41.BÖLÜM:《NEFES》

24.8K 1K 417
                                    

Hey Çıkmaz Sokak sakinleri ben geldiiiim.

Bu bölüm biraz geçiş bölümü gibi oldu. Yani aslında bu bölümden sonra artık olaylara dalış yapmaya başlayacağım. Kısa oldu evet ama 42. bölüm gecikmeyecek merak etmeyin. Finallerim bitti, tamamen sizinleyim🖤

Sizi seviyorum..Umarım keyifle okursunuz.

Saçlarıma sıkıca sardığım tokayı çıkarıp aynı anda sıcak suyu açarken kalbimde belli belirsiz iniş çıkışlar oluyordu. Asansörün hızla aşağı inmesi gibi. Arabanın aniden dik bir yokuşa savrulması gibi. Eğer bu bir kalp krizi başlangıcı değilse ciddi anlamda ruhsal bir savaş veriyorum demekti ve bununla daha ne kadar mücadele edebilirim bilmiyordum.

Elimi suyun altına tuttuğumda hala soğuk geldiğini hissettim. Derin bir of çekip üzerimdeki kıyafetlerimi çıkartırken aynı anda aynada kendimi izliyordum.

Emre ile kahve içtikten sonra biraz daha sohbet etmiştik ve ona karşı olan bakış açım tamamiyle değişmişti. İki insan büyütmüştü içinde, tıpkı benim gibi. Tahmin dahi edemeyeceğim şeyler yaşıyordum ve bu beni nasıl etkiliyordu hala tam anlamıyla çözebilmiş değildim. Önyargı.. Belki de aşmam gereken tek şey buydu.

Üzerimdeki kıyafetleri tamamen çıkarıp duşa kabine parmak uçlarımla girerken kirli sepetinin üzerine bıraktığım hırkamın cebinden bir şey düştü. Bakışlarımı yere çevirdiğimde Arden'in telefonu olduğunu gördüm. Allah kahretsin. Nasıl unutmuştu ki? Yerden kaldırıp tekrardan çıkardığım kıyafetlerimin üzerine koydum. Çıktığımda alırdım.

Elimle suyu tekrardan kontrol ederek duşa kabine girdim.. Sıcak suyu hissettiğimde tüm vücudumu içeriye çektim. Bir süre öylece sıcak suyun altında durdum. Gözlerim açık bir şekilde suyun bütün vücudumda gezinmesini hissettim. Gözlerimi kapatmak istemiyordum. Düşünmek istemiyordum. Annemi.. Hayır onu değil. Benim annem hayalimde çok daha farklıydı, babamın anlattığı kişi bambaşkaydı. Meryem hanım ise benim zihnimdeki anne figürüne çok uzaktı.

Nefesimi tutup başımı yukarıya kaldırdım. Yüzüme çarpan sıcak su kısa bir anlığına yorgunluğumu silip süpürmüştü. O sırada dışarıdan gelen sesle kaşlarımı çatıp başımı hafifçe suyun altından çektim. Görüyor musunuz? Banyoda bile rahat yok..

''Ecmel abla?'' Turan'dı bu.

''Efendim?'' diye bağırdım, boğuk bir sesle. Sesim banyoda yankılanmıştı. Sıcak su yavaş yavaş etrafı buharlaştırırken gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım.

''Dolabın yanına valizini koydum,'' diye bağırdı. ''Arden abi aldırtmıştı!''

Valiz mi? Sanırım temelli gelmiştik artık buraya. Ki öyle olsa iyi olurdu çünkü göçebelikten gına gelmişti.

Hah! Ecmel'e bak sen. Sanki önceden avrupanın yerlilerindedi!

"Tamam!" diye bağırıp kendimi tekrardan sıcak suya bıraktım.

Canım Arden. Düşünceli oluşunu çok seviyordum. Bu hareketiyle İlker'in XL kıyafetlerini giymekten kurtulmuştum.

Köşede duran şampuanların birini elime alıp avucuma dökerken burnuma dolan keskin mentol kokusuyla kaşlarımı çattım. Erkek evi ne bekliyordum ki? Hızlıca saçlarımı yıkayıp duş jellerini de kullandıktan sonra kendimi iyice rahatlamış hissediyordum. Yaklaşık yarım saat sonra banyodan yoğun bir buharla çıktım. Kapının arkasında asılı duran beyaz bornozu üzerime giyip kuşağını belime sıkıca bağladım.

Köşede duran dolapları tek tek açıp saç havlusu bakındım bir süre fakat yoktu. Son olarak arkamda duran aynalı dolabın alt cekmecesini çektiğimde karşıma çıkan mavi havluyla gülümsedim. Elime alıp başımı aşağıya eğdim ve havluyu saçlarıma sardım.

ÇIKMAZ SOKAKحيث تعيش القصص. اكتشف الآن