BD -8. BÖLÜM: SANA EN ÇOK BEN YAKIŞTIM

34K 1.5K 266
                                    

Yorum sınırı; 225

Keyifli okumalar...


8.BÖLÜM: SANA EN ÇOK BEN YAKIŞTIM

Kursağımda kalmasaydı gün yüzüne çıkacak güzel hayallerim vardı...

"Yarabbi ben bu adamdan ne zaman vazgeçsem bu inatla bana daha çok yaklaşıyor. Ben biraz salak bir kızım eğer mesaj veriyorsan anlamayabilirim" sokak lambalarının aydınlattığı sokakta hızlı hızlı yürürken kendi kendime konuşuyordum. Ne zaman adımlarımı geri çeksem Selman bana iki adım fazla atıp aklımı karıştırmayı başarıyordu. Bu defa ne kadar da beni tebrik ediyor gibi görünse de ben onun ne ima ettiğini gayet açık bir şekilde anlamıştım. Hayat memat meselesi olan bu konu tartışmaya açık değildi. Onu ve beni ima edilen sözler yönetmeyecekti. Üstü kapalı sözlerin esiri olmaya devam etmeyeceğim. Bahçeye girdiğim sırada arkamdan gelen Selman arabasını park ediyordu. Henüz merdivenlere yeni ulaşmıştım ki bana seslendiğini duydum.

"Bekler misin?" son iki basamak kalmışken bekledim.

"Dinliyorum"

"Bana kırılmadın değil mi?" Demir parmaklıklarda duran elimi kaldırdım elimi kalbimin üzerine götürdüm.

"O kadar çok kırıldı ki kırılacak daha fazla yeri kalmadı. Merak etme artık kıramazsın" bu sözler ona karşı kurduğum son cümle olmuştu. Arkamı dönerek kapıyı açtım ve eve girdim. Ardımda onu bırakmış olmam önemli değildi. Kimin için geldiyse kapıyı o açabilirdi. Ayakkabılarımı dolaba koyarken zil çaldı ve annem salondan seri adımlarla kapıya geldi.

"Kapıyı açsana kızım"

"Açacaktım ama sen geldin" kimin geldiğini bildiğim için dönüp bakmadım bile. Adımlarım ondan önce ev halkının olduğu yere gidiyordu. Annemin babam için soyduğu elma ve portakallara yakın olan koltuğa oturdum. Elmadan bir ısırık almıştım ki Selman içeriye girdi. Herkesle selamlaştıktan sonra boş olan koltuklardan birine oturdu.

"Müsaadenizle ben odama çıkıyorum" Selman artık bizim evde misafirlik olayını aşmıştı. Yakında bir oda da verirdi annem kendisine. Her akşam bize geliyordu gece o saatte yollara düşüp eve gitmesine gerek yoktu.

"Kızım yüzünü görseydik azıcık"

"Babacım gerçekten çok yorgunum"

"Yapma Aslışah ya... Anlat şu Mete'nin o muhteşem teklifini de öyle git bari." Agah abim neredeyse yalvarırcasına konuştu. Onu kıramazdım, o kadar güzel bir teklif olmuştu ki ben de anlatmak istiyordum. Melih' in gerçek kimliğini anlatmadan, o muhteşem dans sahnemizi de es geçerek teklifi her detayını anlattım. Annem anlattıklarımı yüzünde imrenen bir ifade ile dinlemişti. Agah ve Asaf abim her cümle sonunda hasetliklerini belli eden dip notlar iliştirmişti. Babam konuya dahil bile olmadan televizyona bakıyordu. Selman ise ifadesiz bir şekilde suratımı izlemekle meşguldü.

"Bakkala diye çıkıp sana gelesim vaaarrr. Hemen bugün olmazsa da seni acilen göresim var Sülbiyeee" Agah abim Asaf abimi oturduğu yerden kaldırmıştı. İkisi şimdi ortada dans ederken Agah abim sadece nakarat kısmını bildiği şarkıyı mırıldanıyordu. Bu halleri 10 yaşında ki çocuklardan farksızdı.

"Ya dalga geçmeyin çok romantikti. Ve asıl bombayı patlatıyorum"

"Kesin tepelerinden balonlar inmiştir" ben Selman' ın bu sözleri ile duraksarken abilerim kahkaha atıyordu. Bu kadar tesadüf inanılacak gibi değildi. İçimde bir yerler de, ufacık bir ses cılızca fısıldıyordu. Sence bu bir tesadüf mü? Sorgular bakışlarım üzerinde gezinirken omuzlarını silkti liseli kızlar gibi.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum