62-Duygusal Çıkmazlar

1.7K 178 302
                                    


"Hoşgeldin Tuğçe, şaşırttın bizi! " Ebru misafirini içeri buyur ederken, aynı zamanda Tuğçe'nin telaşlı haline bakıyordu. "Gel hadi sofraya hemen , aç mısın? "

"Hoşbulduk ablacım. Valla açım, evden kaçar gibi çıktım o yüzden hayır demem bu teklife. "
Tuğçe daha önce bir kaç defa geldiği eve girerken, açık duran salon kapısından kafasını uzattı önce. Yüzüne alaylı bir gülümseme yayılırken, içeri adımladı. "Ooo eski nişanlım da buralardaymış! Naber Resul? "

Reha nişanlım lafıyla irkilirken, Resul'e çevirdi bakışlarını. Yeşiller ne yapacağını bilemez halde sağa sola bakınıyordu. Tuğçe'nin her zaman ki boş boğazlığı belli ki bu gece başına dert olacaktı.
Reha'da, Resul'le beraber Tuğçe'ye bakarak ayağa kalktı. Kıvırcığı fark eden Tuğçe, yüzüne yayılan kocaman tebessümle elini uzattı. "Yaa sen Reha'sın. Şu meşhur Reha. Vayy be, çok memnun oldum. "

Reha karşısında ki kızın iyi biri olduğunu , yüzüne yayılan samimi gülüşüyle anlasa da içine kendisinin bile hoşlanmadığı ve anlamlandıramadığı bir duygu gelip yerleşivermişti. İçten içe kemiren, rahatsız eden bir ağırlık gibiydi. Uzatılan eli sıkarken gülmeye zorladı kendini. "Memnun oldum Tuğçe, sen de meşhur sahte nişanlı olmalısın. " dedi,sahte kısmında dönüp Resul'e bakarken.

Resul boğazında bir şey kalmış gibi kızararak öksürdü . "Hoşgeldin Tuğçe, gel otur şöyle. " Karşısında ki sandalyeyi oturması için uzanıp geri çekti. "Hayırdır nereden çıktı akşam akşam ablama gelmek? "

"Bir de soruyor musun? Ortalık alev aldı, yandı bitti sen hayırdır niye geldin diyorsun? Sence Resul? Dün bana telefon açıp bu akşam her şey bitecek dedin de böyle biteceğini de söyleseydin keşke! "Kızgın gözlerle Resul'e bakıyor, yanında oturan Ebru'ya da kaçamak bakışlar atıyordu. " Ebru abla sana da aşk olsun yani, resmen şok oldum. Biraz çıtlatsaydınız keşke! "

Ebru yanında oturan kızgın gözlere çevirdi bakışlarını."Vallahi Tuğçe'cim bir kaç kişi dışında bilen yoktu. Resul seni ailenle sıkıntıya sokmamak için de özellikle ayrıntıya girmedi. Onlarla beraber öğrenirsen senin için daha iyi olur diye düşündü."
Resul çorba kasesini burnundan soluyan kızın önüne koyarken, her zamanki Tuğçe diye geçirdi içinden. "Senin sinirin neye önce onu söyle sen! Buna sinirlenmiş olamazsın Tuğçe. "

Reha, Resul'ün Tuğçe'nin gerçekten neye sinirlenip sinirlenmediğini anlayacak kadar tanımasına şaşırırken aynı zamanda da öfkeli hissediyordu. Bakışları Tuğçe ve Resul arasında gelip gidiyor karışmamak için zor tutuyordu kendini. Dayanamayıp yanındaki çam yarmasına bakışlarını çevirdi. "Resul sen..." dedi ama düşündüklerini söylemekten bir anda vazgeçti. Daha ilk dakikadan ortamı germek istememişti. "Neyse ya bir şey yok. "

Resul tedirgin siyahların giderek karardığını fark ediyordu etmesine de, şu durumda yapacak bir şeyi yoktu. Plansız gelişen bu akşamın Reha'nın canını sıkmasını hiç istemiyordu ama Tuğçe'nin de dilinin kemiğinin olmadığının bizzat şahidiydi.

Tuğçe ikisi arasında ki bakışmayı söylenerek böldü. "Evet bildin, nasıl da tanıyorsun beni. Aslında annemlere sinirliyim. Bana demediklerini bırakmadılar. Yok bi'çocuğu elinde tutamadın, yok ne biçim kızsın falan işte... "

"Ya Allah Allah ne alakası varmış!? Senin hiçbir suçun yok ki! Konuşayım ister misin Sevgi teyzeyle? Senin arada kalıp zarar görmeni istemiyorum Tuğçe. "Resul kendi hayatını düzene sokmak isterken başkasının hayatını dağıtmak istemiyordu.

Reha ise konuşmaları dinliyor Resul'ün düşünceli hallerine hem hayranlık duyuyor, hem de kendinden başkasına da hassas olduğunu görmek canını acıtıyordu. Bencillik miydi bu? Başkasına böyle yumuşak davranmasını istememesi onu kötü biri yapar mıydı? İstese de engel olamıyordu bu duygulara.Hayatında daha önce buna benzer içini kemiren, kemirdikçe de üzen başka bir duygu hissetmemişti. Tuğçe ile öyle yumuşak konuşmasın istiyordu o kadar!

İki Dünya Arasında(BxB) Where stories live. Discover now