BD -2. BÖLÜM: BULAŞIKÇILIK

22.9K 1.6K 150
                                    

Yorum sınırı: 100

Keyifli okumalar...

2. BÖLÜM: BULAŞIKÇILIK

Olaylı piknik maceramızın üzerinden iki gün geçmişti. Asaf abimin yakalayamayacağını düşünerek ayıp etmiştik. İkimizi de dere kenarında yakaladığında suyun içine gömmesi kaçınılmaz oldu. Kendimize geldiğimizde ise Agâh abim ile birlik olup onu suyun içine çektik. Kavgamız bittiğinde rezil bir halde bizimkilerin yanına gidemeyeceğimiz için yarım saat kadar kurumayı bekledik dip dibe. Kardeş olmak böyle bir şeydi sanırım. Delicesine kavga edip en sonunda kol kola yürümek.

"Aslışah o fare yuvasından çık da bana yardım et" annem yine mutfağa tıkılmış akşama İngiltere kraliçesi II. Elizabeth ve Galler prensi​ Charles gelecekmiş gibi hazırlık yapıyordu. Şimdi içeriye girip bu fikirlerimden ona bahsetsem benim misafirlerimin gavurlardan ne eksiği var? Elbette onlardan daha iyi ağırlayacağım" der, beni sustururdu. Misafirlerini gavur ettiğini fark etmezdi. Kaderime boyun eğerek mutfağa geçtim. Kapıdan girerken kendimi her türlü görüntüye karşı hazırladım. İyi ki hazırlamışım tezgâhın üzerinde yapraklar sarılmak için beklerken annem elinde oklava yere oturmuş büyük boy yufka açıyordu.

"Çabuk o sarmaları sar." Aramızda geçen sohbet bu kadardı. Daha önce bahsettiğim gibi mutfakta pek görevim yoktu benim. Annem genellikle yaptıklarımı pek beğenmezdi. Elimin lezzetli olduğunun farkındayım ama bunu aileme kabul ettiremiyorum maalesef.

"Tamam" tezgâhtaki yaprakları masanın üzerine taşıdım ve oturduğum yerden sarmaya başladım. Her sardığım sarmadan sonra tek tek sayıyordum. Şu Ana kadar 373 tane sarma sarmıştım. Belimin ağrısı dayanamayacak duruma geldiğinde pes ederek ayağa kalktım.

"Ay yeter benim benzinim bitti. Motor su kaynattı. Daha fazla dayanamayacağım"

"Ya Aslı Hanım, öyle kolay mı sandın evde durmayı? Bak işte böyle yorarlar adamı" annem, benim annem az önce bana kapak yapmıştı. Bildiğiniz menemen kavanozu kapağı. Şu bir litrelik olanlardan. Bana ders vermeye çalışıyordu bunu da gayet güzel yerine getiriyordu.

"Ne münasebet canım. Ben memnunum halimden" Külliyen yalan memnun değildim. Parmaklarım buruş buruş olmuştu v iç açıcı durmuyordu.

"Fırını yak. Son ayara getir" annemin az önce ki zaferini boşa çıkarmak için koşarak balkona çıktım. Çeyizlik fırınını atmaya kıyamamış, balkona koymuştuk. Hemen fırını çalıştırdım, ayarlarını dediği gibi yaptım.

"Şu tepsinin üzerini yağla ver fırına. Bak altı yansın sadece, üstünü sonra açarsın" elime tutuşturulan tepsi ile fırına doğru yol aldım. Ahenkle dans ediyordum demeyi bende isterdim ama pek dans eder halim yoktu. Saçım, başım dağılmıştı. Pek hevesli de değildim. Fırında işim bittiğinde mutfağa geri döndüm. Annem hamur açtığı kısmı temizlemişti.

"Hadi bakalım. Sarmalarını sen koy ocağa."

"Ben ne anlarım yaprak pişirmekten. Sardım yetmez mi?" Şimdi bunu pişirmeye kalksam yakma ihtimalim fazlaydı. Çorba değildi koyu olduğunda bir bardak su koyayım, sulu olduğunda azıcık un ile kıvam aldırayım.

"Yaptığın bana ise öğrendiğin kendine. Yarın evlendiğinde bu günleri hatırlayıp bana dua edersin. Getir şu tavayı yağını salçasını koy" annelerin meşhur sözlerinden birini duyduk değil mi? Günlük dozumuzu aldığımızda göre işkencelere devam edebiliriz.

"Tabi annecim. Sen haklısın annecim" ben dolaptan tava alırken annem tepemde dikiliyordu. Anlaşılan benden ümidi kesmiş iyi bir ev kızı olmam konusunda kararlıydı. Annemin yönlendirmesi ile yaprağı pişirmeye bıraktığımız da kalan diğer yemekleri de beraber hazırladık. Galiba ben kendimi fazla kasmıştım. Annemin yaptığı her yemeğe aşinalığım vardı. Kimisini yediğim için hatırlıyordum. Bazılarını annemi izlediğim için biliyordum. Akşama misafirimiz vardı onu anlamıştım ama kimin geldiğini henüz bilmiyordum. Annem yetiştirmeyeceğiz korkusu ile fazla konuşmuyor, konuştuğunda da sürekli emir veriyordu. Nihayet babam eve geldiğinde biz işleri bitirmiştik. Ben derin bir of çekerek kendimi sandalyeye atmıştım. Ellerim domates doğramaktan ve suyun içinde yüzmekten kızarmış ve büzüşmüştü.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now