35-Hayatın İronisi

2.5K 257 381
                                    

Şerefsiz: Vardın mı eve?

Kıvırcık bela çevirim dışı

Şerefsiz: Ben demiştim otobüsle uzun sürer bu karda kışta. Kesin trafik olmuştur. 45 dakika oldu. Daha eve girmedin mi?

Reha elinde bir büyük kupa sıcak bitki çayı ile üstünü değiştirip oturmuştu koltuğa. Ebru hanım aramış, önemli bir konuda yardıma ihtiyacı olduğunu söylediği için biraz dinlenip çıkması gerekiyordu. Elinde telefonu Resul'den gelen mesaja girmeden ekrana bakıyordu 10 dakikadır.Cevap vermek, iyice umutlandırmak istemiyordu onu. Belki de daha fazla sürüklenmek, çekimine kaptırmak istemiyordu kendini .Kabul ediyordu artık, itiraf etmek istemediği şeyin bugün daha çok farkına varmıştı. Reha Resul'ü gördüğünde, onun dokunuşlarından etkileniyor, engel olamadığı o büyüye doğru çekiliyordu. Ama bunu istiyor muydu? Asıl sorun buydu işte! Resul,Reha'dan çok farklı biriydi. Geçmişi düşününce bir türlü ondan emin olamıyordu.Evet bu sabah yaptığı şey çok büyük ,çok cesur bir adımdı. Değişimine, verdiği sözü tutacağına inandırmıştı Reha'yı inkar etmek anlamsızdı. Ama tüm bunlar Reha'nın ona adım atması için bir sebep miydi? İki farklı dünyadan insanlardı onlar. Reha kalbindeki hislere daha fazla kaptırmadan kendini ,bir an önce bu işi bitirmeli, Resul'e açık ve net olmalıydı. "Tamam" dedi kendi kendine "ilk işim Resul' ü gördüğümde bu işten ümidini kesmesini söylemek. " Bu kararı almıştı almasına ama neden göğsüne kocaman bir ağırlık gelip oturmuş gibi hissediyordu. Artık bir karar vermişti ve rahatlaması gerekirken neden tam tersi bir huzursuzluk hali çökmüştü üstüne. Elindeki kupayı sehpaya bıraktı sinirle. Kalbi ve aklı sanki son sürat birbirinin rağmına dönen iki çark gibiydi. Akışına bırak diyen tarafına uyabilseydi keşke ama Reha hiçbir zaman öyle biri olamamıştı ki!

Belki de bir kaç günlüğüne Ankara'ya gidip kafasını toparlamalıydı. Annesinin dizinin dibinde biraz rahatlarsa daha sağlıklı düşünebilirdi. Her gün konuşsa da içinden çıkamadığı durumlar olunca ,annesini görmek ve ona sığınmak isteyen tarafı ağır basıyordu yine.
Mesajı görüldü yapmak istemediği için kapatıp yanına koydu telefonu. Çayını içip, staj için gerekli her şeyi çantasına koyarak çıktı evden. Kar yağışı durmuş olsa da keskin soğuğu hissederek durağa doğru yürüdü hızlı adımlarla. Neyse ki çok beklemeden taksim otobüsü gelmiş, sıcak yere atmıştı kendini. 20 dakikanın sonunda, kanal binasının önündeydi kıvırcık. Ebru hanımın yanına çıkarken içinde garip bir heyecan vardı. Bir taraftan önemli bir iş olması ,diğer taraftan bu önemli iş için akıllarına onun geliyor olması hem meraklandırmış hem de heyecanlandırmıştı kıvırcığı. Ebru hanımın çalışma ahlâkı, mütevazi kişiliği Reha için bulunmaz şanstı. Hocasına içinden bilmem kaçıncı kez teşekkür ederken, kapının önüne çoktan geldiğini fark etmemişti bile. Tıklatıp sakin adımlarla girdi içeri. Ebru hanımı masasının başında, önünde bir sürü evrakla cebelleşirken buldu.

Reha'nın içeri girdiğini yeni fark eden kadın, dosyalardan zar zor kaldırdığı bakışlarını Reha'ya çevirdi. "Hoşgeldin Reha'cım geç otur lütfen." Masanın başından kalkıp Reha'nın yanına oturdu tüm zerafetiyle. Reha'nın bakışları broş yerine bugün taktığı gökkuşağı desenli kolyesine takıldı. Dudakları istemsiz kıvrılırken, bakışlarını tekrar parlak ela gözlerine çıkardı.
"Hemen konuya girmek istiyorum müsade edersen Reha'cım. Seni çağırmamın sebebi, elimde uzun süreden beri beklettiğim bir dosyayla ilgili edindiğim yeni bilgiler.Yıllardır araştırdığım bir konu bu. Şimdiye dek gerçekten becerebileceğine inandığım, güvenilir bir asistanım olmadı hiç. Mehmet hocan seni öyle anlatmıştı ki bana. Özellikle seninle çalışmayı bizzat ben talep ettim ondan. Hem dünya görüşün ,hem karakterin doğru insan olduğunu fısıldadı bana. Uzun zamandır beraber olmasak da Mehmet hocanın dediklerinde haklı olduğuna şahit oldum seni tanıdıkça. "

İki Dünya Arasında(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin