklaşamamıştım. Gözlerim yine intikam ateşiyle dolarken iç çekip fotoğraflara bakmaya devam ettim.
Yüzünü asla unutmamıştım zaten.
Bana bakışını.
'Babana elveda de bakalım ufaklık'
Diyip tetiği çekişini ve içimi ürperten o sesini hala unutmamıştım.

Ve ben..Bu dünyada kimsenin kanını elime sürmemiş olan ben. Yemin ederim ki o adamı bulup kendi ellerimle öldürecektim.
Asla ve asla pişmanlık duymadan.

Kapının tıklatılması üzerine yerimden sıçradım ve hızlıca yatağın üstündeki herşeyi çantama sıkıştırdım.

"E..Efendim ?"

Çantanın fermuarını çekip yatağın altına ittim ve kapıya yaklaştım.

"Benim.."

Dilan'ın sesini duyduğumda kilidi açtım.
"Ne yapıyorsun?" dediğinde 'hiç'dercesine omuzlarımı silktim.

ÇIKMAZ SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin