BD -38. BÖLÜM: DÜĞÜNDEN KIZ KAÇIRMA

18.3K 817 625
                                    

Yorum sınırı; 950

Keyifli okumalar...





38. BÖLÜM: DÜĞÜNDEN KIZ KAÇIRMA

"Sana şimdilik aşk dolu bir hayat vadedemiyorum. Evet, senden hoşlanıyorum ama bunun aşk olmadığının da farkındayım. İleride ne olur hiç bir fikrim yok. Sadece denesek olmaz mı?" karşımda duran adamın gözlerinin içine baktım. Biliyordum, Ömer ile nişanlanırken de biliyordum, bu akşam kaçarken de biliyordum. Bildiğim gerçekler yeniden işitmek canımı yaksa da bu yola kendi isteğimle çıkmıştım ve itiraz etmeye hakkım yoktu. Seviyordum, inkâr etmeyecektim. Gönül sevince beyninin ne dediğini pek umursamıyordu doğrusu.

"Asaf, beni sevmediğini biliyorum zaten. Kendini zorlamana gerek yok. Evet, seni çok sevdim, hala seviyorum. En son görüşmemizde dediğim gibi, istemediğin bir şeyi yapmana razı gelemem. Bu akşam beni büyük bir yanlıştan kurtardığın teşekkür ederim. Bile bile kendimi uçurumdan aşağı atacaktım ve düştüğümde çok geç olacaktı.Bundan sonra ben başımın çaresine bakarım. İşim var zaten, ev tutarım eşya falan alırım" parmaklarımla o kadar çok oynuyordum ki derim acımaya başlamıştı bile. Bir tarafım doğru yaptın Irmak dese de diğer tarafım vazgeçme, er ya da geç o da seni sevecek diyordu. Uzanıp elimi tuttuğunda bende onunla birlikte nefesimi tutmuştum. Dokunuşları tüm bedenimi yok ederken nefesimi tutmuş onu izliyordum. Gözleri ellerimden gözlerime kaydı. O bakışlarında ki naiflik damarlarıma karıştığında eriyip yok olmamak için kendimi sıkıyordum.

"İstemediğim hiç bir şey yapmıyorum ben. Bu akşam kendim istediğim için geldim oraya. İstediğim için kaçırdım seni. Sende istediğin için aileni bile geride bırakıp geldin benimle. Bu saatten sonra ne yapacaksak ikimiz birlikte yapacağız. Ev mi tutulacak? Birlikte yapacağız. Eşya mı alınacak.. Onu da birlikte yapacağız. Alışacağız Irmak... Birlikte olmaya, bir olmaya alışacağız. Alışmak için çok hevesliyim ben. Yol göster, tut elimden sen yönlendir beni" Dudakları parmak uçlarıma değdiğinde gözlerimi kapattım. Kalbim maraton koşmuştu sanki. Nefesim bedenime yetmiyordu. Soluk soluğa kalmıştım ve Asaf bu halimi anlamasın diye dudaklarımı açamıyordum.

"Kalbime dokun... Kalbime dokun ve renklerini bana da bulaştır. Bulaştır ki sen olayım. Aşkını yaşayayım, aşkına bulanayım" elimi kalbine yerleştirirken bende onun eline uzanıp kendi kalbime yaklaştırdım. Tıpkı onun yaptığı gibi elini kalbime yerleştirip, ben duyması umudu ile fısıldadım.

"Ömer ile nişanlıyken hep acaba dedim. Acaba unutur muyum? Unutturur mu? ama olmadı. Ne ben unutabildim, ne o unutturabildi. Her fırsatta seni hatırladım. Yemek yerken, su içerken, gezerken, beni aradığında. Daha fazla dayanamadığı zaman ayrılmak istediğimi söyledim. Senden bahsettim ona, onu sevmediğimi söyledim. Kabul etmedi. Unutursun dedi, unuttururum dedi. Baktı kabul etmiyorum sonra oyalamaya başladı. Bugün ayrılacağım, yarın ayrılacağım derken sen çıktın yeniden. Evlenelim dedin... Dedin ama sözlerin sadece sözde kaldığını o zaman anladım. Gözlerine bile ulaşmayan teklifin ile karşımda duruyordun ve ben kendime yakıştıramadım. Sevdiğim adamın beni sevmesini bekleyip, sana ve kendime eziyet edip, mutsuz olmaktansa, beni seven adamın yanında tek başıma mutsuz olmayı seçtim. Yüreğim kanaya kanaya sana olmaz dedim. Ruhum öle öle sana hakaret edip gönderdim. Bir kez bile seni sevdiğimden pişman olmadım. İyi ki tanımışım, iyi ki tatmışım bu duyguyu dedim. İnsanı yaşatan içinde beslediği acıymış. Bilmiyorum, belki delice ama ne yaptıysam sadece seni hayal ederek yaptım. Çok geçmeden Ömer bunu anladı. Anlamasa tuhaf olurdu zaten. İlk başlarda bu oyunuma ses çıkarmasa da daha sonraları haklı olarak rahatsız oldu. Yeniden ayrılmak istediğimi söylediğimde şiddete başvurdu." cümlemi tamamladığımda elini elimin arasından çekmek istese de izin vermedim. Yanaklarında ki kaslar kasılıp serbest kalıyordu. Buna izin vermeden devam ettim.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin