Bölüm 85: Hamile Misin? Güzel Şaka

1.1K 43 18
                                    

♪ Aurora | Runaway

― ― ―

2026
Bir Yıl Sonra
Leroy ve Stark'ın Evi
Beverly Hills, Kaliforniya

Söylenerek, elindeki tornavidayı atölyenin tezgahına bıraktı genç kadın. Merdivenlerden çıkarak mutfağa ulaştığında, başında hissettiği ağrı sebebiyle duvara tutunmuştu. Uzun zamandır yanında olan yapay zekası Nyks, hızlanan kalp atışlarını algıladığında, duruma müdahale etti. "İyi misin, patron?"

Huysuzca başını aşağı ve yukarı salladı Ashley. "İyiyim, sadece şu sebepsiz mide bulantıları ve baş ağrıları olmasa daha iyi olacağım."

"Leroy'a haber vermemi ister misin?" Başını bu defa iki yana salladı. "Hayır, Nyks."

Yapay zekanın onayıyla, mutfağa ilerledi. Dolabı açıp, bir bardak meyve suyunu aldıktan sonra, tezgahta bıraktığı cep telefonunu da alarak koltuğa ilerledi. Evi, tıpkı babası ile yaşadıkları ev gibi denize bakan bir uçurumun üzerine inşa edilmişti, fakat yapısal değişiklikler barındırıyordu. Evin teknolojik altyapısını tamamen kendisi hazırlamıştı Ashley, mimari yapıyı ise Asher ile kararlaştırmışlardı.

Televizyonu açıp birkaç şeye göz atmaya karar verdi Stark, fakat bunu yapamadan telefonu çalmıştı. Çalan telefonu cebinden çıkardı ve arayanın kim olduğuna bakmadan cevapladı. "Evet?"

"Çıkabildin mi atölyeden?" dedi telefondaki ses, Ashley bu ses ile gülümsedi. "Dahi de olsan dinlenmeye ihtiyaç duyuyorsun, bilirsin," diye cevapladı.

"Elbette bilirim, seni ben yaptım." diyen babasına kahkaha attı. "Bugünkü toplantıyı unutma, Stark," dedi Tony, araba kullanmakla meşgulken. "Pepper'ın beni evden atmasına az kaldı senin yüzünden."

Gülerek gözlerini devirdi. "Kadını hayattan bezdirip suçunu bana atma, Stark," diye karşılık verdi babasına. "Kim bilir ne yapıyorsun da deliriyor. 2015'te aldığın o dev oyuncak tavşanı sevmediğini hatırlatırım, ki ben sana sevmeyeceğini defalarca söyledim."

"Her şeyi bilmek zorunda mısın?" dedi Tony, kaşlarını çatarak. Ashley ise "Sen söyle," diyerek omuz silkti. "Beni sen yaptın sonuçta."

"Genlerime bu kadar lanet ediyorsam bunun sorumlusu sensin," derken kahkaha attı Tony. Ashley ise gülümsedi. "Ben de 3000 kere seni seviyorum, baba!" Babasının gülüşünü gördüğünde, birkaç saniye boyunca adamı izledi, ardından aramayı sonlandırdı. Telefonunu koltuğa bıraktığında hissettiği yoğun mide bulantısı ile elini ağzına götürdü genç kadın, ardından koşarak tuvalete ilerledi.

Klozete eğilip kusmaya başladığında, kahverengi saçlarını toparladı ve arkasına attı. Kusması nihayet bittiğinde, elini ve yüzünü yıkadı, ardından duvarlara tutunarak kendisini oturma odasındaki koltuğa attı, ayakta duramayacak kadar bitkindi. "Nyks?"

"Buradayım, Stark."

Başına hücum eden ağrı ile kendisini serbest bıraktı, derince nefes alarak gözlerini kapatmıştı. "Ne oluyor bana?" diye mırıldandı.

"Eğer istersen, eczaneden ilaç siparişi verebilirim."

"Hayır," dedi ve koltuğa tutunarak ayağa kalktı. "Laboratuvarımı aç."

Yaratıcısının dediğini yaptı ve laboratuvarı açtı Nyks, Ashley merdiven korkuluklarına tutunarak laboratuvarına indi. Kendini ekranlarla çevrili masanın önünde duran koltuğa atmakta zorlanmıştı, damarlarındaki kanın, damarlara fazla basınç yaptığını hissedebiliyordu sanki. "Puddinghead, bana turnike, küçük kan tüpü, enjektör, alkol, pamuk, yara bandı ve iğne ucu getir."

OBSIDIAN: Stark's DaughterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin