Bölüm 29: Günahlarını İtiraf Et

852 66 16
                                    

"Lütfen bana bir iyilik yap ve onu hayata döndürme," diyerek oturmakta olduğu samanların arasından çıktı Nick Fury, Bartonlar'ın traktörünü tamir etmek üzere ahıra giren Tony ise, alaycı bir ifade ile elini traktöre vurmuş ve mırıldanmıştı. "Bayan Barton, seni küçük ajan."

"Yapay zeka," derken, adama yaklaştı Fury. "Kendine engel olmadın, denemeyi düşünmedin bile."

"Bu kısmı atlayıp, faydalı olduğun yere gelsek? Gerçekten uzun bir gün oldu."

"Gözümün içine bak ve onu kapatacağını söyle."

"Sen, benim yöneticim değilsin." Stark'ın umursamaz tavırları, Nick'e ne yazık ki etki etmiyordu. Adam hafifçe tebessüm etti. "Ben kimsenin yöneticisi değilim," derken dudaklarında ufak bir gülümseme vardı. "Sadece, senin için endişelenen bir yaşlı adamım."

"Ve ben de, Yenilmezler'i ve kendi kızını öldüren adamım," dedi Tony, kafasını kaldırıp esmer adamın yüzüne bakarken. "Hepsinin, herkesin öldüğünü hissettim, Nick. Kızımın gri gözleri solmuş, ona has o parıltı girmişti. Yüzbaşı'nın nabzı yoktu, Romanoff cansız bir şekilde yatıyordu. Hissettim, bu benim mirasımdı."

"Küçük bir cadı, senin duygularınla oynuyor, Tony," diye yanıtladı adamın endişesini. "Sen ve kızın çok etkileyici şeyler buluyorsunuz, fakat savaş onlardan biri değil."

"Gerçekti," diye mırıldandı. "Gördüklerim, onlar gerçekti. Ben oyuna getirilmedim, onlar bana gösterildi. Herkesi kaybettim, Nick. Kızımı, ekibimi, tek dostlarımı, herkesi kaybettim."

"Gerçek olmadığını, kızın seninle oynadığını anlayacaksın," derken Stark'a yaklaştı Nick. "Şimdi, alt etmeniz gereken bir yapay zeka var."

Fury'yi onaylarken ahırdan çıkarak ekibin toplanmış olduğu mutfağa girdi, herkes temizlenmiş, oturuyordu, Natasha ve Bruce hariç. Natasha, üzerindeki bornozla oturup, gördüğü kabusun görüntülerini tekrar tekrar kafasında yaşarken, Bruce da, pek farklı bir durumda sayılamazdı.

Duştan çıkıp, tıraş olduktan sonra, banyonun karşısında dalgınca oturan kızıl kadına baktı ve gülümsedi, Natasha da ona. "Sana katılırdım," derken, dudaklarında nazik bir gülümseme vardı. "Ama pek doğru bir zamanmış gibi gelmedi."

Bruce da başını sallayıp nemli saçlarını karıştırırken, kadının yüzüne baktı. "Bütün sıcak suyu bitirdiler."

"Sana katılmalıydım."

Aralarında ufak flörtleşme ortadan kaybolduğunda, ikisi de daha ciddi şeylere odaklanmış ve hayal kırıklığı dolu bir konuşmaya dalmışlardı. Konuşmaları bittiğinde, ikisi de ekibin yanına inmiş, tartışmaya dahil olmuşlardı. Havanın kararmasıyla, herkes akşam yemeğini hazırlamak üzere mutfaktaydı.

Ashley, Bartonlar'ın mermer tezgahında oturup küçük Bartonlar'ın bebek bisküvileri ile sütü karıştırarak yerken bağdaş kurmuş bir şekilde konuşmaları dinliyordu. Tony, arada ufak bir tebessümle kızını izliyor, sözlere cevap veriyor, dart tahtasına oklar atıyordu.

Tahtadan uzaklaşıp kızının yanına gitmek üzere ayaklanırken, Clint'in okları atarak tam isabet ettirmesi ve "Yani, ne dediler?" diyerek Fury'ye soru sorması eş zamanlı olmuştu. Tony, ona kaşlarını çatarak bakarken, "kusura bakma, dostum" der gibi ellerini kaldırıp omuzlarını silkmişti Clint. "Nükleer kodların peşinde ve her yerde, bir tavşandan daha hızlı çoğalıyor. Nükleer kodlar ise, bilinmeyen biri tarafından sürekli değiştiriliyor."

"Bu bilinmeyen, dost mu düşman mı?"

"Ultron'un bir düşmanı var, bizim ise bir bilinmeyenimiz. Aynı şey değil. Yine de, kim olduğunu öğrenmek için para verirdim."

OBSIDIAN: Stark's DaughterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin