Bölüm 2: Onun İçin Umut Yok

4.6K 240 18
                                    

2014
Yenilmezler Kulesi, New York

― ― ―

"Andrew Arnim mi? Daphne'nin onunla ne işi olabilir ki?"

Tony, Ashley, Steve, Clint ve Natasha oturmuş, ellerine son geçen bilgiler ışığında olayları değerlendiriyordu. "Ash, Daphne yalnız çalışıyor olamaz." Gözleri kısılan genç kadın soru sorarcasına Stark'a baktı.

"Yani, demek istediğim, o bir seri katil. Değil mi? Bir seri katil olarak eğitim gördü. Peki bir katil insanları öldürür, ama cesedi neden yanına alır?"

"Cesedi yanına mı almış?"

Clint ve Natasha, ciddiyetle birbirlerine bakıyordu. Ashley'in tavırlarındaki kontrol, onları tedirgin ediyordu. Mizaç olarak Stark'a gülünç bir şekilde benzeyen bu genç kadın, duyguları hakkında konuşmasa da, beden diliyle ifade ederdi kendisini ve Natasha onun içinden geçenleri okuyabilirdi. Fakat Ashley, şu ana kadar göstermediği bir sakinlik gösteriyordu o anlarda. Rhodey içeri girip karşılarına dikildi. "Andrew Arnim, bulundu. Cesedi bulduk."

Steve, hızla ayağa kalkarak konuştu. "Nerede?" Rhodey, elindeki telefonu Tony'ye fırlattı. Tony telefondaki bilgileri büyük hologram ekrana yansıttı ve tüm takım dikkat kesildi. "Bu bir görevse bile, bir anlamı var. Ashley? Sence neden yapmış olabilir bunu?"

"Grey Ghost" lakabının hakkını veren gri gözleri tamamen donuktu genç kadının. Salık bıraktığı gri saçlarını eliyle tutup başının arkasına attı ve derince bir nefes aldı. "Daphne, aykırı biridir. Aramızda sadece ikimizin anlayabileceği bir iletişim vardı küçüklüğümüzde. Bu yaptığı, yaptıkları, hiç akla yatkın değil. Jarvis, görüntüyü sol alt kısma odaklayıp o kısmı netleştirebilir misin?"

Görüntü istediği hale geldiğinde, Ashley ekrana yaklaşıp dikkatlice bakmaya başladı. Hologramda gözüne takılan kısmı işaret etti hareketlerini dikkatle izleyen takıma. "Benimle buluşmak istiyor."

Bu başta Tony olmak üzere herkesin kaşlarının çatılmasına sebep oldu.

― ― ―

"Aklını mı kaçırdın sen?!"

Bitmek bilmeyen öfkesiyle Stark, tesiste bulunan herkese ateş saçmaya başlamıştı bile.

Toplantı odasındaki büyük çalışma masasının başında duran deri koltukta oturup ellerini kavuşturmuş Ashley, öfkesini pek umursuyormuş gibi de durmuyordu zaten. Tony ve Steve, karşı karşıya durup tartışırlarken Iron Man'in tepkileri genç kadına verdiği değeri açıklar nitelikteydi.

"Bunu destekliyor olmana inanamıyorum, Yüzbaşı," dedi Tony. "Onu bir katile kendi ellerimle asla göndermem." Steve ise sert bir sesle cevapladı onu. "Bahsettiğin kişi beş yaşında bir çocuk olsaydı, bu tepkini anlardım, Tony. Ama bahsettiğimiz kişi Ashley. Grey Ghost. Bugüne kadar başardığı her şeyi çöpe atamazsın, bunun üstesinden gelebilecek biri varsa, ondan başkası değil."

Ashley ise sıkılmış bir yüz ifadesiyle ikilinin arasına girdi. "Bunu yapacağım," dedi. İtirazlarına ve savunmalarına geçecek olan Tony'yi susturdu, ardından devam etti. "Ve bunu yapmam kimse için sorun olmayacak. Çünkü o, bana zarar veremez." Odada sessizliğini koruyan Clint, daha fazla duramamıştı. "Bahsettiğin kişi White Echo, Ash. İkizin de olsa, onu tanısan da - daha doğrusu eskiden tanıyor olsan da - bu gerçek, onun sana zarar veremeyeceğini göstermez."

Gri irislerinde belirmeye başlayan siyahlıklar ile hızla Clint'e döndü. "O beni incitemez. Biz, birbirimizi incitemeyiz. Duygusallıkla ilgisi yok, fiziksel olarak bu imkansız. Hafızasını da yıkasalar, beynini de kontrol etseler, Daphne elinde bana karşı bir silah tutuyorsa o silahın tetiğini çekemez,"

OBSIDIAN: Stark's DaughterWhere stories live. Discover now