25.BÖLÜM: 《YENİDEN》

36.4K 1.5K 929
                                    

Cama çarpan yağmur damlalarının sesiyle gözlerimi zorlukla aralayıp etrafıma baktım. Arden'in kolları belimi sıkıca sarmıştı. Nefesi boynuma çarparken huzurla gülümsedim ve hafif kıpırdandım yerimde.

Gökyüzüne baktığımda çoktan maviye boyandığını gördüm. Arden'in sıkı kolları yerimden kalkmamı engellerken kaşlarımı çattım ve olduğumuz pozisyona daha dikkatli baktım. Küçük koltuğa sığabilmek amacıyla ikimizde yan dönmüş , birbirimize kenetlenmiştik. Fakat bir sorun vardı. Başımı hafif kaldırdığımda Arden'in bir bacağının iki bacağımıda tesiri altına aldığını gördüm.

"Yuh! Bacak değil Eyfel kulesi resmen." Kendi kendime söylenerek bir bacağımı yavaşca çektim ve koltuktan aşağıya sarkıttım. Derin bir nefes alıp diğer bacağımıda zorlukla aldım. Fakat elimin eksikliğini hissetmem saniye sürmemişti.

"Bir daha seninle uyursam varya! "diye söylendim öfkeyle. Belinin altındaki elime acıyan gözlerle baktım.Kim bilir kaç saattir oradaydı..Büyük ihtimal kan akışını bırakmıştı.Çünkü kendisini hissetmiyordum.

Diğer elimi koltuğun başlığına güç almak için bastırırken bir bacağımıda yere sabitledim ve nefesimi tutup elimi çıkarabilmek için zorladım.. Fakat o kadar ağırdı ki , elim milim kıpırdamamıştı..

"Arden elimi ver!"dedim ağlamaklı bir ses tonuyla..Ölü gibi yatıyordu.

Yaralı olmasa tekmeyi vurduğum gibi yere yuvarlamasını bilirdim ama şimdi kıyamazdım. Derin bir nefes alıp dizlerimin üzerinde durdum yatağın üstünde. Elimin belinin altında oluşu kambur durmama sebep oluyordu. Ağlamaya benzer bir ses çıkardım istem dışı. Saçlarım cebeleşmekten birbirine girmişti..Bir süre derin derin nefes alıp gücümü toplamaya çalıştım. Bu seferde alamazsam çığlık atacaktım.

Bir elimle Arden'in kolunu ittim. Hafif kıpırdar gibi olunca daha da bastırdım bu sefer. Aynı anda belinin altında pestil olan elimi kımıldatmaya çalışıyordum..Kendimi o kadar çok sıkmıştım ki bunu yaparken , bütün kanı beynime toplamıştım adeta..Saçlarım önüme düşmüştü , dizlerimin üzerinde nefes nefese dururken Arden'in gözleri aralandı. Bakışları ilkten uyku dolu bir mahmurluktayken , bitap düşmüş halimi görmesiyle şaşkınlıkla baktı bu sefer.

"E-Ecmel.."dedi ve hızla inip kalkan göğsüme baktı..Neden korku dolu bakıyordu?

"Arden el..." Dudakları şaşkınlıkla aralandığında sustum ve aniden beyazlaşan yüzüne baktım.

"Elim..Üstüne yatmışsın.."dedim sakince. Arden bakışlarını dağılmış saçlarıma yönelttikten sonra hafif , yukarıya sıyrılmış elbisenin uçlarına çevirdi.
"Sen?" Dedi ve başını hafif dikleştirdi.

"Ne?"dedim gergin bir tavırla.

"Bana tecavü..."

Hayır! Ağzım şaşkınlıkla açıldığında yaşadığım utançla elimi hızla kaldırıp bacağına vurdum sözünü keserek..

"Sen ayısın! Sen, yemin ederim ayısın! Aklın fikrin orada! Elime yatmışsın elime! Boz ayı! İnsan insanın eline yatar mı! İnsan mısın sen ? Ayı! Dağ ayısı!" Dedim tek solukta. Arden bunun üzerine belini yavaşca kaldırdı. Elime gelen ferahlamayla hızla ayağa kalktım.

"Kızım ne bileyim ben! Böyle mi uyandırılır.." dedi kendini ölümüne savunarak.Pes!

İşaret parmağımı tehditkâr bir şekilde ona doğru kaldırdığım sırada Gökhan içeriye girdi.

"Günaydın.." diyip esnedi..Arden üzerindeki pikeyi atıp ayağa dikilirken ben de elimi ovuşturmaya başladım. Arden'ın belinin damgası çıkmıştı resmen.

ÇIKMAZ SOKAKحيث تعيش القصص. اكتشف الآن