Bölüm 13: Oyun Zamanı

1.6K 129 12
                                    

"Kalp atışları normale döndü," dedi Doktor Cho, endişeyle kendisine bakan Pepper'a. "Endişelenecek bir şey kalmadı, Bayan Potts. Hatta birkaç saat içerisinde uyanacaktır." Helen, gülümsedi ve karşısında dikilen kadının güzel mavi gözlerine baktı, ardından Ashley'in hayati belirtilerini takip eden cihazlara yöneldi.

İçten bir şekilde gülümseyerek kadına teşekkür etti Pepper, ardından odadan çıkarak Tony ve diğerlerinin bulunduğu odaya ilerledi. Bruce, son çıkan test sonuçlarını incelerken, Tony'yi bir sorun olmadığına ikna etmek için çabalıyordu, Pepper hızla toplantı salonuna daldı.

"Helen kalp atışlarının da normale döndüğünü, birkaç saate uyanmasını beklediğini söyledi," dedi nefes nefese. Bruce, onaylanmış olmanın memnuniyetiyle elindeki tableti kenara bırakarak toplantı odasından çıktı ve çıkmadan önce Tony'ye "oldu mu?" bakışı atmayı ihmal etmedi, Helen'e teşekkür etmek üzere kadının bulunduğu odaya ilerledi. Tony ise dijital asistanına seslendi. "Jarvis?"

"Buradayım, efendim." Tony, elini kahverengi saçlarından geçirdi.

"Ashley uyanır uyanmaz, beni haberdar et. Uyandığında onu ilk gören ben olmak istiyorum."

"Elbette, efendim. Bu arada, Bayan Adams'ın yetkileri ve erişimi konusunda güncelleme yapmayı hatırlatmamı söylemiştiniz."

"Uyandığında, tekrar hatırlat, J. Kızım, yıllar sonra hakkı olan soy adını alacak."

"Nasıl isterseniz, Bay Stark."

"Teşekkürler, dostum."

Helen, normale dönen değerler sebebiyle, Ashley'in başında beklemesine gerek olmadığına kanaat getirmişti, kızın başında Bruce Banner gibi bir doktorun olması, onun için fazlasıyla yeterliydi.

Kendisini uğurlamak için kalkış pistine gelen Tony'ye baktı Doktor Cho. "Bayan Adams's geçmiş olsun, dileklerimi ve teşekkürlerimi ilet lütfen, Tony," dedi gülümseyerek, ardından cevabını beklemeden Clint'in kontrolünde olan jete ilerledi. Arkalarından gülümsedikten sonra, Jarvis'in sesini işitti Tony. "Efendim, Bayan Adams'ın bilinci yerine geldi."

"Adams değil," dedi Tony, odaya koştururken. "Stark."

Ashley Adams, daha doğrusu Ashley Stark, uyanmıştı.

Hızlı adımlarla içeri girerken Jarvis'e kapıyı kilitlemesini, kendisinden önce kimseye açmamasını söyledi ve asansöre koştu, gerekli komutu verdikten bir dakika sonra kata ulaşmıştı.

Kapının önünde durmakta olan Natasha, Steve ve Bucky, ona ölümcül bakışlar atarken onları görmezden gelmeyi tercih etti Stark ve Jarvis'e seslenerek kapıyı açmasını istedi. Komutuyla açıla kapılardan içeri girdi ve hızlıca genç kadının yatağının başına koştu, Ashley ise yatakta doğrulmaya çabalıyordu. "Ağır ol, küçük Stark."

Babasının sesini duymasıyla yüzünde bir tebessüm oluşmuştu Ashley'nin. Nihayet doğrulup sırtını yatağın başlığına yasladı ve başını arkadan destekleyerek Tony'ye baktı. "Neler oldu bana? En son, odama atmıştım kendimi, gerisini hatırlayamıyorum."

"Daha öncekilerden çok daha şiddetli bir sinir krizi geçirdin ve ödümüzü patlattın, Ash. Olan bu." Ashley, hafifçe güldü ve Tony'ye baktı. "Sanırım, biraz konuşmamız gerekiyor." Tony de tıpkı onun gibi gülümseyerek başını salladı. "Kesinlikle, Bayan Stark."

Arkada duran üçlünün hiçbir yere kıpırdanmamasıyla Starklar, "Çıkın hadi!" demişti aynı anda, sabırsız bir edayla. Üçlü ise afallayarak birbirlerine bakmış ve odadan çıkmıştı. "Jarvis, bulunduğumuz odayı kilitle."

OBSIDIAN: Stark's DaughterWhere stories live. Discover now