BD -5. BÖLÜM: İSTİFA

27.8K 1.6K 180
                                    

Yorum sınırı: 170

Keyifli okumalar...


5.BÖLÜM: İSTİFA

"Sen bana ne demek istiyorsun?" Sesimi sabit tutmaya çalıştım ama bu sinirle imkânsızdı. Şuan burada olsa emin olun çay kaşığının içinde ki suda boğardım onu. Bulunduğum alanda ki kalabalık, çevremde ki insanların bana ne gözle bakacağı ya da diğer konular mühim değildi. Tek düşündüğüm şey şuan için bana söylenilen kelimenin ağırlığıydı.

"Sadece çalışanlarımla orada burada buluşmayı bırak diyorum. İşlerinden alıkoyuyorsun"

"Sana hesap vermek zorunda değilim. Ne anlamak istiyorsan onu anlayabilirsin. Ha çalışanlarına güvenmiyorsan koyarsın kapının önüne" Dedim ve telefonu kapattım. Ona açıklama yapmayacaktım. Kendini bilmez insana en güzel cevap sessiz kalmaktı. Kendimi parçalasam da ona belli etmeyecektim.

Kapattığım telefon yeniden çalmaya başladığında bu defa katlanamayarak tamamen kapattım.

"Umursamıyorsa sevmiyordur, umursamıyor gibi görünüp umursuyorsa takılıyordur, eğer uzak davranıp her şeyine karışıyorsa emin ol seviyordur" yan masada elinde ki kitabı okumaya devam ederken aynı zamanda bana laf yetiştiren kemik gözlüklü çocuk bana akıl veriyordu. Dudakları kıpırdamasa onun konuştuğunu anlamazdım.

"Bana mı dediniz?" bir de üzerime alınmıyordum ha. Sanki neyime güveniyorsam. Burada benden başka elin delisi yüzünden yerin dibine girmiş, hakarete uğramış, çeşitli anlamlar yüklenmiş başka akıllı var mıydı? Kitabın lacivert ipli ayracını kaldığı sayfaya yerleştirdi ve kapaklarını kapattı. Ben o kalınlıkta bir kitap okusaydım eğer muhakkak doktor olurdum ama sevmiyordum.

Önce etrafına bakındı. Daha sonra hafiften tebessüm ederek cevap verdi.

"Evet"

"Allah kahretmesin hayır demeni çok isterdim. Şuan bildiğin rezil durumdayım"

"Sıkıntı yapma alıştığım durumlar benim. Sevgilisi olanların %90 ı bu duruma maruz kalıyor bende genellikle şahitlik ediyorum" Yahu sorun şuydu Selman benim sevgilim değildi. Yan yana masalarda konuşuyorduk.

"Aslında sevgilim olduğundan değil de ne bileyim öyle işte"

"Sevgilin değil ama olmasını isterdin. Olsa da olmadan önce daha keyifliydi diyebilirsin. Tuhaf ruh hallerine büründüğünü biliyorsun, hem sarkıyor hem korkuyorsun. Aslında gerçekten çok istesen elde edemeyeceğin hiç bir şey yokken ne istediğini de bilmiyorsun. Kendimi övmek istemem ama görmüş biri olarak fazla üzerinde durma derim. Eğer çok önem verirsen bilmelisin ki yağına dolanacak ve düşeceksin. Bırak o senin doğallığınla farkına varsın. Dikkat çekmek için peşinde koşmana ihtiyaç duymasın. Sana baktığında ışığını görsün, yanından geçerken varlığını hissetsin." Allah' ım Yarabbim ben neler duyuyordum. Başkasından duymak istediklerim teker teker karşımda oturan adamın dudaklarından dökülüyordu. Hani yanlış anlamanızı istemem ama resmen adamda bir olgunluk, bir politiklik vardı. Ben derin düşüncelerdeyken bana doğru elini uzattı. Her ne hikmetse oturduğu yerden kalkmadan yapmıştı bunu.

"Melih ben"

"Aslışah" Tokalaştığımızda aslında buradan kalkıp gitmem gerektiğini biliyordum. Tokalaşmamız sohbet etmeye devam etmemizi sağladı. Belki size bu sohbet tuhaf gelebilirdi. Bir çoğunuz asla böyle birisi ile konuşmayacağını iddia etse de aslında bir çoğunun konuşacağını da biliyorum. Size bir sır vereyim mi? İşin asıl tuhaf tarafı bizim Melih ile konuşmamız aynı pozisyonda devam ediyordu. O diğer masada ben karşı masada. Artık saat epey geç olduğunda eve gitme gerektiğinin farkındaydım.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin