Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Şöminenin verdiği sıcaklık, vücudumu gevşetirken elimdeki minik odundan bir parça daha kırıp ateşe attım.
Odayı aydınlatan şöminenin ateşi, arada savurduğu külü ve ardı sıra zihnime melodik bir ziyafet sunarcasına kendini belli eden çıtırdamalarıyla mest olmuştum..Ateşin dumanla sevdasını anlatır gibi bir sağa bir sola yönelen alevler ise tutkulu bir dans izletiyor gibiydi.
Arden uyuyordu.Murat abi ise resepsiyona dönmüştü.
Cebimdeki mektuba uzandı parmaklarım..Tekrardan açtım ve aklımı karman çorman eden cümlelere karıştım.. Neye..Neye mecbur kaldın baba? Ne demek istedin bu satırlarda bana..Neyin gizi içinde bıraktın beni böyle.
Arden'in kıpırdanması üzerine mektubu katlayıp cebime koydum ve omzumun üstünden ona doğru baktım..Sağ elinin tersini alnına yaslamış , diğer eli koltuktan sarkmıştı..Dizlerimin üstünde emekleyip başına geçtim. Ateşi varmıydı ki? Tereddüt ederek elimi boynuna doğru uzattığım sırada kıpırdanmasıyla telaşla çektim elimi ve geri geri sendelememe engel olamadım..Baş parmağımla damağımı yukarıya kaldırdım kalbim hızla çarparken. Yavaşca doğruldum yerimde. Kahretsin.. Adamın her şeyi ani gelişiyordu..
Durgunlaştığında yeniden yaklaştım.. Tedirginlikle elimi tekrardan uzattım ve iki parmağımı boynunun sağ tarafına bastırdım hafifce. Çok fazla yoktu. Parmaklarımı boynundan çekmeden yavaşca saçlarına çıkardım bu sefer. Saçlarının yumuşaklığı avuçlarımı gıdıklarken iç çektim..Koltuktan sarkan eline baktım..Ardından kendi elimi de onun hizasında uzattım ve şaşkınlıkla gülümsedim.
Yanında küçücük kalmıştı. Bileklerimin inceliği onun serçe parmağı boyutunda bile değildi.Acaba elini tutsam nasıl görünürdü. Telefonuna gelen bildirimle bakışlarımı ellerinden çektim. Dizlerimin üstünde hafif yükselip ekrana bakmaya çalıştım..Fakat telefon diğer tarafındaydı..Dirseklerimden destek alıp diğer tarafa doğru uzanmaya çalıştım.Aynı anda Arden'e değmemeye çalışıyordum. Stresle alt dudağımı dişlerimin arasına alıp biraz daha yaklaştım. Ekranın karanlığa büründüğünü görünce kaşlarımı çattım ve işaret parmağımı orta tuşa uzattım bu sefer. Ecmel! Neyin peşindesin ? Merakla tuşa bastım ve gözlerimi kısıp ekrana baktığımda ensemdeki yakıcı nefesle kas katı kesildim.
"KAMPANYA:Değerli müşterimiz 10 Aralık tarihine kadar yapacağınız tüm alıverişl....
Durdu. Nefesini tekrardan saçlarımda hissederken dudaklarımı birbirine bastırdım ve oksijen almayı kendime yasaklayıp bir süre boğulmayı denedim.
"Ecmelcim kafanı biraz çeker misin? Devamını göremiyorum.."
Yüzümü Arden'e dönmeden yavaş hareketlerle ilk önce telefonun üstündeki elimi. Daha sonra vücudumu çektim. Yalandan öksürüp enseme dokundum ve şömineye döndüm yüzümü. "Ben de seni kaldırıyordum tam...Yola çıkalım artık.."diye mırıldandım.. "Henüz iyi hissetmiyorum.."dedi , sesindeki alaycı tonlamayla.
