26.BÖLÜM: 《VEDA》

33K 1.4K 601
                                    

Bölüm şarkısı
Oğuzhan Koç ~ Gitsem diyorum


(Şarkıyı mutlaka dinleyin..Ya bitince ya da sonlarına doğru) 🖤

İçimi titreten ayaz , ciğerlerime kadar dolarken yerimde kıpırdamadan durdum öylece. Tüm bu olanları düşünmekten , tüm bu olanların getirdiği histen yorulmuştum. Ne olacağını , bir saniye sonra neyle karşılaşacağımı bilmeden yaşamaktan  ve hatta bu bilinmezlikten korkmaya başlamıştım.

İçerideki bağırışmalar yükselirken ellerimle kulaklarımı kapattım ve sırtımı evin duvarına yasladım. Arden'in sesi yeri göğü inletiyordu tam yarım saattir. Dilan'a olan öfkesini kusuyordu.

Dilan geldiğinden beri içeriye girmemiştim daha. Girememiştim daha doğrusu. Kalbim o kadar kırıktı ki ona karşı , yüzüne her baktığımda bana olan acımasız tavırları geliyordu aklıma.

İçeride yaşanan hengâmeden uzakta , evin bahçesinde duruyordum..Halim kalmamıştı artık..Ne konuşmaya , ne dinlemeye halim kalmamıştı.

Orhan abi , Dilan'dan bu hamleyi beklememişti..Şaşkınlık ve biraz da hayal kırıklığı ile terk etmişti dağ evini. Gidişine sevinememiştim bile..Onun gidişinin , felaketi getireceğinin farkındaydım..

Evin kapısının hızla açılmasıyla ellerim kulaklarımdan çektim ve gelen kişiye baktım. Dilan.

Yanaklarını ıslatan gözyaşları ve çaresizliği andıran bakışları bir anlığına kalbimde ezilmeye sebep olsada soğukkanlılıkla verandaya çıkıp evin kapısına yürüdüm. İçeriye gireceğim sırada koluma uzanan eli ile yerime sabitlendim.

"Konuşalım..Lütfen."dedi. Kafamı kaldırmadan durdum yerimde.

Konuşacak ne bıraktın ki Dilan?

Kolumu ellerinin arasından kurtarıp derin bir nefes aldım ve ona bakmadan ahşap masaya ilerledim. O da hızla geldi ve bir sandalye çekti karşıma. 

Yüzüne bakmadan ,bakışlarımı masaya sabitledim ve beklemeye başladım.

 Dilan gerginlik yaratan bir sessizliğe gömüldüğünde sıkıntıyla soludum.

''Dinliyorum.'' dedim. Sesimi her ne kadar soğukkanlı tutmaya çalışsamda , bir kere yaşamıştı o kırgınlığı. Onun ne diyeceğinden emin olsam da korkacaktım artık. Ömür boyu belkide , onun ağzından çıkabilecek tek bir harften bile korkacaktım. Dilan avuçlarını masada birleştirdi ve dik oturdu olduğu yerde.

''İnsanlar bazen , bir şeyleri yapmaya mecbur kalırlar.''diye başladığında kaşlarım istem dışı çatıldı.

''Bu mecburluk değildi , bu bir seçimdi Dilan.''dedim ani bir şekilde. Kafamı yavaşca iki yana salladım , dediğim şeyden pişman olarak.

''Tamam abin varken tabii ki beni seçmeni bekleyemezdim senden.  Böyle bir bencillik yapmaya hakkım yok fakat en azından bakışlarındaki suçladığın Ecmelle karşı karşıya bırakmasaydın beni..'' dedim , sesimi alçak tutmaya çalışarak.

Dilan'nın gözlerinin dolduğunu gördüğümde bakışlarımı kaçırıp etrafıma baktım. Ağlamasını istememem , hala ona karşı bir sevgi beslediğimin kanıtıydı.. Hala!

Nasıl bir kinsizlikti bu bendeki.
Ya da nasıl bir benimsemekti.

''Mecburluktu..Şuan bile bu mecburluğun gölgesinde konuşuyorum seninle.''dediğinde yutkundum sertçe

ÇIKMAZ SOKAKWhere stories live. Discover now