DG -13. Bölüm: NİŞANLI KAÇAKLAR

47K 2.4K 603
                                    

Sınır; 450 yorum.

Medya: Bölümden bir alıntı.

Keyifli okumalar...

Keyifli okumalar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

13. BÖLÜM: NİŞANLI KAÇAKLAR

"Deli tarafıma denk gelmeyin, zira orada ben bile hükümsüzüm..."

Etrafa sırayla dizilmiş tabaklar, sürekli parlayan kaşık setleri, havaya kaldırdıkları kapaklarla dil çıkaran tencere takımları. Asude biraz olan akıllı kalan tarafını da kaybetmek üzereydi. Sürekli gözünün önünde uçuşan pembe ve mavi renkli eşyalardan kal gelmişti.

"Allah'ını seven bana pembe ve mavi eşya göstermesin, yok mu sizin klasik tencerelerinizden? Siyah getir, beyaz getir. Pembe ne? Biz pembe panter miyiz?" Hemen dibinde duran koltuğa çökerken Devrim'in keyifli hâli karşısında ağzına kepçe ile vurmamak için zor duruyordu. Sabah arabasını gördüğü anda ne hissettiğini merak ediyordu. O an ki yüzünü görmek isterdi ama adam hiç o konudan bahsetmiyordu bile. Üstüne bu tavrı da eklenince çok sinir bozucu duruyordu.

"Hanımefendi, bu sene moda olduğu için bu modelleri çıkardım."

"Sence, ben o ponçik gelinlerden miyim? Şu sıfatıma bir bak 'Kocişime kurdeleli, havai fişekli kahvaltı hazırlıyorum.' Diye instagrama resim atan gelinlerle bir akrabalığım olabilir mi? Bak ağabeycim, bu cafcaflı renklerin dışında daha mat renkler istiyorum. Eski tencerelerden getir. Olmadı bakır getir, emaye getir. Renkli getirme de ne getirirsen getir."

Asude yanlarından ayrılan adamın hemen arkasından Devrim'e dönerek konuşmaya başladı. Şuan kendisini sürekli dır dır eden yirmi beş senelik evli kadınlar gibi hissetse de önemli değildi. Çift olmanın kurallarından biri de, kadın ne derse sürekli onaylayan erkek dışında zor durumlarda fikir beyanında bulunmaktı.

"Sen neden sesini çıkarmıyorsun? Tek başıma alışveriş yapıyorum resmen!"

"Yemeği ben mi yapacağım Asude? Bana ne tencereden, tavadan, tabaktan. İster kırmızı al, ister turuncu. Ben önüme konulacak yemeğin tadına bakarım." Asude, adamın sözleri ile sinirden tepinmek istiyordu. Etrafına bir göz attığında az ilerisinde duran kaşık sandığını gördü. Üşenmeden olduğu yerden uzandı ve en alt çekmecesinden kepçeyi kavradı.

"Eğer bana yardım etmezsen sonucunu düşünmem, önce bu kepçeyi kafana yersin daha sonra tüm mağazayı karıştırırım, polise hesap verirsin." Devrim, kadının ne kadar inatçı ve deli olduğu konusunda hesap yapıyordu. Asla sınırı yoktu. Susmayı bilmediği gibi, utanmayı da bilmiyordu. Sonucunda ne olacağı umurunda bile değildi.

Alttan almak, suyuna gitmek, oluruna bırakmak Asude'nin defterinde yazmıyordu. Gözlerini kısarak kendisine büyük sabırlar diledi. Bu kadın hayatında olduğu sürece çok sinir krizleri geçirecek, çok dişlerini sıkacaktı.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now