16.BÖLÜM:《YAKARIŞ》

36.6K 1.8K 393
                                    


"Kabul etmeliyiz."

"Hayır kelimesinden ne anlıyorsun?"
dedi Arden , yaklaşık 10 dakikadır bakışlarını üzerimden çekmeden.
Kaşları çatık, gözleri siyahın en dibi.

Kırık pencereden içeriye sızan soğuk rüzgar bedenimi titretirken kollarımı istem dışı kendime sardım.
Etraf cam parçalarıyla dolu , eşyalar delik deşikti..Ve biz bu hengâmenin ortasında her zamanki gibi siyah masanın etrafında sıralanmış bir şekilde plan yapıyorduk.

Daha doğrusu yapmaya çalışıyorduk.

Arden'in kesin ve net tavırları bizi hiç bir çıkış yoluna sokmuyordu..
Biz, Ertanla iş birliği yapmaktan yanaydık.
Bizden kastım; Orhan abi , Dilan ,ben ve Gökhan.

Arden ise Ertan'ın kafasına sıkıp ,onu uçurumdan atmayı savunuyordu.
Dört kişi olmamıza rağmen Arden'in bu tavrının üstüne geçememiştik henüz.Ne zaman lafa girsem bana ateş püskürten gözleriyle öyle bir bakıyordu ki , ağzımdan çıkan tek şey;
"İstersen arka bahçeye gömelim ne dersin ?" oluyordu.

Orhan abi ayağa kalkıp ellerini masaya koydu ve bizi sorgu odasında hissettiren bir hareketle eğildi.
"Ecmel..Son söz senin. Sonuçta bu işi yapacak kişi sensin."
Bunun üzerine Arden de meydan okurcasına dikildi ayağa.
Orhan abi polis , Arden ise hakimdi sanki şuanda.

"Ertan mevzusu burada kapanıyor. Al sana son söz.."
Sabrımın eşiğine gelirken hışımla ayağa kalktım.

"Arden! Ya neden anlamıyorsun. Vedat'a ulaşmanın ,onu düşürmenin tek yolu bu!"diye çıkıştım hırsla..Salon iyice soğumaya başlarken çenemin titremesine engel olamıyordum aynı anda.
Kendine gel Ecmel..Üşüyor olamazsın değil mi?
Arden ayağının altında ezilen cam parçalarını unursamadan iki adımda dibimde aldı soluğu.

"Bu adam saatler önce Vedat'ın emrindeyken ne oldu da birden bire ona karşı siper aldı?"diye bağırdı aynı anda sandalyeyi itip ayaklarımın dibine düşürürken. Geriledim.
"Bu kadar aptal olmayın.."

Hızla salonu terk ederken kaşlarımı çatıp peşine takıldım..Kolundan çekip kendime çevirdim koridorda.

"Ne oluyor sana Arden?"dediğimde ilk önce kolumdaki elime daha sonra burnundan soluyarak gözlerime baktı.

"Asıl sana ne oluyor? Benim sokakta karşılaştığım , bana kafa tutan o kıza ne oluyor? Bu kadar aptal mıydın sen ?"

Öfkeyle dişlerimi sıktım..
"Ben ne diyorum, sen ne diyorsun..Git Allah aşkına."

Arkamı dönüp salona döneceğim sırada bu sefer o durdurdu. Güçlü parmakları benim ince kolumu çevrelerken karşı koyamadan ona doğru yaklaştım tekrardan.
"Bu anlaşmayı unut.."
Kolumu sertçe çekip göğsünden ittim bıkkın bir ifadeyle.

"Sanane! Sen ne sıfatla karışıyorsun benim işime...Yeter artık! Senin ne dediğin umurumda bile değil..Gideceğim."

Arden bu tavrımı beklemiyormuşcasına gözlerini kıstı ve üstüme doğru yürüdü yavaş adımlarla.Her adımına karşılık gerilerken kendimi yine duvara toslarken buldum.
Kafasını sağa yatırıp bir elini duvara dayadı ve kendini bana siper etti.

"Ne dedin ?"

Sırtıma ulaşan duvarın soğukluğu , Arden'in gözlerindeki o karanlıkla eş değerdi.
Gözlerimi kırpmadan kaşlarımı kendimden emin bir şekilde kaldırdım.

"Duydun.."

Arden bakışlarını titreyen dudaklarıma indirdi..Ardından anlamaz bir ifadeyle kaşlarını çattı ve kafasını olumsuz yönde salladı.

ÇIKMAZ SOKAKWhere stories live. Discover now