BD -40. BÖLÜM: SONSUZ SON

917 65 22
                                    

40. BÖLÜM: SONSUZ SON

Ya sen bu ülkede doğmasaydın,

Ya ben aşkı herkes gibi bilseydim."

ϾϿ

Karanlık bir odanın içine, elim kolum hapsolmuş gibiydim uzun ve soğuk koridorda. Etrafımdan geçip giden insanların aksine ben yapayalnız, tek başıma bir köşede büzüşüp kalmıştım adeta. Bir sokak başında elinde kalan son mendili satmaya çalışan erkek çocuğu mahsunluğu vardı üzerimde. Karımı gönderdiğim dakikadan beri oturduğum yerden kalkamıyordum. Elim dudaklarımı kapatmış, içeriden gelecek hayırlı haberi bekliyordum. Umudum hayırların gelmesindeydi ama içimde bir yerlerde kopacak fırtınanın ürkekliği ile saklanıyordum sanki. Açılan her kapıda yüreğim ağzıma geliyordu ve ben biraz daha bu heyecana dayanamayacak gibi hissediyordum. Daha önce bu denli korku ve heyecan ile karşılaşmayan bedenim tehlike sinyalleri vermeye başlamıştı bile.

Ben ne üniversiteyi kazandığımda bu kadar heyecanlanmıştım, ne de annem ve kız kardeşime bir şey olacak diye korkmuştum. Her zaman ipleri elime alır, sakin bir tavırla karşılardım olanı biteni. Bu duygu çok farklıydı... O kadar farklıydı ki kendimi tanıyamıyordum.

Ne zaman aşkı tanımış, ne zaman benliğime kazımıştım hatırlamıyorum. Aslışah benim için ben gibiydi. Sanki doğduğum andan itibaren bedenimde olan, bebekliği, çocukluğu ve gençliği benimle geçirendi. Bu kadar karışmışken birbirimize, ondan uzak kalma fikri bile canımı acıtmaya yeterken, onu kaybetme ihtimali bile iliklerimi sömürüyordu. Romantik bir adam olmayabilirdim ama kaba da değildim. Sevgimi her zaman dile getirmeyi seven, sevdiğim kadını özel hissettirmek için elinden geleni yapmaya çalışan aşık bir adamdım sadece. Bu içimde büyüyen huzursuzluk ve pişmanlık beni kendimi sorgulamaya iterken geçmişin hataları birer birer çarptı yüzüme. Defalarca özür dilemiş olmama rağmen karımın kalbinde bir yerlerde kırıklık kalmış olabilme ihtimali ile parçalandım.

Cahildim, görmemiştim ve yaşamamıştım. Ben aşkı en kötü şekilde öğrenmiş, hayatımın darbesini yemiştim. Korkaktım hemde en afillisinden. Bir kadına kapılmaktan, bir kadına ait olmaktan, yeniden aynı acıları yaşamaktan korkmuştum. Aslışah ise inat edip korkularım ile yüzleşip, onlardan kurtulmamı sağlamıştı. Gerçek sevgi nasıl olur kanıtlamıştı. Deliydi falan ama seviyordu. Deli seviyordu hemde. Yüzümde oluşan gülümsemeyi silemeden omzumda hissettiğim el ile gelene baktım.

"Haber var mı?" Melih ve Ali amca yı görünce bir nefes bıraktım.

"Hayır, hiç bir şey söylemediler"

"Odasını hazırladılar mı?" Melih' in sorusu ile aklım başıma geldi. Kafam o kadar doluydu ki bunu unutmuştum.

"Tamamen unuttum"

"Tamam. Ben hallederim, organizasyoncu arkadaşlar var" cebinden çıkardığı telefon ile koridorda ilerlerken ben olduğum yerde arkama yaslandım. Ali amca da yanıma oturduğunda elini omzuma attıç

"Telaşını anlıyorum. O yollardan biz de geçtik. Korkma ikisi de sağlıkla gelecekler yanımıza" hiç bir şey demeden sadece kafamı salladım. Beklemeye devam edecektik ve ne kadar sürecekti bu hiç bilmiyordum. O dakikadan sonra koridor kalabalık ailemiz ile dolup taştı. Sağıroğlu ailesi eksiksiz bir şekilde gelmişti. Ben kendime heyecanlı derken kayınpederim ve oğlanları beni geçmişti bile. Melih' in uğraşları sonucunda hazırlanan odaya bakmak için yanımdan ayrıldıklarında koridorda ben, Asaf ve Melih kalmıştık.

"Kaç saat oldu içeriye gireli"

"2 saati geçti sanırım. Zaman kavramını yitirdim de"

"Oğlum kardeşim mi doğuruyor sen mi doğuruyorsun belli değil. Sakin ol, ne bu telaş"

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now