64.BÖLÜM《HAZ》

12.4K 502 398
                                    

Herkese Merhaba. Elimden geldiğince hızlı olmaya çalışıyorum. Fırsat bulduğum her vakit yazıyorum diyebilirim.

Değinmek istediğim bir konu var. Bölüm beğenmelerinde bir sıkıntı yok. Okunuyor ve bu beni mutlu ediyor fakat yorum kısmı beni biraz düşündürüyor açıkcası. Her yazar gibi bende geri dönüş almak istiyorum. Yorumlar okunmaya göre fazla az kalıyor ve açıkcası bu şekilde ilhamımı da kaybediyorum. Olmayacak bir sey istemiyorum. Çok kişinin okuduğunu biliyorum.

Okunma sayısı ve vote bunu gösteriyor ama bu karşılığı biraz daha yorumlarda görmek beni mutlu eder ve daha hızlı bölüm akışı sağlayabilirim bu şekilde.

Teşekkürler🙏❤️

Keyifli okumalar dilerim.








Elimdeki çantalarla birlikte neredeyse koşturur bir halde eve doğru yürürken evin tüm ışıklarının açık olduğunu görmek beni germişti. Savaş gelmiş olmalıydı. 

''Yardım lazım mı Ecmel hanım?'' dedi, güvenliklerden biri. Durup soluklandım. 

''Bunları ben götürürüm,'' dedim omuzumun üzerinden arkaya bakarak. ''Ama dış kapıdakileri alabilirsiniz..''

Sıla'yla birlikte arabasından zor bela indirmiştim aldıklarımı. O, Savaş'ın evde olma ihtimaline karşın gitmişti. Saat akşam 10'u geçiyordu. Bunu tahmin etmek zor olmamıştı zaten. Evin kapısına gelip zile uzanacaktım ki kapı yavaşca aralandı ve Savaş'ın sıfır anlam içeren bakışlarıyla  karşılaştım. Elimdeki çantalara göz gezdirdi, ardından geçmem için hafif kenara çekildi.

Sessiz bir şekilde içeriye geçtim. 

Savaş'ta garip bir şekilde sessizdi. ''Ben şunları bırakayım,'' dedim, omuzumun üzerinden ona dönerek. ''Geliyorum...'

Başıyla onaylayıp ağır adımlarla mutfağa geçti. Hızlı adımlarla odaya girip elimdekileri yatağın üzerine nereye gittiğini umursamadan fırlattım. Ardından kısa bir şekilde aynaya bakıp tekrardan çıktım. Mutfağa girdim. Savaş oturmuş telefonuyla ilgileniyordu.

''Nasıl geçti?'' diye sordum, karşı sandalyeye oturarak.

Savaş telefonunu kapatıp kenara koydu ve dirseklerini masaya dayayıp bana odaklandı.

''Senin nasıl geçti?'' diye sordu, stabil bir tonlamayla.

''İyi, alışveriş yaptım epeyce.'' dedim, normalliğe sığınarak. Çünkü Savaş anormalliği resmediyordu.

''Taş mı düşmüş avukatın kafasına,'' dedi Savaş, şüpheli bir halde. Bilmem dercesine omuzlarımı silktim.

''Gidiyormuş herhalde,'' dedim, umursamaz bir tavırla. ''Çok da ilgilenmiyorum. Hem zaten başından beri senin de istediğin bu değil miydi? Para bende işte, için rahatlasın.''

Savaş öylece durup birkaç saniye yüzümü inceledi. Ben de ister istemez ona odaklandım. Üzerindeki beyaz gömleğin yakalarını bunalmışcasına açmıştı. Mimiklerinde ise beni geren bir duruş vardı.

''Evet öyleydi,'' dedi, dik dik bakmaya devam ederek. ''Fakat bu şekilde kolay olması tuhaf.''

''Nesi tuhaf?'' dedim, sıkılarak. ''Meryem hanımın tuzakları mı diyorsun?''

Savaş çenesini sıvazlayıp ayaklandı. ''Kadın parayla oynamayı seviyor,'' dedi, yüzünde memnuniyetsiz bir ifadeyle. ''Oynatmayı da öyle. Yıllar evvel beni para üzerinden içeriye tıktırdığını biliyorsun.''

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 14 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ÇIKMAZ SOKAKWhere stories live. Discover now