İki Dünya Arasında(BxB)

14-Ortak Düşman

Resul adresini aldığı yere doğru sürerken aklından onlarca şey geçiriyordu. Hızla varmak için yol aldığı kişi düzeneği, sahnede birileri varken,belki de Reha olacağını bile bile çalıştıracak kadar gözü dönmüştü. Kim bilir belki de sadece Resul'e değil Reha'ya da zarar vermek istemişti. Eğer şüphelerinde haklıysa bir taşla iki kuş vurmayı hedeflemişti it oğlu it. Belli ki takıntılıydı ve Resul bu takıntılı o*spu çocuğuna dersini verecekti. Sokağın başında arabasından inmeden, beklediği kişinin mekanın kapısından çıkmasını bekledi dakikalarca. Arayıp haber veren kişi , günler önce restoranda buluştuğu ve sonunda gerçeği anlatmaya ikna ettiği çocuktu. Onun da icabına bakacaktı ama ondan önce hesap sorması gereken bir şerefsiz vardı.

Yaklaşık bir saatin sonunda beklediği kişi, yanında aklına asla gelmeyecek biriyle çıktı mekandan.Yanlış görüp görmediğini kontrol etmek için arabadan çıkıp, görünmemeye çalışarak tekrar baktı şaşkınlığına engel olamayarak. Ama gördüğü kişi kesinlikle Reha belasının arkadaşı Çağrı'ydı. "Ulan bunun Samet'le ne işi var? Lan bunlar yine ne sikim çeviriyor ? " Elleriyle saçlarını çekiştirirken, aklına gelen şeylerin doğru olmamasını umuyordu Resul. Telaşla kontağı kapatıp ,önünde yürüyen ikiliden gözlerini bir an olsun çekmedi. Samet'in ne kadar takıntılı bir manyak olduğunu bir süre önce anlamıştı aslında ama işin içine Reha ve ekibinin karışacağını, o kıvırcık belanın her boka burnunu soktuğu gibi buna da dâhil olacağını asla tahmin etmemişti. Gerçi onunla alakalı neyi önceden tahmin edip öngörebilmişti ki!

Sağına soluna bakınıp, arkalarından yürümeye başladı sessizce. Hem takip ediyor hem de Reha ve Çağrı'ya aklına gelen tüm küfürleri ağzının içinden mırıldanır gibi sıralıyordu. Belli ki ona yaptıkları gibi Samet'e de oyun oynuyorlardı ama büyük bir ayrıntıyı kaçırmışlardı. Samet onların bildiğinden daha takıntılı bir manyaktı. Resul depoda Reha'ya yaptığı şeyden sonra Samet'e unutamayacağı bir ders vermiş,belli ki Samet de bu dersi sindirememiş kendince bu oyunu planlamıştı. Zihninde bu ihtimalleri ölçüp biçerken,bir süre sonra önündeki ikili hemen ilerdeki taksi durağında vedalaşmış,ayrı ayrı taksilere binip gitmişlerdi. Resul bu gecelik işinin bittiğini anlayıp gerisin geriye hızlıca arabasının yanına döndü. Samet'i bir süre takibe almanın iyi bir fikir olacağını düşünüp,gözünün önünden ayırmamaya karar vererek bindi arabasına.Elinde kanıt olmadan polise gitmenin mantıklı hiç bir tarafı yoktu çünkü. Hatta işi daha çok çıkmaza sokar bu sefer kendi başını yakardı. Bir kaç gün izlerse elbet bir açığını yakalardı itin.

Tüm bunların yanında bir de bu gece gördüğü Çağrı meselesi vardı.Kafasını ellerinin arasına almış kara kara düşünüyordu. Samet tehlikeliydi ve her ne kadar onlardan nefret ediyor olsa bile oynadıkları bu oyunun sonunun çok kötü biteceğini görüyordu. Düzeneği Samet'in sabote ettiğini öğrenmiş olsalardı, böyle bir işe asla girişmeyeceklerini tahmin ediyor ,bildiklerine rağmen susmayı da insanlığına yakıştıramıyordu. Gözlerini karartıp bu oyunu oynayan Çağrı ve Reha'yı bir şekilde uyarmalıydı fakat işkenceden farksızdı kıvırcık çocukla iletişim kurmak. Bu akşam gözünün içine bakarak söylediği şeylerden sonra daha iki saat geçmeden mesaj atmak gururunu hiçe sayıp, ekmeğine yağ sürmek demekti.Öyle bir çıkmaza girmişti ki iki ucu boklu değnek gibiydi düştüğü durumun. "Sikerim böyle işi ben ya! Ne boktan duruma düştüm. Haber versen, ben sana yazma demedim mi diyecek. Yazmasan bile bile de bu gerizekalıların başına gelen bokların vicdan azabı yiyip bitirecek. Samet'i yanıma aldığım günü sikeyim.Kafama tüküreyim. İt oğlu it, piç sapık. "

Düşünmekten iyice boğulduğunu hissedince,gerilen sinirlerini gevşetmek için kapıyı açıp indi arabadan. İçine serin havayı çekerken,Reha'yı tanıdığından beri kaç kez aklı ve vicdanı arasında kaldığını düşündü. Bu ikilemden nefret ediyordu. Yaşadığı bu durumun aksine basit biriydi Resul. Ya nefret eder ya severdi, ya devam eder ya bırakırdı. Arada kalmazdı,grinin hayatında yeri yoktu hiç. Ya siyah ya beyazdı fikirleri. Onu ikilemde bırakan her şeyden kaçmıştı Resul, tıpkı şimdi yapmak istediği gibi. Hem Reha değil miydi onu elindekilerle tehdit eden, bıraksın ne halleri varsa görsünlerdi. Öyle herkese oyun kurulamayacağını belki öğrenirlerdi.