BD -34. BÖLÜM: MUTLULUĞA DOĞRU

18K 1.1K 811
                                    

Yorum sınırı; 800

Keyifli okumalar...

34. BÖLÜM: MUTLULUĞA DOĞRU

Hayat ilk başlarda bana pek adil davranmamıştı. Kaderimin bana karşı bir kini olduğunu düşünürken zamanla aslında öyle olmadığını anlamıştım. Rabbim biyolojik ailemi benden almıştı ama onun yerine çok daha iyisini vermişti. Evet, annem beni pek istemiyor olabilirdi onun için babam ve abilerimi kötü göremezdim. Hem her öz anne ve kızı arasında da bu tür problemler gerçekleşebiliyordu. Sırf beni sokağa atıp, yurtlarda büyümeme izin vermediği için bile anneme olan kızgınlığımı bir kenara bırakabilirdim.

Yüzümde oluşan gülümsemeyi saklamadan elimi uzatıp yan profilini gördüğüm adama uzandım. Sakalları elime batarken parmaklarım sahra çölü gibi her baktığımda beni içine çeken yüzünde gezindi. Selman bu hareketimi beklemediğinden bana dönmüştü. Gözleri gözlerimi bulduğunda çevremizdekileri önemsemeden her dakika, her saniye haykırsam bıkmayacağım gerçeği fısıldadım.

"Seni seviyorum"

ϾϿ

"Geliyorum bir saniye" ayakkabımı giymek için üstün bir çaba sarf ederken ecel terleri döküyordum. Ben hariç herkes hazırlanmış kapıda bekliyordu.

"Kızım gelin sen misin be?" Agah abim son defa kapıyı yumrukladığında nihayet kapıyı açıp çıktım dışarıya.

"Nihayet çıkabildin. Hayır ne bu hazırlık anlamadım ki? Seni alan almış" kolunu girmem için uzatırken sorgular bir bakış attım yüzüne. Benim sözlümün burada olması gerek miyor muydu?

"Bakma bana öyle dik dik. Eniştem seninkini sorguya çekiyor" deyip önüne döndü. Evet bugün Eda ve Akif abim evleniyordu. 2 gün önce kına gecesi yapmıştık ve pek iç açıcı geçmemişti. Selman' ın 'oturduğun yerden kalkma lütfen' tembihleri ile annemin 'kalk Eda' nın yanında dur, görümce gelini istemiyor derler' kızım tembihleri elimi kolumu bağlamıştı. En sonunda dayanamayıp Selman'a ' kaçır beni yiğidim' diyerek olayın içinden sıyrılmıştım. Gerçi gece sonunda bir çok kişi nereye gittiğimi sorgulasa da kim takar onları havasındaydım. Şimdi ise bin bir zahmetle aldığım elbisemin içinde arz-ı endam ediyordum. Salona girdiğimizde diğerlerini önemsememekle birlikte tek bir adama odaklandım. Bakışlarımız buluştuğunda onun yzünde gördüğüm o sıcacık gülümseme, fazlasıyla beğeni ve aşk tüm kanımın fokur fokur kaynamasına sebepti.

"Haydi artık gidelim kızı vermekten vazgeçecekler" hepsi benim hazırlanmamı bekliyordu ve bu talimat ile kalktılar. Önce gelini alacak daha sonra düğün için tutulan salona geçecektik. Eda ve abime kalsa düğün salonuna gerek kalmadan yemek verilmeliydi ama kız tarafı burada da ağırlığını koymuş hem düğün salonu tutturmuş hem de yemek vereceksiniz demişti. Büyükler tek tek evden çıkarken Selman ve ben geride kalmıştık.

"Allah' ım ben her dakika bu kadına aşık oluyorum" avucunu açıp ana uzattığında gülümseyerek kendi elimi onun elleri arasına bıraktım.

"Biz en çok birbirimize yakışıyoruz yakışıklım. Ben en çok sana yakışıyorum, en çok sana vuruluyorum, en çok sana tutuluyorum" dediğimde Selman beni kendisine çekip alnıma küçük ama derin bir öpücük kondurdu.

"Az kaldı Bercestem... Sayılı günler kaldı sana kavuşmama"

"Az kaldı Selman... Az kaldı aşkım" birbirimize ilanı aşk ederken bizden hariç birinin öksürüğünü duyduğumuzda telaşla geri çekilen Selman' a gülerek baktım. Ebrar kapının kenarından bakıyordu ve bıyık altı sırıtıyordu resmen.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now