Bölüm 20: Kalbi Delen Kurşun

1.1K 90 4
                                    

Güçlendirilmiş uçuş takımları ve tam güç ile çalışan motorlar sayesinde, uçakla altı saat süren New York - San Francisco yolculuğu, bir saat dolmadan, Starklar tarafından tamamlanmıştı. İniş için babasının komutunu duyan Ashley, Adkyn'e sordu. "Adkyn, iniş yapacağımız bölge ve iki yüz metre içerisinde herhangi bir yaşam formu algılıyor musun?"

"Bahsettiğiniz alan içerisinde sinyal engelleyiciler tespit ettim, efendim, sistemde sorun yaratmaması için güvenlik duvarını tekrar oluşturuyorum. Sorunuzun cevabı ise, evet, yaşam formu algılıyorum, fakat sayısını ne yazık ki belirtemiyorum. Kaşları çatılırken Tony'ye yaklaştı genç kız, kulaklıklarından iletişim kuruyorlardı, gözünün etrafındaki hologramda yer alan bilgileri kontrol ederken alayla konuştu. "Yüzbaşı yanılmamış, ha?"

Kızının sesini duyan Tony, gülümsemişti. "İnişe geç, silahları hazırda tut. Ne olacağını kestiremiyorum."

"Anlaşıldı, Bay Stark," dedi genç kız, ardından hızlıca yön değiştirerek yere doğru uçtu, babasıyla aynı anda klasik Tony Stark inişi yapmışlardı

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

"Anlaşıldı, Bay Stark," dedi genç kız, ardından hızlıca yön değiştirerek yere doğru uçtu, babasıyla aynı anda klasik Tony Stark inişi yapmışlardı. "Bu, tek başıma yaptığıma bin basar."

Kıkırdayarak evin kapısının önüne ilerledi Ashley, kapıya doğru attığı her adımda, Harvard'dan eve döndüğü tatili anımsıyor ve kendini, tüm o anıları tekrar yaşarken buluyordu.

Kendisine güçlü olmak zorunda olduğunu fısıldarken, duruşunu dikleştirdi ve yanına gelen Tony'den aldığı onayla, kapıyı, hızlı bir tekme savurarak açtı. Işın silahı olan ellerini içeri uzattı ve karşısına çıkabilecek herhangi bir kişi için hazırda bekledi, fakat, ev sessiz ve sakin görünüyordu.

"Üst kata gidiyorum," dedi babasına genç Stark ve hızlıca merdivenlere yöneldi, uçarak üst kata vardığında, iki elini de yan yana duran kapılara yöneltti ve gönderdiği ışınlarla kapıları patlatarak açtı, koridorun sonundaki odaya gelene kadar hiçbir şey çıkmamış olması, o odada bir şeyler olduğuna dair hislerini kuvvetlendirirken, kapıya bir tekme savurdu ve tetikte bir pozisyonda içeri girdi.

Gördükleriyle, zırhının maskesini açmış ve kocaman gözleriyle karşısına bakmıştı.

Daphne, üzerinde, Bucky'nin, Kış Askeri olduğu zaman giydiği gibi bir ceket giyiyordu, genç Adams'ın saçları ikizine dönmesiyle savrulmuştu. Ashley, bir adım gerilerken, Daphne, elini "dur" anlamında kaldırdı ve karşısında şaşkınlıkla dikilen gri saçlı kızın gözlerine baktı. "Dur!"

Daphne'nin gözlerinde gördüğü duygular, Ashley'e, yabancı fakat yabancı olduğu kadar da tanıdık gelmişti.

Pişmanlık, korku, üzüntü, kırgınlık, yorgunluk.

Daphne pişmandı, korkuyordu, genç kız üzgündü, kırgındı ve yorgundu.

"Sana, söylemem gereken şeyler var, Rea," dedi çakır gözlerini karşısındaki gri gözlerle birleştirirken.

OBSIDIAN: Stark's DaughterDonde viven las historias. Descúbrelo ahora