Bölüm 26: Ona Bir Şey Yapamazlar

1K 70 15
                                    

Güneş ve ay yer değiştirerek dünyanın günü aydınlanmaya başladığında, Ashley Stark, cenin pozisyonunda yatmakta olduğu yatakta gözlerini aralayarak yüzündeki saçları geri itmiş ve ardından yatakta doğrulup, sırtını yatak başlığına yaslamıştı.

Yatağının karşısında duran büyük balkonun cam kapılarından geçecek güneş ışığının engellenmesi için konulmuş beyaz perdeler hafifçe aralanmıştı, aynı zamanda çift kişilik yatağın solunda kalan duvardaki büyük pencere de odaya deniz kokusunun girebilmesi için açık bırakılmıştı.

Üzerindeki tişört ve şortu, uykulu halinden biraz olsun uzaklaşabilmek için çıkardı ve açık mavi bir sweatshirt'ün altına beyaz pantolon ve beyaz spor ayakkabılarını giyerek odasından çıktı.

Merdivenleri hızlıca inerken, çoktan kalkıp, takım elbisesini giymiş ve mutfak tezgahına yaslanarak bir yandan elindeki tableti inceleyen bir yandan da kahvesini yudumlamakta olan babasına gülümsedi, sersem bir sesle konuştu. "Günaydın, baba."

Kızının sesiyle kafasını tabletten kaldırdı Tony, gülümseyerek kahvesini bitirdikten sonra kızını cevapladı. "Günaydın, güzellik. İyi uyuyabildin mi?"

Başını olumlu anlamda aşağı - yukarı salladı genç kız, babasının yanına ilerleyip kahve makinesinin bölmesine büyükçe bir kupa yerleştirdikten sonra buzdolabına yönelip sandviç için birkaç malzeme çıkardı, ardından hızlıca bir sandviç yaparak malzemeleri güçleri aracılığıyla dolaba kaldırdı ve kahvesini de alarak babasının yanına mutfakla bitişik salona yöneldi.

Sandviçini ısırıp kahvesinden birkaç yudum alırken, meraklı bakışlarla Tony'ye dikti gözlerini. "Bugün için bir planın var sanırım?"

Tableti kapatıp alçak, mermerden yapılmış sehpanın üzerine bırakırken başını salladı Astrea'ya. "Birkaç işim var, şirkete uğramam gerekiyor. Ayrıca SHIELD ile toplantımız var, Yenilmezler olarak. Akşam da bir parti veriyoruz, üste, Thor da orada olacak. Şu özel Asgard içkilerinden getirmesini istedim, Loki'nin asası ile birlikte. Parti sonrasında asayı incelemek için üste kalırız."

Başını sallayarak sandviç tabağı ile kupasını sehpaya bıraktı genç kız. "O zaman gidip alışveriş yapsam iyi olur sanırım."

Tony, gülümsedi. "Pepper'a haber ver, onun zevkini beğeniyorsun. Yalnız başına hiçbir yere gitme, anlaşıldı mı, küçük hanım?"

Kaşlarını çatıp başını yana eğdi Ashley. "Kendi başımın çaresine bakabileceğimi biliyorsun," dedi babasına sert bir sesle. Babasının cevabı ise elbette gecikmemişti.

"Biliyorum, ama gerek olmayacak. Yanına koruma sürüsü al, demiyorum, sadece Pepper ile git. Tek başına da dolaşma, genç bayan, tartışma sonu. SHIELD toplantısı öğleden sonra saat üçte, şu an da saat bir, yani iki saatlik bir boş zamanın var. Ben şirkete gideceğim, gelmeye ne dersin?"

"Hayır," diyerek bacaklarını kendine çekti genç kız. "Senin ark reaktörünü nanopartiküler hale getirmek üzere çalışacağım."

"Nasıl istersen," diyerek konuşmayı sonlandırırken, gülümsemeyi ihmal etmemişti Tony. Kızının "yalnız dolaşmamak" konusundan hoşlanmadığının farkındaydı ve dik bakışları, büyük Stark'ın derince bir nefes almasına sebep olmuştu.

"Bak, dışarıda tuhaf şeyler oluyor," diyerek endişelerini dile getirdi. "Ne olduğunu henüz bilmiyoruz, fakat kötü şeyler oluyor. İnsanlar bir anda birilerini vurmaya başlıyor, intihar ediyor, kazalar yapıyor veya daha kötüsü, bir anda kayboluyorlar. En son yıktığımız HYDRA üssünden kaçan gelişmişlerden şüpheleniyoruz, ama hala tespit edemedik onları. Bu yüzden, en azından tehlike geçene kadar, beni dinle, lütfen."

OBSIDIAN: Stark's DaughterWhere stories live. Discover now