Bölüm 12: Görüşmek Üzere

1.7K 126 36
                                    

― ― ―

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.

― ― ―

♪ Billie Eilish | Six Feet Under

― ― ―

"Ashley, beni duyuyor musun?"

"Nabzı çok zayıf ve bilinci kapalı. Doktor Cho'yu arayın, çabuk! Bir şeyler çok ciddi derecede ters gidiyor!"

Bruce, endişeyle etrafta koşturarak Helen Cho'ya ulaşmak için çabalarken Natasha, genç kadının nabzını anlık olarak takip ediyor ve tesisteki durumu kontrol altında tutmaya gayret gösteriyordu. Tony, geçirmekte olduğu panik atak sebebiyle sakinleştirici etkisi altındayken, Steve de, ona göz kulak oluyordu. Clint ise Natasha'nın direktiflerini uyguluyor, kızıl kadına yardımcı olmaya çalışıyordu.

Nihayet Helen ile konuşup Clint'in onu almak için geleceğini ve acil durum protokolüne uygun olarak hazırlanmasını belirtirken, Clint'e çıkması için onay verdi. Kumral adamın başıyla onu onaylamasıyla laboratuvarı terk etmesi arasında maksimum beş saniye vardı, aceleyle koşarak hangardaki Quinjetlerden birini aktifleştirmiş ve konumu ayarlayıp havalanmıştı, Bruce ise Ashley'in durumunu Helen ve ekibine özetlemekteydi.

Daha yeni kavuştuğu kızını kaybetme korkusunun sakinleştirici ilaçlar tarafından bastırılamaması sonucu, yarım saat içerisinde kendine gelerek ayaklanmaya çalışan Tony ise, Steve'den yediği azarları zerre kadar umursamıyor, var gücüyle olduğu odadan çıkmaya uğraşıyordu, fakat deha bir kıza sahip olan dahi bir babayı, bir süper asker de olsanız, en fazla ne kadar tutabilirsiniz ki?

On dakika.

Tony, uyanmasından itibaren, on dakika içerisinde odadan çıkarak Ashley'in yanına gitmeyi başarmıştı. Odaya daldığında, hala cansız gibi yatmakta olan kızına baktı ve göz yaşlarını tutmaya çalışarak yatağının kenarına oturdu. "Ash, uyanman gerekiyor, güzelim. Seni daha yeni bulmuşken, ben, ben... Ben seni, ailemi kaybedemem. Yalvarırım, beni bırakma, Ash... Daha yapacak çok şeyimiz var bizim, beni bırakıp gidemezsin. Eğer ki gidersen, burnumun dibindeki öz kızımı, çocuğumu bilmemenin, bebekliğinde yanında olmamanın vicdan azabı öldürür beni, yalvarırım, beni bırakma..."

"Daha yaşanacak bu kadar şey varken, o, seni bırakmaz. Bizi, seni, bırakmaz."

Kulağına ulaşan ince, teselli edici ve bir o kadar da güven verici sesi duymasıyla kafasını kaldırdı Stark, turuncu saçlı kadını gördüğünde burukça gülümseyip kafasını yukarı kaldırarak derin bir nefes aldı.

Pepper ise çoktan sevdiği adamın yanına ulaşmış, kollarını kahverengi saçlı esmer adamın boynuna sarmış ve teselli etmek istercesine kulağına her şeyin düzeleceğini fısıldamaya başlamıştı. Nihayet göz yaşlarına teslim olan Tony, başını Pepper'ın kucağından kaldırmadan derince iç geçirdi ve titrek bir nefes verdi dışarıya, tüm hayatı, umutları, mutluluğu pamuk ipliğine bağlıydı o anlarda.

OBSIDIAN: Stark's DaughterNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ