40.BÖLÜM《MASKE》

24.8K 1K 533
                                    

Keyifli okumalar 🖤

Sizleri çoook seviyorum.

Bölüm şarkısı: Eflatun-Burcu güneş: Çıkmaz Sokaklar.

Ne karanlık odalardan ne masallardaki cadılardan korktum

Sensizlikten korktuğum kadar

Ne çıkmaz sokaklar gördüm

Ne diyarlar gezdim durdum kaybolmadım sendeki kadar

İnan ki kaybolmadım sendeki kadar...

Yüzümden asla silemediğim o gülümsemeyle beraber başımı Arden'e çevirdim ve direksiyonu sıkıca tutan parmaklarını şarkının melodisine göre hareket ettirdiğini gördüm.

"Güzel şarkıymış," dedim, onu izlemeye devam ederek. Dudağının kenarından ufak bir tebessüm belirdi. Kısa bir anlığına gözlerini bana çevirip siyah mürekkebini tüm benliğime akıttı ve tekrardan yola döndü. Kulaklarımı dolduran o güzel şarkıyla beraber ben de başımı camdan tarafa çevirdim ve sahil yolunu izledim.

Güneş, ufuk çizgisinde yavaştan kaybolurken içime derin bir nefes çektim ve olduğum yerde daha rahat bir pozisyon aldım. Neredeyse tüm sahilleri dolaşmıştık. İlk önce Yeniköy, sonra İstinye, son olarakta Emirgan sahiline gelmiştik,
ki Emirgan sahilini hepsinden çok daha fazla seviyordum. Buraya tek başıma defalarca gelmiştim. Nedendir bilmiyordum fakat burası bana apayrı hissettiriyordu. Kahverengi tahtanın kenarına oturup bacaklarımı denize sarkıtmak tüm derdimi tasamı alıp götürüyordu sanki.

O deniz kıyısına bıraktığım her gözyaşım birer kağıttan gemi olarak süzülmüştü boğaza.

Balık tutan insanlar, bisiklet sürenler, uçurtma satan o amca. Hic unutmuyorum bir keresinde o kadar çok izlemiştim ki onu, yanıma gelip bana bir uçurtma uzatmıştı ve sahil boyunca uçurmama izin vermişti. Çözülmüş bağcıklarım, sırtımdan kaymış montumla o sahili deliler gibi koştuğumu hatırlıyorum. Gülümsedim.

Azar azar gözlerini kapat

Usul usul ellerini uzat

Ben tutarım yine ben duyarım seni

Ben bilirim aşkının kıymetini

Şarkının melodisi zihnimi serinletirken başımı cama yasladım. Eve dönüyorduk artık. Hem fiziksel hem ruhsal olarak çok yorulmuştuk.

''Fermuarını çeksene,'' dedi, Arden bakışlarını yoldan çekmeden. ''Camı açacağım.''

Bacaklarımı koltuktan indirip montumun fermuarına uzandım ve yukarıya çektim iyice. Aldığımız sweati Arden zoruyla çıkarmıştım ve arka koltuğa koymuştuk. Ne var yani insan beş kat giyinemez mi? Bir de iki saat bunun kavgasına tutuşmuştuk. Tabii bu kavgadan önce araba kavgası da vardı. Arabayı park ettiği sokağı unutması bize bir saat yürüyüş olarak geri dönmüştü ve biz bu bir saatin her dakikasını kavga ederek geçirmiştik.

''Bana niye kızıyorsun arabayı sen kullanıyordun..''

''Hadi benim dalgınlığıma geldi sen hiç mi bakmadın etrafına?''

''Baksam ne olacak Arden elli tane mahalleye girdik nasıl hatırlayayım.''

''Selçuk itini hatırlıyorsun ama ne hikmetse..''

ÇIKMAZ SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin