İki Dünya Arasında(BxB)

65-Kaybettiklerini Geri Vermek

"Sence bu T-shirt nasıl olmuş?" Boy aynasında kendine bakan Reha, dakikalardır bir türlü ne giyeceğine karar veremiyordu. Çiçek hanımla görüşeceği için ondan da önemlisi Resul'le ilk defa bir ortama gireceği için çok heyecanlıydı. Ne giyse yakışmadığını ya da uygun olmadığını düşünüyordu.

Yaklaşıp arkasından usulca sarıldı Resul. Kafasını omuzuna koyup kokusunu soludu. Aynadaki yansımalarına bakıp gülümsedi. Yanyana ne de güzel duruyorlardı! "Güzelim, giyip çıkardıklarının hepsi de iyiydi zaten. Bana sorma çünkü ben seninle ilgili hiçbir konuda objektif olamam. " Baştan aşağıya kıvırcığı süzüp yüzünü kendine çevirdi. Dudaklarına sıkı bir öpücük kondurup, "Ama hava akşama doğru serinler , üzerine bir şeyler almayı unutma. " dedi çıplak kollarını okşarken.

"Off çok heyecanlıyım. Seni görünce verecekleri tepkileri düşünmekten, Çiçek hanımla yapacağım konuşmaya odaklanamıyorum. " Üzerine son kez bakıp saçlarını düzeltti. Gökkuşağı çoraplarını giyinip, görüşmelerdeki vazgeçilmezi uğurlu küpesini takmayı unutmadı.

"Kafaya çok takıyorsun. Ne derlerse desinler, sence bu benim moralimi bozar mı?" Elinden tutup kıvırcığının avucunun içini öptü. Parmaklarını birbirine geçirirken cüzdanını ve anahtarını alıp, Reha'yı kapıya doğru yürüttü. " Hadi çıkalım. Daha ablama uğrayıp benim de üstümü değiştirmem lazım. "

"Eşyalarını da al madem, artık buraya yavaş yavaş yerleş olur mu? " Yüzünde güller açıyordu düşündükçe. Resul'le uyumak onunla uyanmak. Gece ve gündüz fark etmeksizin istediğinde uzanıp elini tutmak, dudaklarından nefes solumak... Reha için hayatında ilk defa tamamlanmış hissetmek öyle tarifsiz bir duyguydu ki. Sanki şimdiye dek eksik yaşamış ama bunu Resul gelene kadar fark etmemiş gibiydi. Ayakkabılarını giymiş onu bekleyen Resul'e doğru adımladı. Sarı saçlarını karıştırıp, " Öpeyim mi bi'? "dedi masum masum. Sanki izne ihtiyacı varmış gibi...

Resul'ün canına minnetti. Konuşmadan dudaklarını kıvırcığa uzattı çapkın bir bakışla. Reha onu sertçe ve ıslak öpünce, beklemeden o da boynunu öptü. " Böyle beni yükseltip durursan evden çıkamayacağız güzelim, hadi artık. "
Gülerek,asansörün kapısını açarak kıvırcığını içeri çekti.

Ebru'nun evine doğru sürerken, Reha da torpido gözündeki 90'lar CD sini arıyordu. Bulduğu CD'yi Resul'e doğru hatırladın mı der gibi manidar bir bakışla salladı. " Edirne yolculuğu geldi aklıma. Biraz gergin ve üzücü bir yolculuktu gerçi. " Aklına gelen anılarla durgunlaşan Resul'ü buldu bakışları yeniden.

"İlk itirafımı sana o zaman yapmıştım. Sen de beni pişman etmiştin gerçi. " Saniyelik bir hüzün gölgesi geçti Resul'ün gözlerinden. Reha durgunlaşan Resul'ün viteste duran elinin üzerini okşadı. "Kaçıyordum işte. Senden, en da çok kendimden. Neyse o günler bizi bugünlere getirdi sonuçta. İyi ki itiraf etmişsin. "

Resul parmaklarını okşayan elleri avuçlayıp üzerini öptü. Bırakmadan sürmeye devam etti. "Merak ettiğim bir şey var. "Kıvırcığa saniyelik bakış atıp yola çevirdi bakışlarını tekrar. " Hani barda bana sulanan bir herif vardı ya. Ben dövecekken sen kulağına eğilip bir şeyler söylemiştin. Ne dedin adamın kulağına. "

Aklına gelen şeyle kahkaha atan kıvırcık, merakla ona bakan yeşilleri turlayıp gözlerini yola çevirdi. "Söylemem" dedi. Kahkahası arabayı dolduruyordu.

"Reha, hadi yaaa. Vallahi çok merak ediyorum. "
Yalvaran gözlerle ona bakan Resul'ü daha fazla meraklandırmadan , " Bir şey demedim ya, sadece benim sevgilim olduğunu söyledim o kadar. "dedi bakışları hala yoldayken.

"Nee? Sevgilin mi? " Yanındaki kıvırcığa şok olmuş gözlerle bakıyordu.Reha'nın böyle bir şeyi ağzına almış olabileceğine bile ihtimal vermiyordu.Sitenin otoparkına girip arabayı durdurdu. Kontağı kapayıp tüm vücuduyla yanındaki çocuğa döndü. "Ya sen sevgilim mi dedin benim için? Ciddi misin? Sonra da bana İstanbul'a dönene kadar hayatı zindan ettin öyle mi? "