36.BÖLÜM《HAFİ》

22.7K 1K 598
                                    

Herkese Merhaba! Sınır daha dolmadı ama yorumlarda bir kaç kişinin çabasını görmek beni hemen bölüm yazmaya itti. Amaa sadece bu seferlik bak valla bozuşuruz! Şaka şaka.. Sizi çok seviyorum. İyi okumalar dilerim :)

Yedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yedi..Bu Arden'den yedinci göz kaçırışım. Onun ise gözlerini bile kırpmadan bana bakarak geçirdiği otuz dakikası. Gökhan'ın yaklaşık ellibeşinci konuya girişi ve sonunu getiremeyişi. Emre'nin ise sayamadığım kadar lafa girme yeltenişi ve her seferinde Sıla'dan tekme yiyişi. Saçma sapan bir ortam. Salonun ortasına atlı askerler gelse şaşıramayacak durumdaydım.

Sekiz oldu. Arden derin bir nefes aldı. Gülümsedim. Ciddi durmaya devam edince gülümsememi geri çektim. Bakışlarımı üzerindeki ceketine çevirdim ve başımı dikleştirdim.

''Bu ceket,'' dedim elimle çenemi kaşıyarak. ''Çok yakışmış.''

''Öyle mi?'' dedi gözlerimin içine bakmaya devam ederek. Başımı hızlıca sallayıp olduğum yerde kıpırdandım.

''Düğmeleri falan,'' diye başlayacağım sırada Arden gözlerini kıstı ve öne doğru eğildi. Adeta 'sen benimle dalga mı geçiyorsun?' der gibiydi bakışları.

''Düğmesi yok,'' dedi. Dudaklarımı birbirine bastırıp daha dikkatli baktım cekete..

''Gel yakından bir göstereyim sana,'' dedi Arden, sakin bir ses tonuyla. Yerde yatan ve bize alay eder gibi bakan Emre'ye kısa bir göz gezdirip ayağa kalktı ve salondan çıktı. Gökhan ve Sıla'nın bana acıyan bakışları altında yerimden usulca kalktım ve Arden'nin peşinden gittim.

Arden'in adımları mutfakta son bulduğunda yavaşladım ve tam önünde durdum. Sırtını tezgaha yasladı.

Yoran bir sessizlikten sonra,''Hastaneye gittiniz mi?'' diye sorduğunda kaşlarımı çattım ve düşünmeden. ''Ne hastanesi?'' deyiverdim. Arden'in ifadesi milim değişmedi. Tek elimi arkaya götürüp tırnaklarımı avucuma bastırdım.

Daha sonradan aklıma gelmiş gibi yaparak kaşlarımı yukarıya kaldırdım, ''He evet. Gittik hastaneye biz,'' dedim bir çırpıda. ''Orada oldu zaten. Ben kapıda Dilan'ı bekliyordum. O sırada telefonum çaldı. Daha sonra ben....''

''Hastanede oluyor yani tüm bunlar,'' diye araya girdiğinde bir süre durgunlaşıp başımı olumlu yönde salladım. Ne diyecektim? 'Sokağın birinde Dilan ve Gökhan'ın konuşmasını beklerken oldu' mu?

''Sonra,'' dedim, gittikce kısılan ses tonumla. Kendimden nefret ediyordum şuanda. ''Telefonu açtım.. O an anlamadım Emre olduğunu. Ardından duvarın kenarında bana bakarken gördüm. Meğer bizi takip ediyormuş. Konuşmamız gerektiğini söyledi...''

''Sen de gittin..''

Başımı yavaşca salladım. İkimizinde ses tonu o kadar sakindi ki. Arden'in hiçbir ifade kullanmadan öylece bana bakıyor olması beni tedirgin ediyordu. Her araya girişinde elim ayağım titriyordu. Kendim için değil. Gökhan ve Dilan'a dair pot kıracağım diye ödüm kopuyordu.

ÇIKMAZ SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin