[AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ -1- DELİ GELİN]
Bir yanda deli dolu bir kadın, öte yanda gözükara ve dev gibi bir adam...
Her şey bir inatlaşmadan mı sebepti?
Çılgınlıktan belki de huzuru arayışındandı bu kadar hırçın dalgalarla Asude'nin ona savrulması...
...
К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.
14. BÖLÜM: KIZ BABASI
"Geri sayım başlasın, davul ve zurna hazır olsun."
"Ay!"
"Sizin köyde kapı çalmak yok mu?" Devrim acele ile üzerini düzelttiğinde Asude kapıya arkasını dönmüş, bekliyordu.
"Kusura bakma, ben ömrümde ilk defa bir kutup ayısının odasına giriyorum. O yüzden hareketlerim bu kadar acemi." Asude sinirle söylenirken beklemekten sıkılarak arkasını döndü ve odaya girdi. Adamın hemen önünde durdu, burnunu dikleştirerek ona meydan okudu.
"Sen bana kutup ayısı mı dedin?" Devrim sözlerini teyit etmek için yeniden sordu ama kadının vazgeçmeyeceğini biliyordu.
"Alındın mı sen? Oy kıyamam. Sen benim pos bıyıklı denizaslanımsın." Asude ellerini uzattı ve bıyıklarının ucundan yakaladı. Küçük bir çocuğu sever gibi iki tarafa çekiştirirken Devrim canının acıması ile kafasını geriye atarak uzaklaştı.
"Neden hayvanlar âlemi? Hayır, o kadar tabir varken neden onlar. Neden denizaslanı?"
"Ne deseydim aslanım? Denizatı mı deseydim? Hayvanlar âlemini bırakıp, şeytanım, cinim, perim mi deseydim? Tövbe estağfurullah ya. Adama aslan diyorum beğenmiyor."
"Aşkım de, bir tanem de, canımın ciğeri de..."
"Bakarız aslanım." Asude, koltuklara açılmış yatakları kaldırmak için geri döndü. Önce yorganı katladı, daha sonra çarşafı yatağın içine koydu.
"Sanki gücü varmış gibi bir de yatağı almaya çalışmaz mı? Bir tarafını zedeleyeceksin, kenara gel." Devrim eli ile kenara iteklediği kadının önünde duran yün yatağı sırtlandığı gibi odadan çıktı. Asude ise sözleri ile kendisini delirten ve çileden çıkmasını sağlayan adamın peşinden sırtlandığı yorganla onu takip etti. Odayı da beraber toparladılar. İkisi de birbirlerine uyum sağlayarak işlerini bitirdiler. Asude balkona kurulan masaya doğru ilerlerken, Devrim yüzünü yıkamak için banyoya ilerledi.
İşlerini hallettiğinde hazırdı.
Balkon bir oda genişliğindeydi. Yaz günlerinde oturmak için camın hemen önüne geniş bir sedir, tahtadan yapılmış geniş bir masa ve onlara eşlik eden demir iki sandalye konulmuştu. Balkonun parapetlerine yerleştirilmiş rengârenk çiçekler bile karnınızın doymasına yetiyordu.
Asude camın küpeştesinde duran çaydanlığı eline aldı ve bardaklara doldurmaya başladı. Yaşlı çift çoktan yerlerine yerleşmiş onların gelmesini bekliyordu. Masa da her şey vardı. Patates kızartması, tereyağında yumurta, köy peyniri, organik reçeller, köy ekmeği. Çayları dolduran kadın herkesin önüne bardağını bıraktı ve yerine geçti. Devrim gelmeden önce ekmekleri de dağıttı.
