BD -25. BÖLÜM: LEYLİFER

19K 1.3K 603
                                    

Yorum sınırı; 600

Keyifli okumalar...

25. BÖLÜM: LEYLİFER

"Eda hadi seni mi bekleyeceğim" Akif' in sesini duyduğumda elim ayağıma karışmıştı. Kabine gireli henüz 2 dakika bile olmadan başlamıştı söylenmeye. Son elbiseyi denemeden çıktım kabinden. Sinirlerim yeteri kadar bozulmuştu ve psikolojimin de iyi olduğunu düşünmüyordum. Son günlerde ailemin de Akif' in de üzrime gelmeleri bu derece artmışken daha ne kadar bu sorunlardan kaçabileceğimi bilmiyordum.

"Hangisini alıyorsun?" buraya gelmemizi ben istememiştim. Beni arayan da, dışarıya çıkmak isteyen de, bu mağazaya girmek isteyen de Akif' ti ve suçlu yine ben olmuştum.

"Hiç birini almıyorum. Hadi çıkalım" çantamı koluma asarken Akif' in engellemesi ile duraksadım. Dirseğimde duran eline yandan bir bakış attım. Bu bakışımla rahatsız olduğumu anlamış olmalı ki elini çekti.

"Neden almadın? Siyah olan gayet iyiydi"

"Ben beğenmedim" dedim. Artık Akif ve huysuzluklarından sıkılmıştım. Her defasında ortalığı karıştıran olmasından, en güzel anlarımı sabote etmesinden, asla gülmeyen yüzünden sıkılmıştım. Sevgim de bir yere kadar idare ediyordu. İkimize yetemiyordum. Mağazadan çıkarken Akif yanımda yürümeye başladı. Dışarıdan bakıldığında nişanlı bir çiftten çok yani tanışmış bir arkadaş gibi görünüyorduk. Aramızda ki mesafe, resmiyet gözle görülür cinstendi. Hiç bir tepki vermeden onu izledim. Bir kafeye oturduğumuzda telefonu ile ilgilenmeye başladı. Siparişlerimizin gelmesinin ardından boğazımı temizleyip bana bakmasını sağladım.

"Ev işini ne yapacağız?" dedim. Sonuçta düğün olduğunda oturacak bir evimiz olmalıydı.

"Kiracıya söyledim evi boşaltacak, daha sonra temizliği yapılır eşya seçeriz" o kadar duygusuz söylemişti ki bir an için kendi evimizden değil de başkasının evinden bahsediyor diye düşünmüştüm.

"Ben bakmaya başladım bir kaç model var. Sen de bak ortak bir karar veririz. Eşya kolay iş" dedim sohbet konusu açmaya çalışıyordum ama başarabildiğim söylenemezdi.

"Sen beğendiysen tamam benim bakmama gerek yok." kahvesinden yudumlarken boş gözlerimle baktım ona. Ne demekti benim bakmama gerek yok? O evde ben tek başıma mı oturacaktım? Gözümden akan yaşı hızla sildim ve kahvemi dudaklarıma götürdüm. Bunu yaptım ama yutkunacak gücü kendimde bulamadım. O an içimden gelen hırsla parmağımda duran yüzüğü çıkardım. Akif bu hareketlerimin farkında bile değildi. Kahvesinin yanında getirilen su bardağının içine attım. Masadan kalkarken Akif yeni fark etmişti yaptığım hareketi.

"Bu ne demek oluyor Eda?"

"Ne anlıyorsan o" dedim ve sandalye hızla iteklememden dolayı gürültü ile yere düşmüştü. Umurumda mıydı? Değildi. Acı çektiğimi, çekeceğimi bile bile terk etmiştim Akif' i. Bırakıyordum ve şimdi çektiğim acılar ileride bana mutluluk olarak geri dönecekti. Kendimi beni sevmeyen bir adama köle etmeyecektim. Onun beni sevmesi için gözünün içini daha fazla izlemeyecektim. Kafeden çıktığımda seri adımlarımı çıkışa yönlendirdim. Alışveriş merkezinden çıkmam için neredeyse 10 adım kalmıştı ki Akif kolumdan yakalayıp durdurdu.

"Sen ne yapıyorsun Eda? Ne demek oluyor bu? Daha 5 dakika önceye kadar evimizden bahsederken şimdi yüzüğü atıp beni terk ettiğini mi söylüyorsun?"

"O 5 dakika da insanlar ölüyor Akif. Ve evet seni terk ediyorum. Daha fazla senin huysuzluklarına, memnuniyetsiz suratına ve beni sevmediğin halde evlenmek zorunda olmana katlanamıyorum. Tek başıma bazı şeyleri yüklenmek eskisi kadar keyifli gelmiyor bana. Benim aşkım sadece bana yetiyor, senin yerine de feda edebileceğim bir aşkım yok benim" oh be içim rahatlamıştı. Günlerdir, hatta aylardır içimde sakladığım şeyleri bir bir vurmuştum yüzüne ve rahatlamıştım. Midemde ki kocaman balonu patlatmış gibi hissediyordum. Omuzlarımı dikleştirerek gözlerinin içine baktım. Bir su damlası kadar pişmanlık bana yeterli gelmiyordu. Kavrulsun istiyordum, ondan ayrıldığım için benim aylardır çektiğim acıyı çeksin istiyordum ama bildiğim gerçek ise bunun asla olmayacak olmasıydı. Buruk bir gülümseme dudaklarımda yer edinirken Akif' in son kez yüzüne bakıp arkamı dönmek istedim. Afallamama sebep olan şey Akif' in elimi tutmasıydı.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin