BD -3. BÖLÜM: EVE GELİN LAZIM MIYMIŞ?

28.3K 1.8K 122
                                    

Yorum sınırı: 120

Keyifli okumalar...


3. BÖLÜM: EVE GELİN LAZIM MIYMIŞ?

Bir tava yumurtayı karşıdaki mide fukarası ile yemiştim. Adamın istediği kadar parası olsun yine de benim yumurtama göz koymuştu. Evdekilerle zaten konuşmuyordum bu soğuk nevale de benimle konuşacağı tutmuş gelip karşıma oturmuştu. Öyle uzun zaman da olmamıştı yanıma geleli yani hepi topu 5 dakika falan.

"Bitirdin ya"

"Bitsin diye pişirmiştin. Eline sağlık güzel olmuş" ağzını temizledi ve sanki hiç bir şey olmamış gibi kalktı masadan. Adam geldiği yöne tabi ki gitmedi. İçeriye geçerek banyoya ilerledi. Ben ise masanın başında kalakalmıştım. Selman gayet güzel ellerini yıkadı ve yanımdan yeniden hiçbir şey olmamış gibi geçip gitti.

"Pişt baksana bi" askerlik arkadaşım gibi seslendim ona. Biz de halden, hatırdan, laftan sözden anlıyorduk. Tüm vücudunu bana çevirerek baktı dikkatle. Ben ne diyecektim sahi ona? Hah hatırladım.

"Afiyet olsun" O kadar düşünüp söylediğim bu oldu. Süper oldu Aslışah. O kadar cümlenin içinde diye diye afiyet olsun dedim ya bana da kocaman bir alkış alayım. Benim saçmalığım karşısında o gülümsedi. Kim bilir içinden nasıl dalga geçmiştir benimle. Ben arkasından salak salak bakarken annem elinde boş tabakla içeriye girdi.

"Sen mi geldin?"bana seslenirken masaya baktı. Biliyordum ki için burkulmuştu ama yapacak bir şey yoktu.

"Evet ve şimdi de gidiyorum"

"Nereye? Git babana görün"annem yine tersliyordu beni. Tamam haklı olabilirdi. Her anne evladının okumasını, iyi bir yerlere gelmesini isterdi ama burada evladın da görüşleri önemli değil miydi? Ona sorulmaz mıydı? Ne istiyorsun? Nereye gideceksin denmez miydi? Bizim ailemizde sorun orada başlıyordu. Bu defa da tamam diyerek çıktım bahçeye. Babam az önce bıraktığım gibi keyifle kahkaha atıyordu. Benim bulaşıkhanelerde canım çıkıyordu ama onlar benim çektiklerimi görmezden gelip mangal partileri veriyordu.

"Hoşgeldiniz"misafirlerimize dilimin ucu ile selam verdim ve babama döndüm.

"Biraz konuşabilir miyiz?"

"Dinliyorum"duruşunu dahi bozmadı.

"Özel"

"Burada da söyleyebilirsin Aslışah. Keyfim yerinde kaldırma beni" onlara pişmişse bana yıkanmıştı. Benim için hava hoştu pek fark etmiyordu. Cebime sıkıştırdığım maaşımı masaya bıraktım. Ellerimi arkadan bağlayarak gururla baktım babama.

"Bugün maaş günüm ve buda kendisi." babam bıraktığım parayı aldı eline ve inceledi. Tek tek saydı hepsini. Benimle yapacağı gurur dolu konuşmayı beklerken babam hiç ummadığım bir şey yaptı. Oturduğu yerden kalkarak mangalın başına gitti. Kor haline gelmiş ateşin içine bıraktı benim maaşımı. Ben bir ay boyunca sabah akşam dememiş o kadar yol yürümüş, akşama kadar popom koltuk yüzü görmeden ayakta çalışmıştım. Sudan nefret edecek hale gelmiştim ve babam benim emeklerimi ateşe atıyordu.

"Babaaa"Koşarak gittim ateşin yanına. Henüz yanmaya başlamamıştı tabi ki ama ben can havli ile avuçladım paraları. Ellerim kaşıntı şeklinde yanarken ben paralarımı çimenlerin üzerine atıp çiğnemeye başladım.

"Sen ne yapıyorsun baba? Ben o parayı kazanmak için neler çektim biliyor musun sen?"yaşadığım hayal kırıklığı ve üzüntü ile ağlamaya başlamıştım. " Sabah erken çıktım evden, akşam geç girdim eve. Param yanıma kalsın diye dolmuşa otobüse binmedim o kadar yolu yürüdüm. Şu tırnaklarıma bak, ellerim nasırlandı neredeyse. Sen ise sanki yolda bulmuşum gibi ateşe atıyorsun" Ben sinirle söylenirken babam karşımda gülüyordu. Öyle gülüyordu ki daha önce onu böyle görmemiştim. Komik miydi bu yaptığı? Hoşuna mı gitmişti yani?

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now