BD -14. BÖLÜM: TAKİP MESAFESİ

20.4K 1.4K 403
                                    

Yorum sınırı; 400

Keyifli okumalar...

14.BÖLÜM: TAKİP MESAFESİ

İnsanlara kendimi anlatmaya çalışmaktan yoruldum, niyetimin kötüyü barındırmadığını, içine düştüğüm hatalardan ders almak istercesine bir daha ki sefere dikkat ettiğimi göstermekten, pişmanlıklarımdan, hatasız olmadığımı söylemekten yoruldum.

En yakın bildiklerinizin hayat meşgalesi içerisinde, bir sandalda yalnızca kendi refahları için çalıştıklarını unutalı çok olmadı ne yazık ki! Sizin üzüntüleriniz, kırgınlıklarınız, pişmanlıklarınız, çektiğiniz acılar hiç birinin umurunda değil... Küçükken ilk düştüğünüzde yardımınıza koşan kişilerin dahi sizi anlayamamış olması ne büyük hastalıktır bedenimize. Gencecik yaşınızda girmiş olduğumuz bu girdabın sonunda hasar almadan kurtulabilmenin bir yolu var mıdır? Yok mudur bilinmez...

Tek bir söz, bir bakış ile kolumuzu, kanadımızı kıranlara bir çift söz söylemek bazen yeterli gelebiliyor. Ben en saf halimle sevdim sizi, severdim, sevdim ve sevmeye devam edeceğim. Kırılacağımı bilerek, üzüleceğimi hissederek severim.

Kollarından ayrıldığım adamın bakışlarını üzerimde hissederken havada esen sert rüzgar saçlarımın karışmasını sağladı. Tek elim ile saçlarımı yüzümden çekerek Selman' a baktım. İfadesi kaya kadar sert, bakışları keskindi.

"Ailemi kırmak istemiyorum. Bu konuyu kendim halledebilirim" dedim sessizce. Ailemi ardımda bırakıp gitmeyecektim. Babamla konuşup bu konuyu kapatmasını, davetini geri çekmesini isteyecektim. Mavi gözleri renk değiştirirken zaten çok yakınımda olan bedenini dibime kadar getirdi.

"Ne demek kendim halledebilirim? Aslışah anlamıyor musun? Sırada ki düğün senin düğünün?" Ses tonu yükselirken korku ve telaşla etrafıma bakındım.

"Sana yok öyle bir şey diyorum. Babam benim iznimi almadan böyle bir şey yapmaz. Asıl anlamayan sensin" sesim sonlara doğru yükselmişti ve kendi kulaklarımı bile rahatsız etti. Babamı tanıyordum. Benimle konuşmadan böyle bir karar vermezdi.

"Sen babanı ne kadar tanıyorsun?" Sesini alçaltarak normal seviyeye getirdi. Gözleri bedenimi talan ederken olabildiğince sağlam kalmaya çalıştım. Karşısında yıkılmayacaktım. Sözlerine kanmayacaktım...

"O ne demek? Babamı elbette çok iyi tanıyorum. Babam o benim be, babam. Kendine gel, sözlerine dikkat et" İşaret parmağımı tehdit edercesine havada savurdum. Bu hamlem karşısında parmağımı yakalayarak yanına çekti kolumu.

"Bir şey söylemedim daha. Sadece babanı ne kadar tanıyorsun dedim. İlk fırsatta senin evlenmeni söyleyen adamdan bahsediyoruz. Hatırlarsan geçenlerde Asaf abin korumuştu seni"meydan okuyucu sözleri karşısında susmadım. Ailemi ve kendimi korumaya çalıştım.

"Gerekirse yine Asaf abim korur beni sana gerek yok. Üzerine vazife olmayan konular hakkında fikir beyan etme" Daha fazla burada kalmayacaktım. Ben ondan beni ailemden ayırmasını istememiştim. Eğer beni korumak istiyorsa bunu aileme karşı yapmasına gerek yoktu.

"O kadar yanılıyorsun ki? O kadar körsün ki Berceste. Olup bitenleri göremeyecek kadar kör, duyamayacak kadar sağırsın"Adımlarım sözleri ile duraksadı. Bir ayağım bahçede diğeri çardakta asılı kalmıştı. Omzumun üzerinden baktığım adamın rahat tavırları beni rahatsız ederken geri döndüm ve yakalarından tuttum.

"Görmem gereken ne varsa göster o zaman... Ne duymam gerekiyorsa duymama yardım et"

"Sadece etrafına daha dikkatli bakman yeterli bunları bilmen için. İnsanların sana karşı hareketlerini sorgulasan tüm sorun çözülecek ama sen kendini öyle bir oyuna kaptırmışsın ki, hiç bir söz, hiç bir hareket seni çeviremiyor" Kelime oyunları canıma tak ettiğinde bedenimi boşluğa bıraktım. Ani hareketim karşısında Selman bir şey yapamamıştı. Bedenim sert zeminle buluşurken dudaklarımdan çıkan inleme benim bile ciğerlerimi acıttı.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin