Bölüm 17: Dünya Yanıyordu

1.3K 96 8
                                    

♪ Charlotte Cardin | Wicked Game

Dünya yanıyordu, beni senden başka kimse kurtaramazdı.

― ― ―

Genç Stark, sadece kendisine ve babasına ait olan yeni evlerindeki büyük odasında derin bir uykudaydı, saat sabaha karşı dört civarı yatağa girmişti ve buradaki oyuncaklarını gerçekten sevmiş olduğu için oyun alanında epey oyalanmıştı, bu sebeple dokuz saat boyunca aralıksız bir şekilde uyumuştu.

Saat öğlen bire gelirken, Tony Stark çoktan ayaklanmış ve kızı ile kendisi için kahvaltı hazırlamaya - daha doğrusu, yardımcı hazırlarken boş boş yayılmaya - çoktan başlamıştı. Kahvaltı ve günün diğer öğünlerin hazır olduğunu belirten yardımcının işini bitirdiğini söylemesine başını sallamış, kadının evden çıkışıyla o da ayaklanarak küçük kızının odasının yolunu tutmuştu.

Siyah renkteki kapı, hafif aralık bırakılmıştı. Kapıyı ittirerek içeri adımladı Stark, kızının yatağının bir köşesinde cenin pozisyonunda uyumakta olduğunu gördüğünde yüzüne yayılan tebessümü engelleyememişti. Ashley'in dönük olduğu tarafa yürüyüp eğildi ve kızının yüzüne dökülen gri saçlarını okşadı, onu rahatsız etmemesi için saçları kenara ittirmişti.

Uykusunu aldığı için hafif kıpırtıları hissedip gri gözlerini aralamıştı genç kız, başında durmakta olan babası ile göz göze geldiklerinde esnemiş ve kıkırdayarak "Günaydın," demişti.

"Günaydın, küçük hanım. Artık kalkmaya ve bir an önce baba kız günümüze başlamaya ne dersin?"

Bedenini esneterek yatakta doğrulan Ashley, gri saçlarını yüzünden çekerken gülümseyerek başını sallamıştı. "Olur derim, Stark."

"O zaman, ben aşağıdayım. Üzerini değiştirip gel."

Babasını onaylayarak onun odadan çıkmasını beklemiş, ardından bedenini tekrar yatağa bırakmıştı genç Stark, gözlerini kapatacakken babasının sesini duymasıyla kıkırdamış ve yataktan kalkmıştı.

"Kalk o yataktan, Astrea Stark!"

― ― ―

Üzerine giydiği beyaz renkli ve HARVARD yazılı tişörtünün altında, siyah penye bir şort vardı. Bileğinden çıkarmamaya dikkat ettiği saati her zamanki gibi bileğindeydi, merdivenlerden inerken epeyce büyük olan salonun camlarından görülmekte olan deniz ile gülümsemişti.

Onun denize yakın ve insanlardan uzak, huzur verici yerleri sevdiğini bilen Tony, Malibu'nun denizinin üzerindeki büyük araziyi satın almış ve oraya büyük bir ev yaptırmıştı, her kattaki denize bakan odaların pencere kısımları özelikle büyük ve kapı şeklinde tasarlanmış, hatta ikilinin deniz sevgisi dolayısıyla büyükçe balkonlar yapılmıştı.

Alışıldık balkon tasarımının dışında olan bu alan, yine cam ile çevrelenmiş ve cam kısımlara - Ashley, bunun Pepper'ın fikri olduğuna adı kadar emindi - çiçekler, saksılar, bitkiler yerleştirilmişti.

Babasının, yapımında masraftan kesinlikle kaçınmadığına da fazlasıyla emindi genç Stark. İkisi için de ayrı ayrı tasarlanmış laboratuvarlar, eğlence alanları, spor salonu, yüzme havuzu, evin giriş katını oluşturan salon, balkonlar ve daha bir çok detay, bu evin "Starklar'a aitim!" şeklinde bağırmasına sebep oluyordu.

Kalabalıktan uzak ve neredeyse denizin içinde olması ise, Ashley'i en çok mutlu eden tarafıydı. Yatak odası, yatağı, denizi görebilen cama karşı duracak şekilde özellikle ayarlanmıştı.

OBSIDIAN: Stark's DaughterWhere stories live. Discover now