BD -13. BÖLÜM: AŞK KIRILMAKTI

20.3K 1.5K 377
                                    

Yorum sınırı; 375

Keyifli okumalar...



13.BÖLÜM: AŞK KIRILMAKTI

Aşk kırılmaktı. Kırıldığın kadar kırmak, üzüldüğün kadar üzmek en sonunda mutlu olup gülümsemek demekti. Bir gün minicik bir söze ağlarken ertesi gün en büyük kavga da kahkaha atmak demekti. Aşk tutarsızlık, uçarılık, çılgınlık, serserilik, özgürlük demekti.

Özgür olmak kanat takıp uçmak, sorgusuz sualsiz gitmek, hesapsız kitapsız yaşamak mı? Yoksa bir çift göze vurulmak mı?

Yanı başımda dikilen adamın omuzlarından sarsıp ' kendine gel. Ben senden başka kimseye bakmadım' demek isterdim. Ona yeniden 'seni kendimden bile çok sevdim, beni kırdın, bin bir parçaya böldün. Kırıklarım acıyor, nefesim kesiliyor, kurtulamıyorum' demek isterdim. İçimde kalan sözlerin ağırlığı altında ezilirken Selman' ın derin derin nefesler aldığını takımının altında inip çıkan göğsünden anlayabiliyordum. Ellerinin titrediği, dudaklarının titrediği o kadar belliydi ki.

"Yapmadım... Hayatıma kimseyi almadım" dedim duyabileceği şekilde. Yanıma geldiği andan itibaren bir kez bile bana dönmeyen bakışları gözlerimi bulduğunda utanmadım. Kimin göreceği umurumda olmadan baktım. İnanmak istiyordu? Sözlerimin gerçekliğini sorguluyordu. Göz bebekleri hareketlerini hızlandırmış, nefesleri az önceki halinden daha da sıklaşmıştı. Ağzını açtığı an sözlerini merak etmiştim. Ne tepki vereceği konusunda şüpheliydim. İnanmayabilirdi ya da inanıp şüphe tohumlarını yok edebilirdi. Ben üzerime düşeni yapıp vicdanımı rahatlatmıştım. Gerisi ondaydı. Selman' ın sözlerini işitemeden omzumda yerini alan kolun sahibine baktım.

"Ne yapıyorsunuz burada?" Agah abimin neşeli sesi araya girmişti. İkimizin arasında gidip gelen bakışları beni rahatsız etmişti. Drumu toparlamak adına yüzüme yerleştirdiğim sahte gülümseme ile söylendim.

"Halay çekenleri izliyoruz"

"Buraya onları izlemeye mi geldik. Hadi gidelim" Agah abim beni çekiştirirken Selman geride kalmıştı. Onu fark ettiğinde onu da yanımıza gelmesi için çağırdı. Selman' dan gelmesini beklemiyordum zaten. İlk seferde istemediğini söylese de Agah abimin ısrarlarına dayanamayıp bizimle halaya girdi. Ben Akif abimin elinden tuttum, Agah abim benim elimden tutmuştu, Selman ise Agah abimin elinden tuttu. Ağır giden halaya katılmamız kolay olmuştu. Selman' a göz ucuyla baktığımda onun da zorlanmadığını gördüm. Teyzemin kızlarının ne zaman halaya katıldığını anlamasam da kalabalık ve uzun halayın orta kısımlarında onları da gördüm. Bir mühlet bu şekilde devam ettik.

"Ben daha fazla bu ıstıraba dayanamayacağım. Siz devam edin" Akif abim huysuzlukla söylendi ve Eda' yı da alarak masalarına geçti. Tanımadığım bir adam ile yan yana gelmiştik. Adam elini uzattığı sırada Sare hemen yanıma koşarak geldi. Şimdi Sare ile el ele halaya devam ediyorduk. Davulcuların melodileri değişti ve ağır bir hava çalmaya başladılar. Davul seslerinin ağırlıklı olduğu, biraz olsun ağır çiftetelliye benzeyen bir müzik duyuldu. Halayda bulunan topluluk ağır ağır adım atarken halay başı olan Yusuf eline aldığı yemeniyi hemen yanında duran adamın eline tutuşturdu. Daha sonra 10 kadar adam yuvarlak oluşturarak ' Ya... Ya... Yaaaaa.... Ya' diye bağırıp yerlerine geçti. Yusuf, arkadaşının ve kendi arasında uzun bir şekilde sallanan mendil ile hareketlerini sergilemeye başladı. Her hareketinde bir mesaj gizliydi sanki. Hepsinin ince bir manası, anlamı vardı. Müzik başlı başına ağıdı anlatıyordu. Ölen birine yakılan bir ağıt, gurbete giden eşin ardından tutulan yastı. Büyüğe saygıydı... Küçüğe sevgi... Örf ve adetlere bağlılıktı. Bazı anlarda istemsizce duygulanır, hüzne boğulursunuz ya, şuan bu anlardan birisiydi benim için. Davul ve zurna sesi duyuldukça, Yusuf' un hareketleri ile ağlamak istemiştim. Belki de dakikalar öncesinde yaşadığım ani duygu değişiminin de etkisi olmuştu. Göz pınarlarım buğulanırken Sare' nin sesini duydum.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now