42.BÖLÜM:《BİR SES BİN KADIN》

23.7K 1K 493
                                    


Aşşşırı sakin bir bölüme hazır mıyız? Ben değilim. Yazarken de hiç hazır değildim. 🤭😀

Umarım keyifle okursunuzuz

Sizleri çok ama çok seviyorum❤

Varlık, ruhani bir çelişkiydi benim için. Daimi olanı kapsayan bedenimin uzaktan iç çekişleriydi. İnsanoğlu günün belli zamanlarında, belli duygularında, belki de baştan aşağı farklı bir yaşam içinde hissedebilirdi bunu. Bu anlamda var olmak bedenin değil tamamiyle ruhun yansımasıydı.

Nefes bir bedeni dolduramaz, iki bedene sığamaz.. Ama bir bedende iki ruha yer verebilir.

'Ben' olmak bu zamana kadar başardığım tek şeydi. Fakat ölümün ehemmiyetine layık olmak 'biz' olmaktan geçiyordu. Ölüm bile yalnızlar için değildi, bunu biliyordum. Övünürdüm, sakınırdım, güvenirdim yalınlığa. Bilemezdim göğsümün altında atan kalbin sadece yaşama karşılık gelmediğini.

Bu dünyada ölüm ve yaşam sadece canlılığın mahremine yazılıydı. Biz de birbirimiz için yaşamın değişmez iki kuralı gibiydik. Arden ve ben, tek bedende iki soluğu barındıran ruhun timsaliydik.

Başımı çıplak göğsünden çekmeden çenemi hafif yukarıya kaldırdım ve yüzünü inceledim. Kapalı gözlerinin altındaki uzun kirpiklerine baktım. Güzel adam.

Sabahın ilk ışıkları bedenlerimizi çevrelerken yavaşca yutkundum. Elimi göğsünde gezdirdim bir süre. Üzerimizdeki ince çarşaf uzuvlarımızı örtmeye yetmemişti. Arden'in kasığının üzerine yasladığım sol bacağımı hafifçe oynattığımda Arden'in kolu belime daha sıkı sarıldı.

''Nereye?'' dedi, uykulu bir tonlamayla.

''Sabah oldu,'' dedim, sırıtarak. Dirseğimi yastığa koyup başımı avucumun içine yerleştirdim ve onu izlemeye devam ettim.

Gözleri kapalı bir şekilde, ''Olsun,'' dedi. ''Hep oluyor..''

Dudaklarımı birbirine bastırıp elimi saçlarına çıkardım.

''Kalkmayacak mısın yani?'' dedim, kısık bir sesle.

Kaşlarını hafif yukarıya kaldırdı, gözlerini yine açmayarak. ''I-ıı''

''Evi silahlı adamlar bastı,'' dedim, elimi saçlarından yüzüne doğru indirerek. Arden'den yine ses çıkmadı. Kendi kendine bir iki homurdanıp uykusuna büyük bir aşkla devam etti. Aynı anda benimde kalkmama izin vermiyordu. Sol bacağımı iki bacağının arasına ne zaman kilitlediği hakkında ise hiçbir fikrim yoktu.

''Arden?'' dedim, çenemi göğsüne indirerek. ''Benimle beraber duşa....''

Gözleri açıldı! Donuk bakışları ilkten ifadesiz bir halde yüzümde gezinirken daha sonra parladı. PES! Eve silahlı adamlar basmasını umursamayan adamı duş lafıyla kaldırmıştım. Gözlerimi kısarak ona hayret dolu bir bakış attım.

''Sapık!'' diyerek bacağımı bacaklarının arasından kurtardım ve hızlı bir atakla kollarının arasından çıktım. Çarşafı üzerime sarıp beraberinde götürecekken bileğime dolanan ellerle kendimi tekrardan onun kollarının arasında, hatta bir fazlası olarak üzerinde bulmuştum.

''Ne demek sapık?'' dedi, uykudan daha da kalınlaşmış sesiyle. ''Seni çıplak görmek istemek sapıklık mı şimdi?''

Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken yanaklarımda yakıcı bir sıcaklık hissetmiştim. Arden'in bakışları keyifle dudaklarıma yöneldiğinde üzerinden kalkmaya çalıştım. ''Vazgeçtim tek başıma gireceğim, kapıyı da kilitleyeceğim..''

ÇIKMAZ SOKAKحيث تعيش القصص. اكتشف الآن