Bölüm 14: Hoş Geldin, Ashley

1.6K 125 11
                                    

"Hayır, hayır, hayır," şeklinde yayılan ses, uzun zamandır kilitli olan geniş laboratuvarın içinde yankılanmıştı. Arkada çalmakta olan AC/DC şarkısı eşliğinde yeni çalışmalara ve icatlara yönelmiş olan Ashley'in, dünya dahil hiçbir şey umurunda değildi.

Uzun zamandır uzakta olduğu laboratuvarına geri dönmüş olmak, onun için, her şeyden önemliydi. "Bu bileşik işe yaramaz, Karmen," dedi gri saçlarını geriye atarken. "Bunu sil ve tekrar dene, çabuk."

Geçirdiği krizden uyanışının üzerinden dört gün geçmişti, ve Ashley gün geçtikçe kendini daha fazla Stark hissediyordu. Bu dört koca gün içerisinde laboratuvarına kendi yardımcısı Karmen ve annesi Madeleine Flavieres'ten kalan yapay zeka Adkyn'i eklemişti genç kadın.

İşe yaramayacak her şeyden kurtularak, laboratuvarını baştan aşağı yeniden kurmuştu. Ait olduğu yerde, evinde hissediyordu kendisini ve tuhaf bir şekilde, kısacık bir sürede Stark olmaya alışmıştı. Laboratuvarını tekrardan kurmaya çalışırken, Tony ve Pepper, hatta daha çok Pepper, onu zorla basın karşısına çıkarmış ve Stark kanından geldiğini tüm dünyaya açıklamıştı, sırf bu gereksiz basın açıklaması yüzünden bir gün kaybetmişti.

Ve Ashley Stark, kaybetmekten nefret ederdi.

"Adamantiyum ve uranyumu beraber denedik mi, Karmen?"

"Kayıtlarda bu ikiliyi bulamadım, Bayan Stark. Denememi ister misiniz?"

Asistanından aldığı bilgiyle sırıtıp saçlarını topuz yaparak bir kalemle sabitledi ve sandalyeden kalkarken etraftaki hologram ekranlara göz attı. "Sorman hata, tatlım." Yüzündeki alaycı gülüşle yapay zekaya cevap verdikten sonra önündeki çalışmalara baktı, Clint'in okları ve Natasha'nın iğneleriyle ilgili değişiklikler yapmaya çalışırken kendisini komple sistemleri yenilerken bulmuştu. "Bayan Stark, misafiriniz var."

Kaşlarını çatarak kulaklıklarını boynuna indirdi ve kapıya baktıktan sonra Karmen'e seslendi. "Karmen, müziği kapat ve Yüzbaşı'ya kapıyı aç."

Dönen sandalyesinde kapıya doğru yöneldi ve sandalyeden kalkıp laboratuvara girmiş olan Steve'e gülümsedi. "Hoş geldin, Yüzbaşı," diye seslendi sarışın adama, hologram ekrana tekrar dönmeden önce. "Karmen, adamantiyum ve uranyum bileşiği ne alemde?"

Steve, kapıya yaslanmış bir şekilde hafif bir tebessüm eşliğinde genç kadının özenle, sadece üç gün içerisinde baştan yaratmış olduğu laboratuvarda göz gezdirdi. Mavi gözleri Ashley'in gri gözleriyle buluştuğunda bir abi edasıyla gülümsedi ona. "Seni tekrar laboratuvarında görmek gerçekten mutluluk verici, Ashley," dedi hologramlardan kafasını kaldırmayan kıza.

Duyduklarıyla gülümseyip Steve'e bakan genç kız, dönen sandalyesinden kalkıp Kaptan'ın karşısında duran tezgahın üzerindeki malzemeleri kenara itti ve bedenini mermerden yapılmış masamsı tezgahın üzerine bıraktı. "Laboratuvara geri dönmenin doğru karar olduğunu biliyorum," dedi alaycı bir gülümsemeyle. "Artık zamanı gelmişti."

"O zaman ben seni yalnız bırakayım, iyi olup olmadığını merak etmiştim sadece." dedi gülümseyerek Steve, ardından kızın omzunu sıkıp laboratuvardan çıktı. Laboratuvarını terk eden Yüzbaşı'nın ardından gülümsedi ve tezgahtan kalkmadan bileğindeki saate tıkayarak ekranları açtı. "Karmen, eğer otuz saniye içerisinde bileşiğin sonucunu vermezsen seni devre dışı bırakırım."

"Bileşiğin başarı oranı yüzde kırk sekiz nokta altı, efendim."

Oluşturabileceği yeni bileşikler için maddeleri incelerken, ekranda beliren uranyum ile adamantiyum bileşiğinin raporunu inceledi Ashley. "Bu bileşiğe titanyum ekleyip tekrar analiz et, hızlı."

OBSIDIAN: Stark's DaughterWhere stories live. Discover now