DG -7. Bölüm: KARAKOL

46K 2.5K 251
                                    

Gelecek bölüm için yorum sınırı; 200.

Medya: Bölümden bir alıntı.

Keyifli okumalar...

Keyifli okumalar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


7. BÖLÜM: KARAKOL

"Sevmiyor olabilirsin ama çabalamak zorundasın..."

"Cahili sev de zulüm gör,

Ankaralı sev adamı da gör,

Dağları aştım sana geldim,

Öptürmezsen ölümü de gör..." Dudaklarından üflediği sıcak havayı cama doğru yolcu etti. Elindeki bez ile salonun camlarını siliyor, diğer taraftan da radyoda çalan şarkıya eşlik ediyordu.

Dün gece eve geldiklerinde Devrim'e siniri geçmemiş olsa da sabah kalktığında hiçbir şey olmamış gibi mesajına karşılık vermişti. Bir günaydın mesajı bile onu mutlu etmişti. Önemseniyor olmak, hatırlanıyor olmak güzel şeydi. Camın köşesinde kalan silikon izini her defasında inatla silmesine rağmen çıkaramazken, bu sefer onu başarmış olmanın haklı gururunu damarlarında gezen kanda hissedebiliyordu.

"Kim öptürmüyor kız?" Elinde villada sopası ile camın iç tarafında duran annesine baktı. Bazen ondan akıllı kimse yokken, bazen her şeyi safa vuruyordu ya, Asude o zamanlar sinirden ağlamak istiyordu.

"Şükriye öptürmüyor," yeniden kaldığı işe devam ederken sokaktan birinin ona seslenmesi ile işine ara verdi. "Asude..."

Ayağının biri dışarıda, diğeri içerideydi. Kafasına bandana şeklinde bağladığı yazması, ayağına geçirdiği şalvarı ve kısa kollu tişörtü ile tam ev hanımı havasına bürünmüştü. Arkasını döndüğünde Kenan'ı görmesi bir oldu. Sokağın ortasından kuyruğuna basılmış kedi gibi cıyaklıyor, diğer taraftan onu görmesi için el sallıyordu.

"Ne var be? Issız adada kalmış Robinson Crusoe gibi!" Adamın konuşmasını beklerken o eli ile aşağıya inmesi içi ona işaret veriyordu. Ne olduğunu anlamayan Asude, elinde duran bezi pencerenin küpeştesine bıraktı ve içeriye geçti.

"Ben geliyorum hemen..." Salondan çıkarken annesi şarkı mırıldanmaya devam ediyordu. Dışarısı için kullandığı terliklerini ayağına geçirdi ve kapıdan çıktı. Basamakları indiğinde Kenan kapının kenarında onu bekliyordu.

"Ne oldu?" Önemli bir şey olmasa bu çocuğun tepinmeyeceğine kedisini inandırmıştı.

"Kızım ayvayı yedik!" Kenan elinde duran tespihi bir defa daha salladı. Yanlarını kazıttığı ve ortasında Belgrad ormanı gibi sırıtan saçlarına yurt, yuva edinmiş olan kafasını yanarlı dönerli ayakkabılarına çevirdi.

Asude adamın bu oyalanması yüzünden ağzına kırk beş numara tuvalet terliği ile vurmak için can atsada sabrederek onu beklemeye çalıştı.

Kalbi ağzında atıyordu. Ayvayı yedik demek, işin içinde onun da olduğu anlamına geliyordu. Ve bu sıralar Asude olaylara karışmayı hiç istemezdi. Tarih öğretmenine sene sonu not kırdığı için fırlattığı yumurta olayından sonra büyük olaylara karışmayı sevmiyordu.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now