66-Kavga Etmenin İlk Kuralı

1.3K 153 221
                                    

Çam yarmam: Güzelim... 11.00

Çam yarmam: Özledim...11.05

Çam yarmam: Telefona neden bakılmıyor? Merak ettim. Ara vermiş olmanız lazım. Neden yazmıyorsun? 11.09

Çam yarmam: Geldim... Fakültenin önündeyim. Arada telefonuna baksan keşke Reha! İçeri giriyorum. 11.46

Kıvırcık belam: Girme geliyorum ben. Blok ders yaptık Resul. Merak edilecek bir şey yoktu. Tahmin etmeliydin canım.

Çam yarmam: Öğrendim! İçerdeyim bile. Koridorda bekliyorum seni. Kısa bir mesaj atsaydın Reha, merak edeceğimi asıl sen tahmin etmeliydin!

Kıvırcık belam: Offf, huysuz! Atar yapma bana bak ısırım haa! Bekle geliyorum.

Çam yarmam: Gel gel, atarın kralı yapılacak birazdan...

Sırtında çantası, dağılmış kıvırcık saçları ve elinde kahvesiyle büyük ahşap kapıyı açıp çıkan Reha, her zaman ki gibi kusursuz görünüyordu. Ona bakan yeşil gözler onlarca kişi arasından ışığıyla parlayan kıvırcığı bulmuş izliyordu.

Ağır adımlarla, cam kenarında asık yüzle onu bekleyen Resul'ün yanına yürüdü.Etraftaki kalabalık ve meraklı bakışlar çoktan onları bulmuş, kimi burun kıvırarak kimi ise dudak bükerek bakıyordu. Seyirlik manzara bulmuşlar, dedikodu kazanını çoktan kaynatmaya başlamışlardı. Reha biraz da bu yüzden Resul'ün içeri girmesini istememişti,kulağına gelebilecek laflara çok da sakin tepki vermezdi biliyordu.

"Reha, notlarını unutmuşsun! " Arkadan gelen sesle ikisi de bakışlarını çevirip elinde salladığı notlarla bu tarafa bakan Tunahan'a kilitlenmişti. Yanlarına gelip elindekileri Resul'ün gözünün içine bakarak uzattı Reha'ya. "Aceleyle çıktın galiba. " Resul'ün bakışları değişmeye başlarken aldırmadan devam etti Tunahan. "Bir de proje için kapak hazırlamıştım ona bakalım diyecektim. Hoca ikimizin de fikri olsun dedi."
Reha ne yapmaya çalıştığını anlamadığı Tunahan'ı boş bakışlarla süzüyordu. Aralarında geçen kavgayı unutmuş olamazdı. Çok mu önemliydi şimdi kapak?! "Sen bana mail at ben bakarım evde. "

"Bugün son gün Reha, sen bu aralar pek derslere girip çıkmıyorsun ama teslim etmemiz lazım. "

Bilerek sataşıyor, Reha'nın yanında sinirlensin diye yaptığını çok iyi biliyordu Resul. Müdahele etmemek için dişlerini sıkıyor, laf çarpmasını duymamış gibi yapmaya çalıyordu.
"Resul ne yapalım? Çok sürmez aslında istersen evde bekle sen olur mu? " Reha, yanında burnundan soluyan çocuğu eve göndermeye çalışsa da sorarken bile cevabının hayır olduğunu biliyordu.

"Yok ben yanında kalacağım. Beklerim seni! " Gözlerini bir an olsun Tunahan'dan çekmeden konuşuyor, tehdit vari bakışlarını üzerinde gezdiriyordu. Öleceğini bilse kıvırcığını bu itle yan yana bırakıp bir yere gitmezdi. Reha'ya telefonlarına bakmadığı için hesap sorma işini erteleyerek yanlarında yürüyen fırsatçıya kilitlendi.

Reha, serçe parmağını Resul'ün işaret parmağına geçirmiş, arada yeşil gözlere bakıyordu ama Resul Tunahan'dan bir an olsun göz temasını çekip,kıvırcığa bakmıyordu. Bir şey dese de dövsem diye tetikte bekliyordu. Kantine doğru yürürlerken, kimseden ses çıkmıyordu. Üç kişilik bir masa bulup, meraklı bakışların altında sandalyelerini çekip oturdular. Resul, Reha'yı kendine doğru çekerken, kıvırcık oflayarak yeşillere baktı. "Abart, abart Resul! " Dişlerinin arasından , sandalyesini kendine yapıştıran çocuğa söylenmeye devam etti. "Ya, Resul şöyle bakmayı kes çocuğa. Yarım saatlik iş. Bitirip çıkalım. Gözünü seveyim bir olay çıkmasın! "

İki Dünya Arasında(BxB) Where stories live. Discover now