BD -15. BÖLÜM: PİŞMANLIĞIN ESİRİ

18.2K 1.3K 428
                                    

Yorum sınırı; 425

Keyifli okumalar...

15.BÖLÜM: PİŞMANLIĞIN ESİRİ

"Eve girince haber ver. Burada bekliyorum"

"Gerek yok git sen. Kaç adım sanki?"

"Sen eve gir hemen gideceğim söz veriyorum" Melih' in bu sempatik hali karşısında gülümsedim ve yürümeye başladım. Arabada çıkardığım şapkamı ve kaşkolumu da takmayı unutmadım. Bahçeye girdiğim sırada dış kapının açık olduğunu ve Asaf abimin beni kapının önünde beklediğini gördüm. İçimi kaplayan telaşla basamakları ikişer ikişer çıktım.

"Abi, bir şey mi oldu?"

"Aslışah saat kaç oldu? Neredesin sen? Telefonlarına da bakmıyorsun" azarlayan ses tonu karşısında sessiz kalmayı tercih ettim. Kapının önünden çekildi ve içeriye girmem için bana yol açtı. Eve girerken içimde oluşan korku bir nebze olsun azalmıştı. Ben annemlere bir şey oldu korkusu yaşarken abimin beni merak etmesini elbette açıklayabilirdim.

"Salona geç" kabanımı çıkarırken benden önce salona girmişti. Peşinden bende girdim ve tekli koltuğa oturdum. Agah abim bana bakmıyor, televizyondan da gözlerini ayırmıyordu. Asaf abim boğazını temizledi ve gözlerimin içine baktı.

"Neredesin sen Aslışah? Saat kaç oldu?"

"Arkadaşımla buluşacağım dedim ya abi"

"Geç kalma demiştim bende"

"Sadece yemek yedik ve eve geldim"

"Telefonuna neden bakmıyorsun?"

"Duymamışım. Duysam bakmaz mıyım?" Alttan almaya çalışıyordum. Asaf abim ise sorgulamaya niyetleniyor, daha sonra vazgeçiyor gibi görünüyordu.

"Bir daha habersiz bırakma bizi" sözlerini anlamış gibi yaptım ve izin isteyerek odama çıktım. Kapımı henüz kapatmıştım ki tıkladığını duydum.

"Gelebilir miyim?"

"Gel tabi abi" Agah abim aşağıda konuşmamıştı ama peşimden odaya kadar gelmişti. Odaya girdiğinde etrafına bakındı ve müsait olan sandalyeye kuruldu. Eli ile karşısında kalan tekli koltuğu işaret etti. Davetini geri çevirmeyerek, yorgun bedenime rağmen oturdum ve onu dinlemeye başladım. Derin bakışları üzerimde gezinirken ben tereddütle ona bakıyordum. Ellerini dizlerinde birleştirerek konuşmaya başladı.

"Nasılsın Aslışah?"

"İyiyim abi sen nasılsın?"

"Bende iyi olmaya çalışıyorum"

"Allah iyilik versin abi" ses tonunda ki temkinli tavır beni gerse de belli etmemeye çalıştım. Şuan haddinden fazla gerilmiştim. Biraz daha sürerse orta yerimden ikiye ayrılacaktım.

"Cümlemize kardeşim. Aslışah sana bir şey soracağım?" Nihayet odama gelme sebebini açıklamak için girişimde bulundu.

"Tabi"

"Bu akşam kiminle buluştun?" Korktuğum başıma gelmişti. Melih ile buluştuğumu söylesem ne tepki vereceğini bilmiyordum. Agah abim diğerlerine göre fazla asabiydi. Belki de Melih ile görüşmemi bile yasaklardı.

"Arkadaşımla"

"Hangi arkadaşınla. Sonuçta ailesi bu çocuk doğduğunda ona bir isim takmıştır değil mi?"

"Evet, isimsiz çocuk mu olur değil mi? Şey.. Sibel ile buluştuk" aklıma gelen ilk isim çıkıverdi dudaklarımdan. Sibel kim dese verecek bir cevabım dahi yoktu.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now