BD -30. BÖLÜM: BERDEL

18.3K 1K 643
                                    

Yorum sınırı; 625

Keyifli okumalar...

30. BÖLÜM: BERDEL

Hep yarım mı kalmalıydı hayaller? Yoksa yarım kaldığı için miydi hayal oluşları? Bu sorunun cevabını saniyeler içinde beynimde çevirip durdum ama cevap bulamadım. Avuçlarımla yerden destek alarak ayağa kalkmaya çalıştım. Kendimde ayağa kalkacak kadar gücü bulduğumda bedenimi yukarıya çektim ve Asaf abimin karşısında durdum. Gözlerimden akan yaşlar yüzümde iz bırakarak inerken Asaf abim sanki hiç umurunda değilmiş gibi bakıyordu.

"Neden?" dedim kırık sesimle. İçimden avazım çıktığı kadar bağırmak gelse de kendime hakim olmaya çalışıyordum. Dilimi ağzımın içinde yuvarlayıp bekledim bir kaç saniye. Gözlerimden akan yaşlar bakışımı bulanıklaştırırken kolumla sildim yaşlarımı.

"Arkamdan iş çevirmeyecektin" dedi pürüzsüz çıkan sesi ile. Hiç acımıyor muydu bana? Hiç mi üzülmüyordu?

"Arkandan iş çevirmedim. Sadece çekindim, korktum" Omuzlarımı dikleştirirken onun da duruşu değişti. Gözleri omzumun arkasına odaklanırken benden uzaklaşmıştı.

"Abinden korktun öyle mi? Benden çekindin? Karşıma çıkıp abi çok seviyorum deseydin kabul etmeyecek miydim?"inanamıyor gibi değil de dalga geçiyor gibiydi şimdi de. Alaycı tavırları, alaycı bakışları ve cümleleri.

"Abi... Abi vallahi çok seviyorum" boynumu sağ omzuma yatırıp gözlerine baktım. Seviyordum hem de kendi canımdan çok. Bir insan bu denli nasıl sevilir? Nasıl kendi canını umursamazken başkasının canı için canhıraş çabalarsın?

"Nasıl güvendin? Bize güvenmezken sen bu adama nasıl güvendin? " Selman' ın varlığını yanımda hissettiğimde abimin bakışları ondan hiç ayrılmamıştı. Selman tam dibimde dururken ona bakamadım bile. Abimden gözlerimi ayıramıyordum.

"Bu adam daha bir kaç ay evveline kadar evine takıldığı kız arkadaşlarını getiriyord..." gözleri büyürken aklıma gelenlerle olduğum yerde sanki mümkünmüş gibi daha çok buz kesmiştim. Biz istemeden de olsa abime bir defa basılmıştık.

"O sendin! O evde ki sendin!" her zaman imrenerek baktığım elleri kollarımı kavrayıp bedenimi sallarken ben konuşmak için çabalamaktan başka bir şey yapamıyordum.

"Değildim de? Abi ben onun evine gitmedim? Sen salonda otururken ben yatak odasında beklemedim de?" hastanenin bahçesince avazı çıktığı kadar bağırırken etrafta olan biten herşey benim için flulaşmıştı. Kimse umurumda olmadan kendi canımın, aşkımın derdine düşmüş, sonunu görmediğim bir denizde boşuna kulaç atıyordum.

"Bendim... Ama yemin ederim aklına gelen şeyler gerçek değil. Sadece telaş yaptığım için saklandım. Yemin ederim sadece oturduk" Asaf abimin elleri kollarımı daha çok sıkarken Selman' ın olduğunu hissettiğim elleri onu benden uzaklaştırdı.

"Kendine gel Asaf" Selman beni kendisine çekerken Agah abim de Asaf abimi çekmişti.

"Abi saçma sapan konuşup, pişman olacağın tavırlar sergileme. Sen bilmiyor musun kardeşini?" Agah abim bu dünyaya gelmiş geçmiş en iyi abiydi. En zor anımda her zaman kanatları altına alıp, sarıp sarmalamayı başarıyordu.

"Sana yazıklar olsun Aslışah. Sana yazıklar olsun başka da bir şey demiyorum" tükürür gibi sözleri suratıma fırlatıp arkasını döndü ama gitmesine izin vermeyecektim.

"Neden seviyor musun diye sormuyorsun? Nasıl seviyorsun diye neden demiyorsun? Neden sadece kendi istediğini kabul edip beni görmezden geliyorsun? Bunca sene beni tanıyamamış olmana üzülmüyorum da benim ne düşündüğümü önemsemeyecek kadar kendini kaybetmiş olmana üzülüyorum" Selman' ın elinden kurtulup bir adım öne çıktım. Asaf abimin gözlerinden okunan sinirine karşılık sesimi yükseltip konuşmuştum.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now