Bölüm 62: Ben Deli Değilim

441 46 4
                                    

Indila | S.O.S

― ― ―

Kapısını aralayıp içeri giren babasına bir bakış attıktan sonra, tekrardan gözlerini denize dikti Ashley. Tony, gelip yatağın kenarına oturdu ve kızının elini tuttu. "Astrea, doktor ile görüşmen gerekiyor güzelim."

Göz teması kurmadı, sadece, "Ben deli değilim," demekle yetinmişti. "Elbette deli değilsin," diyerek onun elini iki eli arasına aldı Tony ise. "Sadece, zor zamanlar geçiriyorsun. Bu zamanları atlatmana yardımcı olmak için de bir doktor çağırdım. Daha önce ben de onunla görüşüyordum, tatlım. Emin ol, sadece yardımcı olmak için burada."

"Beni anlamayacak," diye cevap verdi, gözleri ise birbirlerine tutunan ellerindeydi. "Beni anlayamaz."

"Sorun yok," diye fısıldadı Tony. Gri gözlerdeki yorgunluk, çok açıktı. Belliydi, Ashley artık ayakta durmak istemiyordu.

Ama geliştirdiği savunma mekanizması sebebiyle, kendini bırakmamak için elinden geleni yapıyor, zihninin içinde dönen fırtınaları boş veriyordu. "Kendini kapatman iyi değil," diye devam etti Tony. "Kafanda dönen şeylerin sana korkutucu geldiğini biliyorum. Ama Adriana, onlardan kurtulmana yardım edebilir, gerçekten."

"İstemiyorum," dedi Ashley. "Ne onu, ne de bir başkasını."

"Astrea," diye üsteledi Tony. "Sorun yok, gerçekten. Kendini bırakabilirsin, yıkılabilirsin. Bunların hepsi normal, dahi de olsan, sen bir insansın. Ben yanındayım, her zaman da olmaya devam edeceğim. İkarus'u hatırla. Sen, İkarus gibi olmayacaksın. Ben her daim seni tutacağım, her düştüğünde kaldıracağım."

"Bana yardım edemez," diye mırıldandı. "Bana yardım edemez."

"Bana ettiyse, sana da eder. Endişelenecek hiçbir şey yok. Sadece onunla konuşman gerekiyor. Lütfen, benim için."

Başını yorgunca salladı Ashley, gözlerini yere dikmişti. Tony'nin saçlarına öpücük kondurmasıyla, hafifçe tebessüm etti ve bacaklarını kendine çekti. Üzerindeki battaniyeyi kenara attığı sırada, tanımadığı bir kadın içeri girmişti.

"Merhaba, Bayan Stark," dedi kadın. Ashley, gözlerine bakmadı veya herhangi bir tepki vermedi, kadın ise tebessüm ederek, yatağının karşısındaki koltuklara oturdu. Kendisini çağırmasını beklemeden, kalkıp karşı koltuğa oturdu ve gözünün önündeki gri saçlarını kenara ittikten sonra doktor olduğuna inandığı kadını inceledi.

"Ben Adriana Johnson," diye konuya girdi Doktor. "Daha önce babanız Tony Stark ile de çeşitli görüşmeler yaptım, bu yüzden Stark Ailesi'ne biraz aşina sayılırım. Öncelikle adınızı rica edebilir miyim?" diyerek kendisine bakan kadının kahverengi gözlerine, bir saniye için baktı. "Ashley," dedi donuk bir sesle. "Ashley Stark."

"Siz, değil de sen dememin bir sakıncası var mı?"

"Hayır," diye yanıtladı Doktoru. "Pekala, o zaman, bana biraz kendinden bahsedebilir misin, Ashley?"

"Hakkımda bilmen gerekenden fazlasını bildiğini biliyorum," dedi aynı donuk ve sabit ses tonuyla, Doktor ise kafasını iki yana sallamıştı. "Ben, gerçek seni tanımak istiyorum." dedi karşısındaki gri saçlı kadına. "Mesela, babana karşı ne hissediyorsun?"

"Onu seviyorum," diye mırıldandı. "Onu çok geç buldum."

"Peki, geç bulduğun için kendine veya ona kızıyor musun?" derken, gözlüklerini düzeltti Doktor. "Hayır," yanıtıyla dikkat kesildi. "Kızmıyorum. İkimiz de bilmiyorduk."

"Daha öncesinde gittiğin doktorların raporlarına göre, Asperger Sendromu şüphesi taşıyormuşsun," dedi Adriana, kadının hareketlerini analiz ederken. "Yıllar öncesiydi," diye cevap verdi Ashley.

OBSIDIAN: Stark's DaughterWhere stories live. Discover now