Bölüm 39: Delilik ve Dahilik Arasındaki İnce Çizgi

656 57 9
                                    

Gri ve nemli saçlarını savurup, kurutmaya gerek duymadan banyodan çıktı Ashley. Kendini yatağına bırakmasının üzerinden beş dakika geçmişti ki, kapı, uzun boylu bir beden tarafından aralandı.

Gelen kişiyi gördüğünde hologramı kapatıp yataktaki duruşunu dikleştirdi. "Duş iyi gelmiş sana," diyerek gülümsemesi, dudaklarının yukarı muzip bir ifadeyle kıvrılmasına sebep olmuştu.

"Yukarı çıkalım," diyerek yataktan indi Stark, Rogers da onun adımlarını izledi. Üst katta bulunan mutfakla bitişik geniş oturma odası, rahatına biraz fazla düşkün olan Ashley'e uygun düzenlenmişti.

Koltuklar yumuşaktı ve yine yumuşak yastıklar yerleştirilmişti, yerde ise birkaç puf duruyordu. Odanın en ucunda bulunan duvar, boydan boya bir konsol ile kaplanmıştı.

Konsolun üzerinde çeşitli çiçekler, çerçeveler, defterler, kitaplar, dosyalar gibi şeyler karışık şekilde duruyorken, konsolun üzerindeki raflarda ufak figürler ve maketler yer alıyordu, duvarlarda ise çeşitli tablolar.

Genel olarak renk uyumu sağlanmıştı ve odaya hakim olan renklerin göz yormaması için özen gösterilmişti. "Migren hastasıyım," dedi Ashley, etrafı dikkatle inceleyen Diana'ya.

"Renklerin yumuşak ve göz yormayan tonlarda olmasının sebebi bu. Bazen ciddi migren atakları geçiriyorum. Friday'in, benim migren ataklarım ile ilgili birkaç protokolü bile var."

Tekli koltuğun bir koluna sırtını yaslamış, diğer kolundan bacaklarını sarkıtmıştı. Sırtına ve bacaklarının altına yastık yerleştirerek Diana'ya döndü. "Aklından geçenleri okuyup cevaplamam sıkıcı olur," dedi ifadesizce. "İstediğini sor, ben de cevaplayayım."

Başını salladı Diana, aklına gelen ilk soru ile Ashley'in yüzüne baktı. "Burada bir Yenilmez ve Stark'sın," diyerek cümleye başladı. "Ama aslında, nesin sen? Yani, işin ne?"

"Genç, dahi, savaşçı ve Stark'ım." olmuştu ilk cevabı, gururlu bir gülümseme ile birlikte. "Yedi üniversite bitirdim," dedi Stark. "Londra Emperyal, MIT, Oxford, Harvard, Stanford, Columbia ve Michigan. Enerji mühendisliği, biyomühendislik, kuantum fiziği, yapay zeka mühendisliği, atom fiziği, nükleer enerji mühendisliği ve nanoteknoloji mühendisliği alanlarında doktora yaptım; Fransızca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Almanca ve Latince dillerini biliyorum."

"Etkileyici," dedi Diana. "Peki, Yenilmezler'e nasıl katıldın?"

"Aslında," diyerek Rogers'ın mavi gözlerine baktı. "Yenilmezler'e katılmadım, Yenilmezler'i kurdum."

Diana'nın kaşları çatılmıştı. Genç kızın merakına tebessüm ederek açıklamaya koyuldu Ashley. "On altı yaşındaydım, babamla tanıştığımda. Jarvis'in, yani Friday'den önce kullandığımız dijital yardımcının sistemlerine sızdım.

"Cesaretin varsa karşıma çık," dedi. Ve ben de karşısına çıktım. Bana arkadaş olmayı teklif etti, yaşımın küçüklüğü ve zekam onu etkilemişti. Sonra, gittikçe yakınlaştık, yani, birbirimize aile olmuştuk.

Pepper ile birlikte olmasını sağladım, yardım ettim. Zırhları üzerinde birlikte çalıştık. Sonra, New York istilası gerçekleşti.

O olayda, Yüzbaşı'yı, Natasha'yı, Bruce'u, Clint'i ve Thor'u birleştirme fikri bana aitti. Ajan Coulson öldüğünde, hepsi öfkelenmişti. Loki'nin şu tuhaf asasının babama işlemeyeceğini biliyordum.

Bir takım haline geldiler, Stark Kulesi yerle bir olduğunda orası, Yenilmezler Kulesi haline geldi. Ardından, benimle tanıştılar. Kısa sürede iyi anlaştık ve ben de takımın bir parçası oldum. Yani, kısaca böyle özetleyebilirim."

OBSIDIAN: Stark's DaughterWhere stories live. Discover now